"Allah'tan başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur" Evet şeksiz ve şüphesiz asla da yoktur. Olamaz da...
Kitabımizda şeksiz ve şüphesiz Kur'an-ı Kerim'dir.
Eşhedü enla ilâhe illallah ve eşhedü enne muhammeden abduhu ve resuluhu. “Ben şahâdet ederim ki, Allah’tan başka bir ilah yoktur, yine ben şahâdet ederim ki, Muhammed s.a.v. O’nun kulu ve Rasûlü’dür”
Evet şeksiz ve şüphesiz kalbende tastik ederim ...
Lâ ilahe illallah muhammeden resulullah
"Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur, Muhammed, Allah'ın Resûlü yani elçisidir."
Evet şeksiz ve şüphesiz asla yoktur. Hz. Muhammed Mustafa s.a.v. de onun elcisidir...
İslam dini işte bu kadar kolay bir dindir. Allah-u Zülcelal Hazretleri kalben tastik etmeyi yeterli görmektedir.
Ama ne yapıp edip bu dini zorlaştırmakda, sulandırmakta çok ustayız velhesselâm.
İnananlar için hangi şartları içine koymuşuz bakalım :
- İslam’ın Şartları 5 (beş) tanedir. Bunlar sırasıyla;
1. Kelime-i Şehadet getirmek, 2. Namaz kılmak, 3. Oruç Tutmak,
- İmanın Şartları 6 (altı) tanedir. Bunlar sırasıyla;
1. Allah’ın Varlığına ve Birliğine İman, 2. Meleklere İman, 3. Allah’ın Kitaplarına İman,
Bu sadece yetmiyor, başka şeyler de var :
- 32 farzımız var sırada
- İmanın şartları (6),
- İslam'ın şartları (5),
- Namazın farzları (12),
- Abdestin farzları (4),
- Guslün farzları (3),
- Teyemmümün farzları (3)
Dahası sa var :
- 54 farzımız var :
- Allah-u Teâlâ'nın (c.c.) bir olduğuna inanmak.
- Helâl yemek ve içmek.
- Abdest almak.
- Her gün vakti geldiğinde 5 vakit farz namazını kılmak.
- Cünüp olunduğunda gusül abdesti almak.
- Rızkın Allah-u Teâlâ'dan olduğuna inanmak.
- Helâl, temiz elbise giymek.
- Hak'ka tevekkül etmek.
- Kanaat etmek.
Bunları Peygamber efendimiz mi s.a.v emretti de koydular bilmiyorum.
Daha bitmedi 72 büyük ve küçük günahımız belirlenmiş !
72 büyük günah:
Günahların hepsi eşit olmadığından, inançtan günlük davranışlara doğru uzanan bir çizgide, büyük günahlar ve küçük günahlar diye ikiye ayrılıyormuş.
Büyük günahlar :
1. Allah'a şirk koşmak.
2. Falcılara, kahinlere, sihirbazlara, gâipten (gaybden) haber verdiklerini iddia edenlere inanmak ve kapılmak.
..........
Küçük günahlar :
1. Tartıda ve Ölçüde Haksızlık Yapmak
2. Allah’ın Azabından (Mekr’inden) Emin Olmak
3. Allah’ın Rahmetinden Ümit Kesmek
........
(Tabi bu arada yeri gelmişken Uşşaki tarikatını kuran Adını Nurullah koyan zatı muhteremin o küçük kız çocuğuna iç geçirmesi büyük günah mı ? küçük günah mı ? hangi günah sınıfına giriyor bu alimlerimizin düşüncelerini bilmek isterim...)
Bunları da say say bitmiyor !
Yine durup dururken mezhepler çıkmış!
4 mezhebimiz de var:
Hanefi
Şafii
Hanbeli
Maliki
Gelelim tarikatlara :
- Nakşibendi tarikatı
- Nurcular
- Kadiri tarikatı
- Halveti tarikatı
- Rufai tarikatı
- Melami tarikatı.(bayrami)
- Sühverdiyye tarikatı
- Çeşti tarikatı
- Şazeliye tarikatı
- Mevlevi tarikatı
..............
Say say o da bitmiyor !
Cemaatsizde kalınmaz tabi !
Bir de cemaatlere bakalım :
- Gümüşhanevi
- Tekkesi
- İsmet Efendi Tekkesi
- Kelami Dergáhı
- Nakşibendi Halid-i Şeyhliği
- İsmail Ağa Cemaati
- Fetullah Gülen Gurubu
- İskender Paşa Cemaati.
