Türk yemeklerinin Çin, Fransız ardından yeryüzünde 3. sırada olduğu söylenir. Endonez yemeklerini tanıdıktan sonra herhalde yanılmışlar dedik. Yeryüzünün en zengin menülü sofralarından birisi arasında teredddütsüz Endonez mutfağı yer almaktadır diyebilirim. Mevye, sebze, baharat, balık eti eksenli birincil tercih pirinç ve türevleri üzerine kurulu bir damağı yansıtır, Endonez yemekleri.
Ancak Endonez yemeklerinin doğru dürüst kayıt kuyudatı tutulduğunu sanmıyorum. O nedenle pek bilinmiyor. Bir kere Çinli azınlık ve Hindistan üzerinden gelen kültüre ilâveten yemeklerde Japon etkisi bile 3500 km. kuzeyden ülkeye gelip yerleşmiş. Örneğin tahu dedikleri Japonları toofu yemeğini anımsatıyor. Endonezler yemek kültürünü yaşama da yansıtmışlar. İkinci hanımla evlenene istri bermadu ibaresini kullanıyorlar. Ballı hanım demek ve poligamiye işaret eder.
Jalan ini tidak enak. Bu yol lezzetli değil ifadesi de böyle.
Yemek ifadeleri günlük yaşama da girmiş. Memakan waktu zamanı yemek zamanı harcamak demek.
Yaşam felsefesi ile yemek iç içe. Öylesine düşkünlerki yemek yapmaya, anlatamam. Domatesin kabuğunu bile soyuyorlar. Üzümün çekirdeklerini çıkarıp kabuğunu soyuyor bizim Endonez hanım.
Şekil, zevk, sitatü tercihi birinci sırada. Yaşamda da böyle. Cliffort Geertz bir Endonezya uzmanı Amerikalı profesör. 1952 den sonra defalarca ülkeye gelmiş ve yıllarca kalmış. Endonezlerin ruhu nerde sorusuna yemeklerde diye cevap veriyor. Biz de bir katkı yapalım 8 yıllık tecrübemize dayanarak.
Yemeğin başında mı? Sonunda mı? Ortasında mı? Yemekte artık bırakmak gibi itici bir ahlâk ile karşılaşınca bu soruyu da sormak gerekiyor. Her neyse Endonezler yemek ile yaşamı bir arada düşünerek sözcükler üretiyorlar. 11 denizden gelen binlerce balık ve çok zengn botanik Endonezleri ilaç gibi yemekler üretmeye de zorlamış.
Bir hindistan cevizi yemekleri var. Tadı damağında kalıyor insanın. Mübarek öylesine bir yemekki yemek dediğime bakmayın içinde sütbeyaz suyu var. Ama kenarıyla beraber yediğinizde hem açlığınız hem de susuzluğunuz gidiyor, izale oluyor. Lesahan dedikleri ekvator sıcağında akşamları sokak kenarlarına kurulan lokantalardan suyu nerden geliyor diye düşününce hemen uzaklaştığınız kadar yine ayın yerlde ham haliyle bir dolara satılan ham hindistan cevizlerini içindeki mübarek sütümsü sutu damakları sulandırıyor. Bizdeki Bolu mutfağı gibi Batı Sumatra Padang mutfağı çok zengin ve tanınmış. Ülkenin her yerinde kentleri Padang yemekleri satan lokantalar işgal etmiş durumda.
Endonezler su sorununu çözdüklerinde ve yemeklerin kayıt kuyudatını tuttuklarında yemekleri Dünya literatüründe hak ettikleri yeri alacak sanırım.
Pirinç bizdeki ekmek gibi.
Pirincin meuce suyu Surabaya’da meşhur.
Pirinç yemek Endonezler için vazgeçilemez, bir huy.
Mübarek pirinç Cava Adası’nda yılda kimi yerlede iki kimi yerlerde 3 kez hasat veriyor.
Mısır da çok üretiliyor. Ama ekmeğini görmedim.
Endonez mutfağı yeryüzünün en zengin ilk üç mutfağından birisidir diyebilirim.
Ramazan bayramının 4 farklı günde kutlandığı Endonezya ülkesinin yemeklerinden bahsettim size.
Balık, pirinç ağırlıklı zengin bir mutfaktan beslenemeyen çocukların yüzde 25 oranına sıtma ve gıdasızlık nedenleriyle öldüğü zenginlik-yoksulluğun içiçe girdiği devasa bir ülkenin devasa bir mutfağı vardır.