Kanımızca Suudilerin “Vision 2030” adı altında plânladıkları hükümet programı İslâm dinini tam anlamıyla tacirlerin dini ;yapacak ve İslâm’ın ruhu Amerika ve batı sermayesinin inşa ettiği ve edeceği 20-30 bin kişilik kasaba gibi otellerin zemin katlarındaki marketlerle iç içe yapılan ibadetlerle yok edilmeye çalışılacaktır. Kâbe tavaf alanı ve çevresini incelerken karamsarlığa kapıldık. Hayal kırıklığı yaşadık.
Yaklaşık 13 metre uzunluğunda kabul edebileceğimiz kenarların kuşattığı bir sunak (altar) diyebileceğimiz küp biçiminde bir salon düşününüz. Burası Kâbe binası veya Kâbe odasıdır. Bu odanın içinde yön yoktur. Her tarafa dönerek ibadet edilebilir. Eğer Kâbe odasında yön yok diyorsak orada zaman da yoktur. Bir uzay boşluğu ve kara delik gibi bir yer veya cennetin teneffüs edildiği alan olmalıdır.
İşte bu zaman ve yön kavramının yok olduğu odanın etrafında da döngü (şavt) yapılan dairevi bir alan vardır. Bu durumda anladığımız kadarıyla Mescidi Haram deyince Kâbe binası ile etrafındaki döngü yapılan alan anlaşılmalıdır.
Teşbihte hata yoktur, kuralı uyarınca Kâbe deyince camilerin mihrabı, Mescidi Haram deyince camilerdeki harim denilen yani namaz kılınan yer, benzetmesini yapabiliriz.
Kâbe ile kıble eş anlamlıdır. Bu anlamda Kâbe alanında yön yoktur. Yerçizim olarak var olan yön kıble olmaktadır.
Aşağıdaki krokide 4 şavt yapılan döngü alanlarını görüyorsunuz.
Birincisi asıl ve üzeri açık zeminde yapılan döngüdür.
İkincisi asıl zeminin kenarını kuşatan ve sanki bir asma kat imiş gibi üzeri kapalı alanda yapılan döngüdür.
Üçüncüsü birinci kat diyebileceğimiz ve üzeri 4. döngünün lentosuyla kaplı olan kapalı mekândır.
Dördüncüsü ikinci kat diyebileceğimiz ve 2018 Mayıs ayı itibariyle üzeri açık olan mekândır.
Bu durumda 7 milyon kişi aynı anda döngü yapabilmesi için en az 7 döngü yerine ihtiyaç vardır. Demek oluyorki en az 3 tane daha inşa edilerek hemen karşıdaki lüks otellerin pencerelerinde çekim yapanlarla iç içe ibadet yapılan havaya kaldırılmış bir Kâbe alanı hazırlanmaktadır.
Medine’de 4 adet Katolik Kilisesi yapılmasına izin verenler, bunu başaracaklar sanıyorum.
Kâbenin etrafında yani Mescidi Haram’ın içinde Kâbe’nin etrafını 7 kez dolaşma işlemi tavaf adını alır.
Kâbede tavaf süresi hakkında kesin bir şey söylemek için hangi alanı kullandığınız ve hangi zamanda bu işi yaptığınızı bilmek gerekir. Güneşin en kavurucu olduğu öğle zamanlarında Kâbe etrafındaki döngü alanında müslümanlar azalıyor. İşte bu vakitlerde yapılan bir döngü (şavt) en fazla 4-5 dakikaya kadar iner.
Esasında hemen hemen herkes çok sıcak ve kavurucu vakit diye öğle veya zeval vaktini tercih etmez. Aslında eğer giysi olarak destekli iseniz ve kendinize güveniyorsanız tercih edilecek vakittir. Adam gibi huzurla 7 şavt bir tavaf yapmak için.
Bu durumda bir tavaf (yedi şavt) 20-25 dakikada biter. Bu ölçü Kâbe’nin üstü açık ana mekânı için geçerlidir. Tavafın ardından 2 rekat namaz kılınıp ardından 350 metre uzunluğundaki Merve’den Safa’ya 4 gidiş Safa’da Merve’ye 3 dönüş olmak üzere Safa-Merve arasında 7 kez yürünür. Bunun adı “say yapmak” demektir. Say “gayret, heves, himmet” anlamındadır.
Böylece ibadet tamamlanmış olur. Safa- Merve yürüyüşü dairemsi bir alanda gerçekleştirilmediğinden ve üstü kapalı devasa kilimalar altında yapıldığından süreci tahmin etmek kolay oluyor. Kişinin hızına göre değişir.
Mesafe 350X7: 2.450 metre mesafe yürünür. Yaklaşık 2,5 kilometredir.
Kâbe etrafındaki döngü alanı ise en fazla kenarı 160 metre olan bir kare gibi düşünülürse ortalama 150 metre üzerinden 150X7=1050 metre bir yol yüründüğü kabul edilebilir.
İç kulvar ve dış kulvar farklarını gözönüne almadan ortalama bir rakam yakalamaya çalışıyoruz.
Demek oluyorki tavaf ve mataf (say yapmak) için toplam 3,5 kilometre bir yol yürünmektedir. Ancak bu 3,5 kilometre yol Kâbenin zemin katı olan ana mekân için geçerlidir.
Kâbede mevcut diğer 3 kat için geçerli olamaz. Çünkü katlarda kenar çapının 160 metreden yaklaşık 200 metreye kadar çıktığını tahmin etmekteyiz. Çünkü üst katlar zemin katın en dış kulvarının kenarları üzerinde yükselmektedir. Buna göre üst katlarda 200X7=1400 metre mesafe yürünür. Bu durumda da üst katlarda tavaf-mataf yürüyüşleri 4 kilometre mesafeye ulaşır.
