İranlı general Kasım Süleymani A.B.D tarafından Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarında insansız bir hava aracı tarafından düzenlenen bir hava operasyonu ile öldürüldü.
Kasım Süleymani İran Devrim Muhafızları Ordusunun yurt dışı operasyonlarından sorumludur. Bu saldırı ile birlikte anında haber ve görüntüler Dünya basınına servis edildi. Para piyasaları bu olaya kısmen tepki verdi.
Süleymani'nin öldürülmesi tüm stratejistlere göre İran'a nükleer anlaşmaya uymadığı için diz çöktürne hareketi olarak lanse edildi. Peki durum gerçekten öyle miydi?
Aslında bu tarih yeni Dünya düzeni için düğmeye basılma tarihiydi. Şimdi konuyu tüm açıklığı ile yazacağım. Bu tarihi ve bu olayı unutmayın.
DÜNYADA İLK PARA KULLANIMI :
İlk madeni paralar Lidya'lılar tarafından Lidya kralı Alyattes tarafından bulundu. Altın, gümüş sikke olarak basıldı.
Liydya'lıların madeni paraları bastırdığı zamanlarda Çin'liler de kağıt paraya geçtiler. Roma'da m.ö. 269 yılında ilk olarak gümüş sonra da altın paralar basıldı.
Kağıt paraların ilk kullanımı ise 11. yüzyılda Moğol imparatoru Kubilay Han askerlerine maaşını kağıt para bastırıp ödedi.
Avrupa'da ise 1661 yılında stockholm'da basıldı. Bir kaç yıl sonra da İngiltere'de, 18. yüzyılda da Amerika kıtasında kullanılmaya başlandı. Günümüzde ise Merkez Bankalarınca basılarak devletler tarafından kullanıma sokulmakta..
MERKEZ BANKAKARININ YAPISI :
Peki bu merkez bankalarının gerçekten sahipleri kim? Şimdi gelelim Merkez Bankalarının sahiplerinin kimler olduğuna:
İnternetde araştırırsanız Merkez Bankalarının sahiplerinin bulunduğu devletin hisselerinin olduğu, yanı sıra büyük bankaların ve özel hatırı sayılır şahısların, aile şirketlerinin hisselerinin olduğunu, bazılarınında isimlerinin saklı olduğunu görürsünüz. Çok şükür ki ülkemizde son yıllarda devlet hisseleri artırıldı.
Gelelim bu paraların kime ait olduğuna ve ilginçliklere :
Cebinizden bir kağıt para, bir de madeni para çıkarın. Kağıt parada "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası", madeni parada ise "Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası" yazdığını görürsünüz. Madeni para darphanede basıldığından devletin öz malıdır. Kağıt para ise Merkez Bankasi ortakları tarafından basılmış devlete emanet edilmiş paradır. Karşılığında tahvil ya da altın gibi kaynak verilmiştir. Tahvil ve kaynak göstermeden para basan sadece A.B.D'dir.
A.B.D. kaynaklara göre 2009 krizinden öncesine kadar 880 milyar dolar civarında para basmıştır. Halâ da para basmakta gecede 74 milyar civarında dolar basmaktadır.
Kısacası dolara bağlı petrol piyasa düzeni çökmüş, tüm ülkeler bu sistem karşısında aşırı borçlanmıştır.Eğer size bu sistem 100 lira veriyorsa, 100 liralık banknotun maliyeti 10 lira ise 90 lirası banka ortaklarının demektir. Misal size bir sene yada anlaştığınız vadede 100 lirayı 110 liraya sizden devlet olarak istiyorsa bu 10 lirada faiz demektir.
Sürekli borc para verenin garantisi tahvil ve altın gibi madeni met'adır.
Öyle bir sarmal vardır ki hani coçukların müzik eşliğinde oynadıkları bir oyun var ya :
Ortada 4 sandalye vardır. Müzik kapatıldığında 4 kişi sandalyeye oturur. Beşinci 1 kişi ayakta kalır. Bu durum devletler ticaretinde iflasların garantisidir. Sürekli alınan borç ve faiz enflasyonu doğurur. Enflasyon bir paranın üzerindeki vergidir. Enflasyonla halkın ve devletin alım ve hizmet gücü düşer. Para pula dönüşür.