- Erenköy Cemaati (Muradiye Vakfı)
- Süleymancılar.
- İhlascılar
- Kırkıncı Hoca
- Yazıcılar
- Nakşibendi
- Yahyalı Cemaatı…
- Melamiler.
- Hakikatçiler
- Hazneviler
- Menzilciler
- İcmalciler
- Uşşaki tarikatı
............
Say say o da bitmiyor.
Bu kadar ayrıntıdan sonra Allah-u Zülcelal Hazretleri de bize uygun gördüğü dinimiz hakkında ne emrediyor bakalım :
Bakara Suresi’nin 185’inci ayetinde : “Allah, kolaylığı murat eder, zorluğu değil”
Bakara Suresi’nin 186’ıncı ayetinde : Dinde, zorlama yoktur?
Hac Suresi’nin 78’inci ayetinde sizi seçti ve dinde sizin için bir güçlük kılmadı.”
Maide Suresi’nin 6’ıncı ayetinde :
Allah size zorluk çıkarmak istemez. Ancak sizi temizlemek ve şükredersiniz diye nimetini tamamlamak ister”
Diye emrediyor!
Bakalım Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa s.a.v. efendimiz ne buyurmuş:
"Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!" (Buharî, 3:72)
“Din kolaydır” buyurmuş. (Buhari, Müslim).
Muhakkak ki din kolaylıktır." (Nesai, İman, 28)
Allah'da c c resulü de kolaylaştırın diyor biz habire zorlaştırıyoruz. Durum böyle ana ayrıntılar ve bid'atlar da bitmiyor. Alah'ın c.c emretmediği ve Resulünün de önermediği şeyleri bu kez farklı cemaatler de uygulamalarda görüyoruz.
Bazı cemaatlerde camideki imamın arkasında Diyanetin imamı deyip namaz bile kılmazlar...
Evet kitabımızda Kur'an-ı Kerim'dir ama şeyhlerin, tarikat ve cemaat liderlerinin yazdıkları söylediklerinin Kur'an gibi kabul görmesi düşündürücüdür. Halbu ki kanunen Diyanet İşlerinin asli görevi halkın dini inançlarını aslına uygun düzenlemektir. Ama gel gör ki Diyanet İşlerimiz kendisine verilen bütçe yanında ayrıca yardım toplamayı asli görev edindiği uygulamalarında görülmektedir.
Resmen ülkemizde dini yapılaşma çarpık bir yapılaşma haline gelmiştir. Herkes kendi kasasını yardımlarla doldurmakda güç gövde gösterisi haline gelmiştir !
Öyle ki :
* Bütün cemaatler kendi şeyhlerini (önderlerini) Peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v. efendimizin günümüzdeki vekili gibi görmektedir. Bazılarının da şeyhlerinin Mehdi Aleyhisseam olduğuna inanılır.
* Cemaatlerin hiç birinde bireysel irade ya da sorgulama asla yoktur. Şeyh ya da önderin sözü Allah kelamı hükmündedir ve önderin emrini tartışan küfre girip dinden çıkar diye kestirilip atılmıştır.
* Bu cemaatlerin hiç biri birbirini sevmez ama açıktan birbirlerine düşmanlık da yapmazlar.. Pek çok cemaat kendi dışındaki cemaatlerin şirkte (küfürde) olduğuna inanmaktadır.
* Cemaatlerin bazıları dış dinamiklerle yani yabancı istihbarat örgütleri ile sürekli irtibatlıdırlar.
* Cemaatlerin geneli iktidar da olanı destekler yani bunlar öyle her durakta beklemeyi asla sevmezler, gelen hangi otobüsse ona binerler.
* Her cemaatin kendi çevresi vardır, kendi aralarında kız alıp verirler, alışverişleri ve arkadaşlıkları hep beraberdir. Buradan hareketle de bunların birbirinden kopması asla kolay değildir.
* Pek çok cemaat son dönemlerde holdingleşmişlerdir.. Müritlerin yaptığı ticaret, topladığı kurban derisi ve zekatlar bu holdinglerin ana sermayesidir. Holdingin mutlak hakimi de cemaat önderleridir. Şeyh ya da önder, parayı elinde tutanın gücü elinde tuttuğunu bilir ve yönetimi çocukları dışında hiç kimse ile paylaşmazlar. (En son Uşşaki ve Fetö cemaatinde olduğu gibi)
Bir cemaat ya da tarikat lideri neden bu kadar parasal güce kavuşmak ister. Ya da devletin her kademesini ele geçirmek ister işin içinde para olduğu için hedefleri kolayca anlaşılmaktadır.
