56 yaşına kadar öğrenemediklerimizi 2 sene üç ayda bize öğreten Endonez halkı
sayesinde artık son nefesimize kadar hiçbir din davası güdenin hiçbir sözünü referans
almadan doğrudan Tanrı’ya bağlı; vatandaş tabiriyle doğuştan direk Allah’a bağlı Oflu
ruhuyla öbür tarafa gideceğimize yemin ettik biz. Makaledeki yazılar irticali olup
Minangkabaulu eşim Rawati hanım, Endonezce ve Japonca sanal ortam ile 2012-1014
yılları arasında Endonezya Cakarta Ulusal Müzesi’ne 6 kez yaptığımız gezi
kayıtlarımızdan alınmıştır. İslam dini adına hareket ettiğini söyleyen ve her türlü yalan
ve palavrayı imani bir iştahla helal gören, cemaatleri olup ülkeleri olmayan, paraları
olup ruhları olmayan, pasaportları olup ülkeleri olmayan, bayrakları olup milletleri
olmayan, Türkiye’nin dilencileri, yurt dışında başkalaşıp Amerikalı işadamlarına
dönüşenlere karşı yazılmış gerçeklerdir. “Yalanı yok, yanlışı var” gözüyle okumanızı
arzederiz. Amacımız yönlendirme değil, sadece gördüğümüzü yazmaktır.
MINANGKABAU HALKI ENDONEZYA’DA ETKİLİ BİR AZINLIKTIR
MINANGKABAU HALKI ENDONEZYA’DA ETKİLİ BİR AZINLIKTIR
Endonezya Sumatra adasında bir bölge ve halkına verilen addır. Batı Sumatra (Barat
Sumatra) eyaletini kaplar. Batı kıyısındaki dar ovada ve yüksek platoların (1.000 metre)
oluşturduğu bir art ülkede (hinterland) geniş vadilerle, göllerle kaplı çöküntü alanlarıyla
kesilir. Singgalang ve Merapi adlı yanardağlar bölgeye egemendir. Minangkabau denen
halkın yurdudur. Minangkabau Halkı: Minang kazanmak, kabau da bufalo demektir.
“Muzaffer manda” anlamına gelir. Bu adı kazanması bir efsaneye dayanır. Çok eskiden
Cava kralı ile Batı Sumatra (Barat Sumatra) arasında bir şenlik düzenlenmiş. Şenlikte
boynuzlu inekler güreş yapacakmış. Ancak Java kralının ineği çok büyük ve iri imiş. Herkes
korkmuş. Biz kaybederiz, diye civardaki tüm kabile reisleri toplanmış. İstişare yapmışlar.
Nasıl kazanacağız diye. Sonunda Silunkang kabilesi reisi önermiş. Dana yavru ineğe üç gün
süt vermeyelim. Kafasına demir takalım. Aç kalsın sinirlensin. Öylece kazanırız diye önermiş.
Görüş kabul edilmiş. Dana mücadeleyi üç gün aç kalınca kazanmış. Orang Padang ya da
Orang Avak da denmektedir. Sumatra’nın batı ve orta kesiminde yaşayan bir etnik halktır.
Ancak tün Endonezya ve Malezya’da da yayılmışlardır. Bir Endonezya dili konuşurlar.
