Laiklikte falso ve avutmaca toktur. Laikliğin tanımını yapalım diyenlere karşı bir lafımız var. Sizin kafanızda bir tanım var ki bu teklifi öne sürüyorsunuz. Amacınız insanların kafasını karıştırmak. Adım gibi eminim ki siz de laikliğin ne olduğunu bilmiyorsunuz. Laikliğin ne olduğunu bilmeden 54 yaşına kadar yaşamış Türkiye’de İlahiyat Fakültesi okumuş bir kalemin itirafıdır. Laikliği bize 2 sene 3 ayda öğreten Endonezya halkından şu şekilde tarif etmeyi öğrendim;
'LAİKLİK ALLAH’IN ŞERİATININ TAA KENDİSİ OLUP
AKLIN EMRİNDE ÜLKE İŞLERİNİ DÜZENLEMEKTİR.'
İşte laikliğin tarifi. Bu nasıl oluyor? Nasıl olduğunu İslam Dünyasının en büyük İslam “pazarı” Endonezya denen ve uçakla İstanbul’dan 12 saat çeken ülkedeki şeriat uygulamalarından öğrendik. “İslam Bilginleri Meclisi MUI Işığında Endonezya Toplumu” adlı çalışmamızda şeriat uygulamalarını inceledik. 6 senede 8 kitabı bu merkezde yazarken yer geldi dayanamadık gözlerimizdenden yaşlar ve şu cümleler boşaldı: “ Mustafa Kemal Paşa’nın ne yapmak istediğini, nerelerde isabet ettiğini ve edemediğini düşünüp durdum. Ne yapalım? Herkesi Endonezya’ya mı götürelim? “
Bunlar laikliğin ne olduğunu bilmiyorlar. Aleviliğin de. Eğer bir ülkede İlahiyat Fakültesi varsa ve o ülke 2016 miladi yılını yaşıyorsa ve eğer o ülke İlahiyat Fakültesinde öğrenciler haremlik-selamlık uygulaması içinde “İslam tedrisi” yapıyorlarsa “ yandık “ demektir.
Laiklik içinde “insan” olan din demektir. Sizinkisinin içinde “insan” var mı? Bu çocuklar bir yuva kuracakları yaşa gelmişlerse iki medeni insan gibi bir arada konuşamıyorlarsa bunların kafasında “insan” diye bir kavram var mıdır? Bu soruyu sormak zorundayız. Bu çocuklar tesadüfen satırların sahibi gibi yurt dışına çıktıklarında tabir caiz ise tam “çuvallama” içine düşüyorlar. Bir kişisel gaile, keşmekeş yaşıyorlar. Çünkü kafalarında insan yok. Bunu 1991 yılında kendisi gibi İranlı dindaşlarının da yaşadığını bizzat Japonya tecrübesinde görmüş yaşamış bir kalemin itirafıdır. Alın size laikliğin Türk tanımı.
“LAİKLİK; İÇİNDE İNSAN MERKEZLİ ALLAH
İNANCI OLAN İSLAM DEMEKTİR”
Eğer böyle olursa insan kendisine güvenir, gidip sağda solda taharetlenmeyi bile bilmeyen ulama ucubelerine devlet ve din işlerini danışmaz. Kendine güvenmeyen bir insan düşününüz; bir köle, bir kul; bu insan dünyayı ve ahireti kurtaracak bir reçete sunuyor size. Bu adam bir köle. Robot gibi. Emirle hareket eder. Bu adamda bir ahlaki değer var mı diye düşünür insan.
İşte bir laiklik tanımı daha:
'LAİKLİK FAİZLERİ 0.5 DÜZEYİNE ÇEKECEK
MALİ DÜZENİ KURMAK;
YÜZDE OTUZ FAİZLE KATILIM UCUBESİ VASITASIYLA
İSLAMİ DEĞERLERİ ÇÖPE ATMAMAK DEMEKTİR.'
Endonezya’da böyledir. Bu ülkede de böyledir. Orada ekonomi syariah derler burada da katılım. Sonuç; İslami değerler çöpe gider. İslam kavramlarını sömürüp kemiren yerli ve yabancı ağalar milyarları toplarlar. Bunun adı da İslam düzeni diye fakir fukaraya yuttururlar.
Al bir laiklik tanımı daha:
'LAİKLİK HANIMLARIN BEDENİNİN KENDİLERİNE
AİT OLDUĞU
BU HUSUSTA KENDİLERİ KARAR VERDİĞİ
ALLAH ŞERİATININ UYGULANDIĞI DÜZEN DEMEKTİR.'