Dünya'da devletler arasında yürüyen bu ticaret sistemi sömürgeci, kapitalist sisteme dönüşmüş olup sürdürebilirlikten çıkmıştır. 1971 den beri tüm dövizlerde dahil petrole bağlı Amerikan dolar ticareti sistemi var. Bu sistemin kendi köle ile efendi işi gibidir.
Maalesef çark öyle kurulmuş ki merkez bankasına ortak olan kan emici sülük gibi özel imtiyazlı ortak aileler çatır çatır basılan paralardan hava parası alır gibi kârlarını ! almaktadırlar. Ve günümüzde artık bu piyasaya güvensizlik nedeniyle altın artık paranın yerini almaktadır. Altın paranın değerini her zaman dilimi içinde daima korumaktadır. Altın yaradan tarafından halkın refahını her dönem korumak için sanki yaratılmıştır.
Altın yaradanın, gümüş kralların, para da iradi itibari olan parayı temsil eder.
Şimdi bunca şeyi niye size anlattım konuyu dağıtmadan başa yani yazdığım tarih olan 3 Ocak 2020'ye dönelim :
General Kasım Süleymani yazımın başında da belirttiğim gibi çok önemli bir kişiliğe sahipti.
1980'den başlayan İran-Irak savaşından beri bölgede her yerde görülen bütün şii nüfusuna hatta bölgede ki diğer müslüman guruplarca da itibarı olan sözü geçen bir kişiydi.
Amerika Orta doğuya geldiğinden beridir barut kokusu, kan ve göz yaşı asla eksik olmamıştır. A.B.D. bölgede ekonomik, ticari çıkarları için mezhep savaşı çıkarmaya adeta zemin ve zaman kollamaktadır.
İran'lı general Kasım Süleymani'nin vurulduğu bölge petrol ve doğalgazın merkezidir. Aslında bu olayı İsrail yaptırmıştır.
Amerika hem kendi bölgesinde ve hemde Avrupa bölgesinde ticaretin daralması ile sömürülecek yeni bölgeler ve partnerler bulmak zorundaydı. Bu nedenle kendisine partner olarak İngiltere'yi, sömürülecek yer olarak da bakir zengin yeraltı kaynakları olarak da Orta doğuyu, mezopotamya mihverini seçmiştir. Aynı zamanda küresel iklim değişikliği nedeniyle uzun yıllar sonra topraklarının bir kısmı sular altında kalacağından dolayı halkını güvenle yerleştireceği toprak olarak her tufandan sonra hayatın yeniden kurulduğu Orta doğu topraklarını bu nedenle seçmiştir.
Son seçimlerle birlikte Donalt Trump'un başkan seçilmesiyle Amerika milliyetçileşmiş, İsrail'i korumacılığından vazgeçme gibi İsrail'i rahatsız edici gelişmeler yaşanmıştır.
Merkez bankalarının kurucu ortakları incelendiğinde yahudi kökenli para babası aileler bu durumdan rahatsız olmuşlar, Dünya ticaretinin de daralmasıyla yeni bir sistem oluşturulmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Bu bağlamda Amerika'nın, İngiltere'nin, İtalya'nin ve bir çok ülkelerin üstü çizilmiş yani A.B.D gibi ülkeler ömrünü doldurmuştur.
Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın 1996 yılında oluşturdukları Şangay İşbirliği örgütü yeni Dünya düzeninde gelecekte söz sahibi olacaktır. Bölgede Türkiye, İran, Hındistan, Irak, Suriye gibi ülkeler de yeni yüzyılının söz sahibi ülkeleri olacağından bu durum İsrailin politikaları ile ters düşmektedir.
Yani sizin anlıyacağınız Dünya konjoktüründe kartlar yeniden karılarak dağıtılacaktır. Ekonomi, Eğitim, sağlık, Adaleti yerleştiren, halkını hayvansal ve bitkisel gıdalarla halkını ve geleceğini iyi besleyen milletler gelecek yüzyıllarda lider devletler konumunda olacaktır. Öyle bir Dünya düzeni şekilleniyor ki Korona salgını bile bu ülkelerce kasti olarak önceden planlanarak çıkartılmıştır.
Bu değişen Dünya düzeninde yeni atılımlar yapacağımız yerde halâ eften püften sebeplerle uğraşmaktayız.
Bir sonra ki yazımda buluşmak üzere saygılar