Dünya evrende bildiğiniz bir nokta kadar büyüklüktedir. Şu metinde gördüğünüz noktalar kadar. Ay ise o da Dünya denen noktanın beşte biri kadar bile büyük değildir. Evrende böylesine ufacık iki gezegenin birbirinin yörüngesine girip çıkması veya zamanlama hareketleri artık bilgisayarlar üzerinde ve yüzlerce yıl geleceğe dönük olarak hesaplanıp bilinmektedir. Ancak gel gelelim İslam dünyasında bir felaket yaşanmakta ve her sene “ulama” denen harikalar önderliğinde “cehalet” zirve yapmaktadır.
Eğer bu cehaletin ne anlama geldiğini düşünmezsek ve adına “İslam münevveri” denen - ne demekse o- varlıkların fetvalarına bırakacaksak daha çok fırınları tüketeceğiz. Belki de bir asır daha. Türkiye olarak veya bir İslam toplumu içinden çıkmış ve başka iklimlerde yeşermiş evrensel değerleri örneğin Elif Şafak (1971) Mithat Sancar (1946) gibi “ulu kişilerin” neden kendi canımızdan, kanımızdan oldukları halde; başka iklimlerde kendilerine yol bulduklarını sormak için bir asır daha belki de beklemek zorunda kalacağız. Önce cehaletin nasıl her yıl rutin olarak uygulandığını Dünyanın en büyük İslam pazarı “Endonezya” örneğinde görelim.
Efendim Endonezya’da Ramazan ayı her yıl başlamasına bir kaç gün kala ülkede mevcut bir sürü “Ormas İslam” denen cemaat ileri gelenleri uzmanları ellerinde bilgisayarlar, tabletler ve benzeri modern aletlerle “rüyet” mi “hesap” mı tartışmasını yapmadan “rüyet” yöntemini uygulamak için kah deniz kıyılarına kah apartmaların tepelerine koşmakta bakıp, görüp, hesap yapmayıp Hazreti Muhammed’in sünnetini uyguluyoruz diyerek mübarek hilali görmeye çalışmaktalar. Yukarıda yazdık ya. Evrende bir nokta olan Dünyayı farzedelimki o Dünya’nın beşte biri olan ayın yörüngeye girişini keskin gözleriyle görüp fetvayı vermekteler. Bu cemaatların sayısı ben diyeyim size 34 rakamını bir Ramazan ayı ne zaman girecek nihai karar toplantısında 2013 yılında 34 gurup olarak Din İşleri Bakanlığı toplantı salonunda yapılan canlı yayında dinlemiştim.
Ama siz şöyle düşününüz; bunların sayıları 34 ise her gurubun da yüzlerce yerel liderleri olduğu için gurubun başındakinin fetvası değil de şube başkanlarının fetvası geçerli olduğundan örneğin Trabzon nakşibendi gurubu A gününde oruca başlarken Ankara nakşibendi gurubu B gününde oruca başlayabilmektedir. Yani sizin anlayacağınız her sene Ramazan başlarken ve biterken ülkede bir gurubun keman çaldığı diğer gurubun da çiftetelli oynadığı bir kaos ve karmaşa her yıl ülkede sahneleniyor.
Endonezya’da 2012 ve 2013 yılları Ramazan aylarında oruç tutmuştum. 2013 yılında neler olduğunu kaydetmiştim. Aşağıda 2013 yılı Ramazan ayı nasıl başladığına dair kaleme aldığım yazıyı Endonezya ve Türkiye Üzerine Makaleler adlı 2013 tarihli eserimizden alarak aktaracağım. Ardından da 2016 yılı Ramazan orucu nasıl başladığına dair internet ortamından Endonezce izleyip bulabildiğimiz notları aktaracağız. Söz konusu yazımız şöyledir:
2013 YILI RAMAZAN AYI ENDONEZYA’DA NASIL BAŞLADI VE BİTTİ?
Endonezya’da Ramazan güzel adet ve geleneklerle başlayıp yine güzel adet ve geleneklerle bitiyor diye başlayabilirdik. Böyle bir yazıyı da Endonezya fazlasıyla hak etmektedir. Sadece böylesi yazılar yazarak imbikten istediğini, istediği gibi akıtmaya çalışmak ise en başta kendisine saygısı ve güveni olmayanların işi idi. Gerçekten de güzel adet ve gelenekler var Endonezya’da. Bunu bir başka yazıda açıklama hakkımızı saklı tutmak kaydı ile Ramazan ayına başlarken İslam dünyasının kanayan yarası olan birlik ve beraberlik değil de didişme ve tartışma konusunun Endonezya’da bariz bir şekilde ortaya çıktığı günler olarak gözlemlediğimiz oruç ve bayrama başlama günleri konusundaki iki yıllık izlenimlerimizi aşağıya kaydediyoruz.