* Cemaatlerin hedef kitlesi daha ziyade 16-30 yaş arası olanlardır
* Bütün cemaatlerde şeyh ya da önderin pek çok zaman akşam namazını Kabe’de yatsıyı da Mescid-i Aksa’da kıldığına inanırlar. Şeyhlerinin evliyalıklarına imanları Allah’a imanları gibidir.
* İstisnasız bütün cemaatlerde şeyh ya da önder emreder, müritler zerre sorgulamaksızın emredilen yere eksiksiz oy verir.
Bürokrasideki müridin şeyhe bilgi taşıması ve istediğini yapması Uhud Gazasında cenk yapması gibidir yani bilgi getiren ve icraat yapan peşin olarak şehit ilan edilir. Ya da her kademede baş köşede özenle korunur.
* Cemaatlerin tamamına yakınında müritler yani mensuplar cennete ancak şeyhleri ya da önderlerinin himmetiyle girebileceklerine inanırlar. Önderlerini ahiretlerinin sigortası olarak görürler.
* Pek çok cemaatin kendine göre İslâm’a hizmet şekli vardır. Kimi Kur’an öğretmenin tek yol olduğuna inanır, kimi dış dünyaya İslâm’ı anlatan kitap gönderir, kimi tebliğ yapar, kimi bürokrasiye girer, kimi okul ya da dershane açar, kimi siyaseti etkilemeyi olmazsa olmaz görür.
* Bazı cemaat mensuplarının yurt dışındaki bankalarda büyük paraları ve muhtelif ülkelerde gayrı menkulleri vardır. Bu gayri menkuller hep kendi akraba yada çocukları arasında pay edilmiş, şeyhin malı gibi devletten, milletten saklanılmaktadır.
* Tamamı değil ama bu cemaatlerin bazılarına göre Türkiye bugün Dar-ül Harp yani kafir devleti konumundadır ve bu düzende devletten çalmak ve onunla mücadele etmek ibadettir. Şimdi sormak isterim : 70 küsür milyon insanımızın hepsi mi kafirdir! Yetimlerimizin malını nasıl yiyebilmektedirler. Her konuda fetva veren sayın Diyanet İşlerimiz bu konuda da bir fetva verirse tam yerinde olacaktır !
Bu arada bu ülkenin bir vatandaşı olarak şahsım adıma vergilerimizle toplanan o paralarımızı kim yemişse peşinen söylüyorum ben helâl etmiyorum. Kıyametde yakasına yapışacağım.
* Bir kaçı hariç cemaatlerin siyasi bir projesi yani Devleti ele geçirmek gibi bir gayesi yoktur.
Hepsi değil ama pek çok cemaatin bilinç altında askere ve Atatürk’e karşı büyük bir kin ve öfkesi vardır. Çünkü Bu cemaatlerin para musluklarını cumhuriyet yönetimi ile kapattığı için haliyle sevmemelerinin nedeni sanırım anlaşılmaktadır.
Durum öyle bir hal aldı ki Allah'ın c.c emretmediği, peygamber efendimizin önermediği şeyleri rahatlıkla emretti ya da önerdi diyebilmektedirler.
Allah-u Zülcelal Hazretleri emrediyor ki:
Nahl suresi 116 ncı ayetde:
"Bu helâldir, şu da haramdır. demeyin, çünkü Allâh’a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Şüphesiz Allâh’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.”
Hûd Sûresi18nci Ayetinde:
"Allah adına yalan uydurandan daha zâlim kim olabilir? Onlar Rablerinin huzuruna çıkarılacak; şâhitler de: “Rableri adına yalan söyleyenler işte bunlardı” diyecekler. Haberiniz olsun ki, Allah’ın lâneti zâlimlerin üzerine olacaktır."
diye emretmektedir.
Peygamber efendimiz bakın ne diyor :
“Benim ağzımdan yalan uydurmayınız! Her kim benim ağzımdan yalan söylerse Cehennem’e girsin!” (Buhârî, İlim, 38)
“Kim, yalan olduğu bilinen bir sözü benim hadisim olarak naklederse o da yalancıların biridir.” (Müslim, Mukaddime, 1; Tirmizî, İlim, 9/2662; …