Yukarıda belirttiğimiz rakamlar tahmin ve harcadığımız saatlerin yanı sıra sadece adım sayarak yaptığımız çalışmaya dayanmaktadır.
Üzerimizde mesafe ölçüm aleti yoktu. Ana hatlarıyla aşağı yukarı yaklaşık bir rakamlama yapılmıştır. Bir daha Kâbeye gitmek nasip olursa üzerimizde bir su ph derecesi ölçen makine ile bir de mesafe ölçüm aleti mutlaka götürmenin gereğini de burada belirtmek isterim.
Kısaca katlarda yaklaşık 4 kilometre, alt zemin katta 3,5 kilometre yürüyüş yapılmaktadır. Zamanlamaya gelince kavurucu güneşin en sert olduğu öğle vakitlerinde döngü yapanlar azalmakta süreç de kısalmaktadır.
2018 Mayıs ayında gördüğümüz durum şuydu:
Mescidi Haram içinde 4 adet tavaf ve mataf yeri vardı. Birinci katta yaptığımız tavafı 7 yaşındaki oğlum ile beraber 70 dakikada bitirdik. (7 Haziran 2018 Perşembe 10.00-11.10) Saati öğrenmek için de üzerinizdeki saate bakmaya gerek yoktu. Ecyad Kalesi’nin yerine iblislerin diktiği otellerin üzerindeki kuleye benzer ucubeye bakınca; dev saat adeta kafanızın üzerinde sallanan şakül gibi üzerinize dikilmiş; size vakti iri rakamlarıyla sanki yanınızda imiş gibi bildiriyordu.
Biz tavaf ibadetinin derin anlamını şu şekilde algıladık: “Yuvarlak olmak” “köşeli olmamak” döngülerde insanın her türlü duruma intibak edebilecek yumuşaklık ve mülayemet içinde olması demektir. Ama bunu becerebilen kaç kişi vardır? Ben beceremiyorum. Ama hissediyorum. Evrende yuvarlak olanlar, keskin köşeli olmayanlar ile örüntü yapılabiliyor. Bir şeyler üretilebiliyor. İplik ne kadar ince de olsa o kadar yuvarlaktır. Bu anatomik olarak böyledir. Anatomik olan ne ise ruhi olan da aynıdır. Haleti ruhiye bedenin giydiği deri ile eş anlamlıdır. O zaman yuvarlanmak, yuvarlak olmak, iplik eğirmek gibi bir şey olmalıdır. At kaşağısı kılı gibi bir şey olmamalıdır. Kâbe bu anlamda bir din ahlâkı öğretmez. İslâm dinini insanlığın dini mertebesine yükseltir. Bir evrensel ahlâk kuralı öğretir. Eğer İslâm dininden evrensel bir yorum çıkaracak isek; zemzem suyu ve tavaf yeterlidir.
Kâbe’nin içinde kadın-erkek bir arada doğal olana izin veren iblisler Kâbe’nin dışında insan olan hanımları, kızlarımızı, sevgililerimizi, gelinlerimizi yok ediyor. Hiç tanımıyor. “Dişi” olan bir varlık görüyor. Vahşet ve çelişkinin dik alası burada.Mezar ziyaretini bile yasak ediyor.
Şu 7 milyon kişiye tekrar geri dönelim. 7 milyon kişi İslâmi hukuka göre bir gün kabul edilen müddet içinde Kâbe alanını tavaf ve say etmesi için nasıl bir zamanlama, sıralama ve alanlama olmalıdır? İşte bu sorunun cevabı müslümanların nasıl adam olacağının ve teknik marifetlerinin de kanıtı olarak önümüzdedir.
Kâbe izdihamları tavaf ve say’dan sonra kılınan iki rekât namaz kargaşası çözülmesi ve kadın erkek bir arada düzenlenmesi için bir saniyeye varıncaya kadar alan-zaman uyumu sağlanmak zorundadır. Kollara takılacak veya boyunlara asılacak çiplerle takip edilebilir mi diye düşündük.
7 milyon kişinin sirkülasyonu ve alan içinde kalış süreleri nasıl hesaplanacak ve takip edilecektir? Mekân, ibadet süresi, insan sayısı üçlüsü arasındaki aritmetik ilişki oranları hesaplanmak zorundadır.
İbadette düzen ve disiplin ile ülkenin örgütlenmesi ve bürokratik yapısı aynı zihniyetin ve yeteneğin başarı derecesini gösterir. Kâbe ibadetinin yüceliği de buradadır.
Ama Suudilerin derdi bu değildir. Sülalelerine her türlü menhiyat helâl ama haram diye halka yutturdukları en basit eylemler için halka verdikleri gülünç cezalar ikil İslâmı ulama fetvasıyla da destekler. İslâm garip gelmiştir, garip gidecektir. Bize düşen de akıl ve düşünce içinde ibadet etmektir.
Petrol bitmektedir. İnsanlar giderek zenginleşmektedir. Alternatif mali arayış olarak Kâbe önlerindedir. Suudilerin İslâmve Kâbe diye bir derdi yoktur. Başkent Riyad Ritz otelde hanedana muhalif bir aileyi tutuklayıp dudak uçurtan150 milyar dolar (!) fidye karşılığında kafalarını koparmayan bu zalimler, Suriyeli müslüman mülteciler için hiçbir harcama yapmamışlardır. Kâbe’ye ne gözle baktıkları siyaset tarzlarından anlaşılır.
21. asırda Dünya’da müslümanlar sömürülmek, hiristiyanlar da sömürmek için vardırlar.