Endonezya Ramazan ayına farklı günlerde başlamayı adet edinmiş bir ülkedir diye iki yıllık tecrübemiz sonunda yazıyoruz. Bir didişme ve tartışmaya dönüşen, uzlaşma olmayan sadece bir diyalogtan öteye geçemeyen ve izleyenlere ise mutsuzluktan, üzüntüden başka bir şey vermediğini düşündüğümüz bir 8-9 saatlik müddet her yıl iki kez Ramazan ayı başında ve sonunda tekrarlanıp durmaktadır. Endonezlerin sidang isbat dedikleri televizyonlardan da Ramazan ayı başlarında ve sonunda yayınlanan Din Bakanlığı salonundaki hilali görme kanıtı anlamındaki toplantıdan bahsediyoruz.
Öylesine benimsenmiş bir didişme ve ayrılıktır ki, bu durum halk tarafından da benimsenmiş ve kanıksanmıştır. Gerçi görüştüğümüz bazı Endonezler bu işin normal olmadığını söylüyorlar ve bize de Endonezya’nın geleceğine dair ümitlerimizi taze tutmamıza yardımcı oluyorlar. Ama sayıları hiç de de az olmayan bir çok Endonez durumu ümmet (umat Islam) kavramı ile izah etmeye çalışıyor:
Kapan kita berpuasa? Endonezce ne zaman oruç tutacağız? demektir. Bu soru her sene Ramazan ayı başlarken Endonezya’yı dört taraftan bir anda işgal eden bir şaşırtıcı ve nereden geldiği bilinmeyen düşman haberi gibi bir şey. Aslında olayın olacağı belli ama her sene Ramazanın başlamasına bir gün kala tahmin edilen günde 7-8 saat aynı yayının canlı yapıldığı ve sorunun sorulduğu saatlerde sanki ortalığı birden işgal etmişçesine ekranları dolduruyor. Ülkenin dört bir yanından ay gözetleme ekiplerinden canlı yayınlar yapılıyor. Ne zaman oruca başlayacağız? Kapan kita berpuasa? Başlaması böyle olduğu gibi bitişi de böyle olmaktadır.
8.7.2013, Tv One.Canlı Yayın. Din Bakanı 10.Temmuz.2013 günü Saat.19.24 Ramazan ayının birinci günü diye 38 İslam cemaati önünde ilan ediyor.
İslam Dünyası Ramazan ayına ne zaman başlanacağı konusunda ikiye bölündü diyenler yanlış söylüyorlar. Bölündüsü doğru da, ikisi yanlış. Bölük pörçük. Dünya’nın en büyük İslam ülkesi Endonezya ikiden fazlasına bölünüyor. Rüyeti hilal tatışmalarında rüyet yani gözle görmek konusunda ittifak olmasına rağmen Endonezya hangi günde başlanacağı konusunda üçe, dörde kadar çıkan farklı günlerde başlayıp farklı günlerde Ramazan Bayramını kutluyor. Televizyonlarda sidang isbat adı altında yapılan canlı yayınlarda hilali görme ekiplerinin bulunduğu mekanlardan hilali gördü görmedi tartışmaları arasında başlayan sidang isbat yine Ramazan ayının sonunda aynı minval üzere canlı yayınlarda yapılan uzun uzadıya konuşmalarla bitiyor. Her sene aynı tartışmalar, benim oğlum bina okur döner döner yine okur misali süre gelip süre gidiyor. Süre gideceğe de benziyor. Takip edebildiğimiz kadar sanal ortam ile Tv One, Metro Tv adlı özel TVRI adlı devlet kanalı canlı yayınlarından not alarak ekrandan fotoğraf çekerek tespit ettiklerimizi aşağıda okzuyacaksınız: 7.8.2013 Çarşamba günü saat 17.00 de Din Bakanlığı salonundan yapılacak naklen diyalog yayınına 38 tane Ormas dedikleri STK ların katılacağı 1.5 saat önceden açıklandı. Geçen sene sayıları 19 idi. Rakamlardan da ülkenin resmen tanıyıp onayladığı dini camialar hakkında bilgi edinmeye çalışıyoruz.
