Samsun 23. Yaz. İşitme Engelliler Olimpiyadına ev sahipliği yapıyor. Umarız ki Samsun’un imajına olumlu katkısı kadar halkımızın da “işitme engelli bilinci” seviyesinin yükselmesine katkıda bulunur.
7 yıllık İşitme Engelli Okulu öğretmenliği tecrübemize dayanarak bu altın fırsatın hem ülkemiz için hem de Samsun için bir tanıtıma vesile olacağını düşünüyoruz.
Bilincimize gelince, işitme engelli kavramı ilk kez 2005 Özürlüler Yasası’nda söz konusu oldu. O günlere kadar “sağır” ifadesi kullanılıyordu. Ayrıca “sağır ve dilsiz” ifadesi ise işitme engellilerin tepkisini çekiyordu. Dillerinin göstererek bizim “dilimiz var” “sesimiz yok” diyorlardı. Daha önceleri “lal” ifadesi kullanılan Osmanlı dönemi yadigarı olan ifade biraz da
Aklı evvel, idrak gecikmiş gibi bir anlam içeriyordu.
Şimdi gelişmiş ülkeler örneğin Japonya işitme engelli ifadesini bile terketti. (Chookaku shoogaisha) İşitme hürriyeti kısıtlanmış (mimi ga fujiyuuna hito) kişi ifadesini kullananlar çoğaldı. İnsana olan saygı atrrı.
Göztepe Dosteller İşitme Engelliler Okulu’nda öğretmen iken defalarca öğrenciler koşarak bana gelmişler caddede arabalara ezilmekten zor kurtulduklarını ağlarcasına söylemişlerdi. (işaret dili ile anlatmışlardı) Nöbetçi olduğum günlerde yaşadığım olaydır. Eğer İşitme Engelliler Olimpiyatları ülkemizin itibarına katkı sağlarsa çok sevineceğiz. Ama halkımızın işitme engellilere bakışını ve şuurunu yükseltirse daha çok sevineceğiz. Toplum olarak İşitme Engellilere çok ihtiyacımız olduğunu da kabul etmemiz gerekir. Sesle konulanların yapamadıklarını becerebilen nadir “el işaretiyle tasarım mühendileridir”