Tanımı açalım. Bugün Endonezya diye bir ülke; 250 milyon nüfuslu en büyük İslam musiki ve şeriat pazarı olup bu ülkede 10-15 yaşlarındaki kız çocuklarına test keperawanan denen bekaret testi Millli Eğitim Bakanlığı ve MUI denen Endonezya İslam Bilginleri Kurumu öncülüğünde ülkemizde fuhuş çok artıyor gerekçesiyle uygulanır. Yıl 2016 aylardan Nisandır. Belge mi? Hemen verelim. Yazınız test keperawanan yazıp çağırınız yutubu. Sadece manzara lisanını anlamasanız da size gereken izahı yapacaktır.
7 yaşındaki kız çocukları Afganistan Taliban Emirliği denen arazide aybaşı oldu başını örtmedi diye ipe çekilip idam edilir. Örnekler çoktur. Böylesi iğrenç örnekleri düşünerek laikliğin tanımını sizler de yapabilirsiniz.
Laiklik Tanrıya teslim olmak, dinde sahtekarlık yapmamak için akıl ile hareket etmek demektir.
Al bir laiklik tanımı daha:
“ LAİKLİK; LAİK TÜRKİYE’DE AYNI GÜNDE ORUCA BAŞLAMAK DEMEK OLUP ENDONEZYA ŞERİAT DÜZENİNDE AYNI ÜLKEDE 4 AYRI GÜNDE BAŞLAYIP BİTİRMEK SURETİYLE HER YIL CEMAAT KAVGALARIYLA ÇOCUKLARI ANARŞİ İÇİNDE BÜYÜTMEK DEMEK DEĞİLDİR.”
Konuya ayrıntılı olarak ilerideki yazılarımızda değineceeğiz.
Al bir laiklik tanımı daha:
“LAİKLİK; LAİK TÜRKİYE’DE DIŞ İŞLERİ BAKANININ DIŞ POLİTİKA KONUSUNDA DEMEÇ VERMESİ DEMEK OLUP; ENDONEZYA ŞERİAT DÜZENİNDE TEŞKİLAT YASASI BİLE BULUNMAYAN ENDONEZYA İSLAM BİLGİNLERİ MECLİSİ BAŞKANININ DIŞ POLİTİKA DAHİL HER KONUDA FETVA VE GÖRÜŞ BEYAN ETMESİ DEMEK DEĞİLDİR. “
Hem böyle sorumsuz demeç verir hem de bu kişinin sözlerinin temyizi dahi yoktur. Mutlak otorite adına mutlak otoritesizliğin üretildiği bir İslam düzenidir.
Al bir laiklik tanımı daha:
“LAİKLİK; LAİK TÜRKİYE’DE ALEVİ VATANDAŞLAR, GENELEV İŞÇİLERİ, BAHİSLER, ALKOLLÜ İÇECEKLER VE BENZERİ YERLERDEN DE ALINAN VERGİLERLE DİNİ BÜTÜN ULAMA DAHİL İNSANLARA MAAŞ ÖDEMEK DEMEK OLUP; ENDONEZYA ŞERİAT DÜZENİNDE YASAK OLDUĞUNDAN MEZKUR ÜRÜN VE İŞLEMLERİN POLİSLERE HER AY MAAŞ ÖDER GİBİ RÜŞVET VE HARAÇ ÖDEYEREK EL ALTINDAN YÜRÜTÜLMESİ DEMEK DEĞİLDİR. “
Laiklik savunucularına bir lafımız var. Doğru yoldasınız ama siciliniz temiz değil. Gelin yeni bir bakış ile yeni ve temiz bir sicil yazalım. Dini değerler dizisini (İslam paradigması) bunların elinden aldığımız gün Türkiye’de laiklik tartışması biter. Esas mücadele yeri orasıdır.
Al bir tanım daha;
“LAİKLİK ÜLKEYİ CEMAATLERE TESLİM ETMEMEK DEMEK OLUP CEMAAT BELASINA TESLİM ETTİKTEN SONRA; ZİNHAR DİĞER CEMAATLERE HİÇ Mİ HİÇ TESLİM ETMEMEK DEMEKTİR.”
Örnek verelim: Endonezya Muhammediye ve Nahdetul Ulama cemaatleri “devlet içinde devlet” demek olup “rüşvet ve yolsuzluğun” imani bir tükenmez iştahla yürütülerek İslami değerlerin telef edildiği, yurt içinde dilencilik yapılarak toplanan paraların yurt dışına kaçırıldığı bir düzende vaaz verilmektedir. Cemaat mensubu olarak devlet başkanı olanların çıkardıkları yasalarda aile ve sülale üyelerinin adlarının bile yazılı olduğu kalkınma programlarında ülke parasının öğütülüp üfürüldüğü düzendir. Burası Endonezya’dır. Türkiye’de o yolda hızla ilerlemektedir.
Çünkü işin içine ellerinde “imanmetre” olan zalimler girmiştir. Laik müslümanlara diyoruzki; zaman kıyam etme, ayağa dikilme zamanıdır.