Her zaman söylediğimiz ve her zaman söyleyeceğimiz gibi laik bir İslam ülkesi olarak tek örnek olan Türkiye müslümanları; bu konuda da en başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere diğer yetkililere kuru bir teşekkür borçları var. Satırların sahibi daha fazlasını düşünmektedir. Eğer bir gram vicdan varsa bizde daha fazlasını da yapmalıyız. Endonezya’da gerçekten rakamları ve günleri karıştıracak derecede kafaları da allak bullak eden ayrı ayrı günlerde bayram kutlamasının da ne derecede Vicdanların İslamı’na uygun olduğunu tespit edip Endonezya’dan menkıbe haberleri verenlere özellikle duyurmak istediğimiz bir şey var: ‘Üç kişi iseniz birinizi lider seçin’ diye buyuran kimdi?
Daha da düşündüren ise Endonezya adalarının 10 ayrı noktasında Pos Observasi Bulan adı altında Ay Gözlem Noktalarının bulunması idi:
1. Üç tanesi Sumatra Adasında; Menara Masjid Agung, Kuzey Sumatra, Medan kenti, BHR Propinsi Riau, Pantai Lhoknga Aceh Nad.
2. Dört tanesi Java Adasında; Pob Nasional Pelabuhan Ratu Batı Java, Pantai Anyer Serang Banten, P.Prapat Tungal P Bawean, Gresik Doğu Java, P.Semen Glondong, Tuban Doğu Java
3. Bir tanesi Papua’da
4. Bir tanesi Bali Adasında, BHR Propinsi Bali
5. Bir tanesi Kalimantan (Borneo) Adasında Pantai Takisung, Banjarmasin.
Ramazan ayına (oruca) ne zaman başladılar? Bunlar tespit edebildiklerimizdir:
1. Batı Sumartra Padang ilindeki Nakşibendi Tarikatı mensupları 7.Temmuz.2013, Pazar günü oruca başladı. (Jamaah Tarekat Naqsabandiyah, Sumatra Barat, Sumbar)
2. Batı Sumatra, Padang İli Gurun Laweh, Kelurahan Koto Panjang yerleşim yeri, Samanniyah tarikatı mensupları 8.Temmuz.2013 Pazartesi günü oruca başladı. (Jamaah Tarekat Samanniyah, Sumatra Barat)
3. Güney Sulawesi kenti Gowa yerleşim yeri cemaati Nadzir ile ülkenin her yerinde yaygın olan yaklaşık 30 milyon taraftarı olan Muhammediye cemaati 9.Temmuz.2013, Salı günü oruca başladı. (Muhammadiyah dan Jamaah An-Nadzir, Sulsel, Gowa)
4. Nahdetul Ulama cemaati ile Kementerian Agama denen Din Bakanlığının ilan ettiği devletin gününe uyanlar, 10.Temmuz.2013 Çarşamba günü oruca başladı.
(5.8.2013, Pazartesi, 1106, 7.8.2013, Çarşamba, 13.41 9.8.2013, Cuma, 14.56
Bogor, Parung, Waru Jaya, Cidokom)
2013 YILI RAMAZAN AYI ENDONEZYA’DA NASIL BAŞLADI VE BİTTİ? (2)
Başlama böyle olunca da bitişi de farklı olacaktı elbette:
2013 yılı Ramazan Bayramı birinci günü tarihleri:
1. Nakşibendi cemaati, 6. Ağustos. 2013, Salı günü
2. Güney Sulavesi Gowa ili Nadzir cemaati, (Jamaah Nadzir Gowa, Sulsel) Kuzey Sumatra, Nakşibendi Halidiye tarikatı mensupları (Jemaah Naqsabandiah al Kholidiyah, Sumut) Java Adası Bekasi ili Aynel Yakın cemaati (Jamaah Aynel Yaqien, Bekasi) Madura Adası Sumenep ili Al Kawaravi adlı Yatılı İmam Hatip cemaati (Ponpes Al Karawy Madura, Sumenep) 7.Ağustos.2013, Çarşamba günü
3. Muhammadiyah ile Nahdetul Ulama cemaati, Nazir tarikatı Güney Sulavesi müritleri Devletin görüşüne uyanlar, biz buna uyduk. Çoğunluğun bu tarihe uyduğunu tahmin ediyoruz. 8.Ağustos.2013, Perşembe günü
4. Doğu Java’da Jombang ili Nakşibendi tarikatı mensupları, (Warga Naqsabandiyah mulai lebaran hari ini, Ramazan genap 30 hari, Jombang Jatim, Naqsabandiyah gagal melihat hilal) ile Batı Sumatra Padang ilinde Sattariyah cemaati (Masjid Raya Belinbing Sattariyah mulai lebaran hari ini, Padang, Sumbar)
9.Ağustos.2013 Cuma günü
Böyece 4 ayrı günde 2013 yılı Ramazan ayına başlayan Endonezya müslümanları 4 ayrı günde Ramazan bayramına girmiş oldu. Biz bu yazımızı televizyon kanallarından adığımız haberleri esas tutarak hazırladık. Ama şunu da hissettik ki Endonezya’da bir beşinci farklı gün de olabilirdi. Böyle bir haber ve gün öğrenirsek şaşırmayacağız artık. Üçüncü Ramazanı Endonezya’da 2014 yılında yaşamak nasip olur da o günleri görürsek araştırmaya devam edebiliriz.
Hal böyle olunca Endonezya’da neden okulların ve resmi kurumların bayram tartışmaları haftasının önünde tatile başlayıp iki hafta tatil yapmalarının nedenlerinden birisini anladık. Resmi kurumların iş yapamaz duruma düşmelerinin nedenlerinden önemli bir tanesinin de dini zihniyetten kaynakladığını görmemezlik edemeyiz. Her sene aynı tartışmaya kuvvet harcamak; milletin zamanını almak gibi bir gelenek, olsa olsa ölümü gösterip sıtmaya razı olmak diyecekken, makan buah simalakama ya anan ya da baban ölecek şıklarından başkasını seçtirmeyen Endonez atasözünü hatırladık.
Düşünmenin iflas ettiği, enaniyetin ise ana istikameti belirlediği bir ortamdır bu. Ayın hareketlerinin 100 yıl sonrasının salisesine kadar tespit edildiği 21. yüzyılda İslam Dünyasının inadına inat gözümle göreceğim dedikten sonra bile birlik ve beraberliği sağlayamaması ‘İlmi Çinde bile olsa gidip alınız’ buyuran Hazreti Muhammed’e nasıl bir ümmet olabileceklerini düşünmemiz de yetmiyor. Daha fazlasını düşünmek gerekiyor. Bu cehalet 20. asrın başında Sibirya ovalarındaki Türkofil ırklarda da aynıydı. Halen de aynıdır. 4-5 asır önce de aynıydı. Sorun gelip gelip akıl ve düşünce kelimelerinde kitleniyor.
Bu insanlar gerçekten çok zekidir. Bundan adımız gibi eminiz. Ama dinsel yaşam tarzı ve dinsel zihniyet akıl kullanmaya engel olmakta, zeka parlamasına, beyin kullanmaya karşı kendi halinde bencilce bir yaşam dayatılmaktadır.
İslam denince düşünmenin, akıl kullanmanın yasak olduğu bir alan sadece münevver kesiminde değil yediden yetmişe herkesi kuşatmaktadır.
‘Sadece bizim ülkemizde hilali görme ispatı canlı yayında’ diye alt yazı geçen TVRI yetkilerine de bir iki sözümüz olabiirdi. Övünecek bir durum mu? Yoksa oturup düşünülecek bir durum mu?
En çok üzüldüğümüz de bu idi. Ama ardından devletin aynı günde Ramazana başlama konusunda çalışma başlattığını aynı TV kanalında (TVRI) alt yazıda görünce bu sefer de hem sevindik hem üzüldük. Böbürlenmeye (sombong) üzüldüğümüz kadar, eninde sonunda akli selimin bu işe bir çözüm bulalım diyerek bir girişim başlatmak zorunda olduğunu idrak etmesine de sevindik.
Bir de İslam tacirleri vardı. Onların derdi hilal falan değildi. Gerçi hilal sorununu laf ola beri gele desinler de dostlar alşverişte görsün tarzında gündeme getiriyorlardı. Asıl dertleri başka idi. Türkiye’deki türdeşleri gibi. Böyle bir sorunları yoktu. Ne kadar zekat topladıkları daha önemliydi. Toplarken son derece insancıl ve şeffaf idiler. Tabiiki toplayana kadar. Ondan sonra da ne sizi tanırlardı ne de Allah rızasını. Bunu bizzat yaşayan bir kalemden dökülen satırlardır bunlar. Ondan sonrası Allah ile onların arasında milli bir sırdı.
Ne ile ilgileniyorlardı? Sudahkah berzakat fıtrah? Zekat ve fitrelerinizi ödediniz mi? Diye soruyorlardı, alenen ekrandan yazı ile. Çok hassas ve imanlı idiler bu konuda elhamdulillah. Hilal, görme yayınları arasında devletin resmi zekat kurumu Baznas’ın reklamlarını koyarak ne ile ilgilendiklerini kanıtlıyorlardı: Endonezya’da resmi rakamlara göre 21 milyar dolar resmi yıllık cirosu olan ve 5-6 milyar doları akara dönüşen bir iştah kabartıcı piyasa idi, onların en çok ilgilendikleri alan. Tacirlerimiz İslam sosyetelerimiz idi. Her türlü istisna onlar için geçerli idi. Onlar dış dünya le irtibatımızı temin eden kemirgenlerimiz idi. Hepsi o kadar; öbür dünyada vereceğim hesabın kazanma yer burası ise burada yaşamayı öğrenmem gerekir bile diyemeyen, düşünce ve akıl düşmanı bir dünyadır İslam dünyası.
Awal Ramazan. Jamaah An Nadzir puasa besok, Makassar, Sulsel, Ramazan başı.
Nazir cemaati yarın oruca başlayacak. Makassar İli, Güney Sulawesi
8.7.2013, 15.26 Metro Tv. 15.26
Ülkemizde şeriatçı kesilenlerin yurt dışında sosyetik İslam ve laik bir yaşam tarzını tercih ettiklerini gözlerimize gördükten sonra bunların anlatacağı İslam lafına da ne kadar güvenebileceğimizi test edip durduk.
Allah’a iman ettiğimiz derecede onlardan soğuduk. Şükürler olsun en azında tek Türkiye’de olsa bir tek ülke doğru yoldaydı. Bilgisayar diye bir makina da vardı. Bir tıklamayla aya kadar bile gidebilecek güçte idi.
Perayaaan Idul Fitri. Naqsabandiyah Idul Fıtri Hari Ini, Padang Sumatera Barat,
Saat:11.00 Metro TV 7.8.2013.
Batı Sumatra’da Padang ilinde Nakşibendi tarikatı 7.Ağustos.2013
günü Ramazan bayramını kutluyor.
Şükrettik yüce Yaradana, şükrettik bize akıl verdiği için. Şükrettik, düşünme yeteneğimizi geliştirmek için ne yapmamız gerektiğine sebep olan din kardeşlerimize, onlar adına üzüldük. Akıl imanı diye bir terim yoksa onun üzerinde durmaya da kendi kendimize söz verdik.
(5.8.2013, Pazartesi, 1106, 7.8.2013, Çarşamba, 13.41 9.8.2013, Cuma, 14.56
Bogor, Parung, Waru Jaya, Cidokom)
Yukarıda 2013 yılı izlenimizi okudunuz. 2016 yılı Ramazan ayı bugün 5.Haziran2016 tarihinde sahura kalkılacak ve 6 Haziran 2016 günü ilk oruç tutulacak. Nerede? Türkiye’de Yani yeryüzünün tek laik İslam ülkesi Türkiye’de. Yani bazı hainlerin fetvasıyla “darul harp” olan ülke olan Türkiye’de. Bakalım aile hukuku ve muamelat hukuku şeri olan yari şeri sistemle yönetilen Endonezya 2016 yılı orucuna nasıl başladı?
ENDONEZYA’DA 2016 ORUCU NASIL BAŞLADI?
Şimdiki Devlet Başkanı Joko Widodo tek günde başlanması hususunu destekliyor. Ayrıca kendisinden önceki Devlet Başkanı Susilo Bambang Yudhoyono (SBY) de 2013 yılında Ramazan ayının ardından ülkede tek günde oruca başlanması için çalışılacağını duyurmuştu. Sıradan Endonez müslümanı tek günde başlama taraftarıdır. Devletin ilan ettiği güne de uyar. Ancak cemaatler ise kendi başlarına ayrı bir devlet gibi hareket ettiklerinden ülkeye verdikleri zararı hiç düşünmezler. Bildiklerini okumaya devam etmektedirler.
Her yıl Ramazan başlayacağı umulan günde Din İşleri Bakanlığı (Kementerian Agama) salonunda yapılan toplantıya tariktalar, cemaatlar ve benzeri gurupların önde gelenleri çağrılıyor. Herkes ne zaman bşlayacağı hususunda vaaza benzer laflar ettikten sonra hangi tarihe karar verdiklerini açıklıyor. Ardından da Din Bakanı açıklama yapıyor. Devletin görüşünü açıklıyor. (Aşağıdaki yutup adreslerinde Endonezce izleyebilirsiniz. 1.https://www.youtube.com/watch?v=FQddq5NASDQ
2.https://www.youtube.com/watch?v=QbzwxqMhpIY
3.https://www.youtube.com/watch?v=mPP38K-bvxg)
4. https://www.youtube.com/watch?v=5JOcInX2Yjs
Şu anda Türkiye’de Samsun’da şu satırları yazdığımız anda saat 20.10
Tarih 5. Haziran.2016 Din Bakanlığı toplantısı dahil olmak üzere tespit edebildiğimiz Endonezya cemaat guruplarının Ramazana başlama tarihleri şöyledir:
1.tarih: 6.Haziran.2016, Pazartesi oruca başlanacak diyenler;
Devlet, Nahdetul Ulama ve Muhammadiye Cemaatleri, Sulawesi adası Gowa ilçesi An-Nadzir adlı cemaat, (Okuyunuz Endonezce:
http://makassartoday.com/2016/05/31/jadwal-puasa-ikut-muhammadiyah-ini-penjelasan-jemaah-nadzir/)
2. tarih: 4. Haziran.2016 günü oruca başladı. Batı Sumatra Padang kenti Nakşibendi cemaati (Jamaah Naqsabandiyah)
(Endonezce okuyunuz:
http://www.republika.co.id/berita/ramadhan/kabar-ramadhan/16/06/04/o88ay5365-jamaah-naqsabandiyah-mulai-laksanakan-puasa-ramadhan-hari-ini)
3. tarih: 8 Haziran. 2016 günü Batı Sumatra, Settariya tarikatı (Tarekat Syattariah) oruca başlayacak. Tarikatın tam yeri şöyle: Batı Sumatra, Kenagarian Malalak Barat, Malalak Kasabası, Agam İlçesi) (Endonezce okuyunuz:
http://www.harianjogja.com/baca/2016/06/05/ramadan-2016-jemaah-tarekat-syattariah-berpuasa-pada-8-juni-726088)
2016 yılı için şunları söyleyeceğiz. En büyük iki cemaat ile devlet yetkilileri tek tarih üzerinde uzlaştılar. Bu olumlu gelişmedir. Ama gelecek yıl için de aynı şeyin olacağına dair garanti yoktur.
Kısaca şunu söylüyoruz. Ülkemizde sistem laik olduğu için Allah hukuku da uygulanmakta birbirine aslında zerre kadar saygısı olmayanları hizipçilik enaniyeti içinde kendi şeriatlarının bayraklarını salladıklarını Endonezya’da gördük, görüyoruz. Aslında ülkemizde böyle düşünen ve kargaşayı şeriat olarak yutturacak zavallı İslam münevverlerinin sayısı hiç de az değildir.
Biraz dikkat ederseniz gazetelerinde, yayın organlarında kendi “şeriat jargonları” ile ahkam kesenlerdir bunlar.
Allah’a şükrediyorum. Ülkemizde laik bir düzen olduğu için. Yoksa bunların eline kalırsa halimiz duman olur. Zaten uluslararası alanda imajımız bozuk daha da kötü olur.
Altmış yaşındayım, itiraf ediyorum: Öylesine kararlı ve inatçıyımki artık bana din adamı sıfatlı hiç bir yaratık, din adına hiç bir şey anlatamaz. Böylece Tanrı’nın huzuruna çıkacağım. Çünkü bunların ülkesi, milleti, vatanı, bayrağı yoktur. “Nefisleri” “enaniyetleri” “karıları” “dolarları” “köleleri veya cemaatdaşları” vardır. Sözlerim “akıl” diye boynunun üzerindeki o güzel organı kullanan “ulamayı” dışlamaktadır. Ramazan ayınız mübarek, yürekleriniz insan sevgisiyle dolu olsun. Bu kadar uzun yazıyı da okuduğunuz için sizlere kucak dolusu selamlar.