Anasoylu bir soyzincirleri ve anayerli bir konut biçimleri vardır. Anaerkil bir aile yapısına
sahiptirler. Hollandalıların başlattığı pirinç tarlalarında yani sulamayla ve yakılarak açılmış
çeltiklerde Beras dedikleri pirinç üretimi ile uğraşırlar. Bunun yanısıra kahve ekimiyle de
uğraşırlar. İktisadi yaşamlarını hayvancılık, balıkçılık ve avcılık tamamlar. 16. Yüzyıldan beri
etkin bir biçimde ticaret de yapmaktadırlar. (Melaka) Bugün Müslümanlık egemendir. Ama
geleneksel anaerkil aile yapısını pek etkileyememiştir. Minangkabaululara Malay dilinde
Orang Padang (Padang Halkı) demektir. Endonezya’da Sumatra Adasındaki en büyük etnik
topluluktur. Malezya Polinezya dil ailesine bağlı ve Malay diline çok benzeyen bir dil
konuşurlar. Geleneksel yurtları adanın orta-batısındaki yüksek dağlık bölgedir. Değişik
kaynaklara göre nüfusları 2 ile 5 milyon arasında değişmektedir. Müslüman olmakla birlikte
anayanlı yani anaerkil ağırlıklı bir aile yapıları dikkati çeker. Geleneklere göre kadın
evlendikten sonra anne ve babasının yanında kalır. Kendine ait bir evi olmayan kocası ise
annesinin yanında kalarak karısını yalnızca ziyaret eder. Eskiden Minangkabau insanlarının
temel aile birimi topluluk eviydi. Burada bir başkadın, kız kardeşleri, kızları ve çocukları
yaşardı. Klanlar birkaç evden oluşurdu. Klan içi evlilik yasaktı. Kabaca bir köy büyüklüğünde
olan en büyük yönetin birimi Negari ise birkaç klanı kapsardı. Her ev klan kurulunda bir
erkek biri erkek üye ya da dayı tarafından temsil edilirdi. Yerden yükseltilmiş eyer biçiminde
çatılı dikdörtgen yapılardan oluşan evlerin büyük bir bölümünü ana oda kaplardı. Ana odanın
bitişiğinde her kadının çocukları ve geldiğinde kocasıyla birlikte kaldığı odalar bulunurdu. II.
Dünya Savaşı’ndan sonra geleneksel yapının çözülmesiyle Minangkabauların arasında
çekirdek aile biçimi ve özel mülkiyet gelişmiştir. Günümüzde Minangkabaular sekilenmiş
geniş tarlalar ve bahçelerde sulamayla pirinç, tütün, tarçın, meyve ve sebze yetiştirirler.
Ayrıca dokumacılık ahşab ve metal işlemeciliği gibi el sanatlarıyla uğraşırlar. 18. Yüzyıl
sonlarında Malakka Yarımadasına göç eden bazı Minangkabaular, Negri Sembilan (Sekiz
Yurt) olarak bilinen bir küçük devletler federasyonu kurdular. Malakka’da kalay
madenciliğinin geliştiği 1850’lerden sonra Sumatra’dan göçler hızlandı. Böylece daha çok
Minangkabau arazilerini satarak ya da madenlerde çalışmak üzere sözleşme imzalayarak
Malakka’ya geçti. 20. yüzyıla doğru sermaye yoğun yatırımların başlamasıyla Minangkabau
madencileri iç kesimlerdeki ırmak vadilerinde tarıma yöneldiler. Çinli göç akımını önlemek
isteyen Malay sultanlarının göz yummasıyla kendilerine yeni tarlalar açtılar. Küçük üreticiler
olarak büyük başarı gösterdiler. Bu arada perakende ticaretin büyük bir bölümü
Minangkabauların eline geçmiş oldu. Minangkabau halkı tarım ve ticarete önem vermiş
anaerkil ve mülayim bir İslam zihniyeti içinde yaşamıştır.
Minangkabau halkı özellikle 1945 bağımsızlıktan sonra ticaret ve sanata yönelmiş olup
Minangkabau halkı özellikle 1945 bağımsızlıktan sonra ticaret ve sanata yönelmiş olup
Endonezya’da etkin bir etnik gurup olarak göze çarpmaktadır. Minangkabau lisanı
(Endonezce; Bahasa Minangkabau) Sumatra, Riau, Jambi, Bengkulu, Cava, Açe ve
Malezya'nın Negeri Sembilan bölgelerinde kullanılmaktadır. Avustronezya dili olup 10
milyona yakın konuşanı vardır. Lisan konuşulduğu bölgelere göre alt şivelere de ayrılır: Rao
Mapat Tunggul, Muaro Sungai Lolo, Payakumbuh, Pangkalan-Lubuk Alai, Agam-Tanah
Datar, Pancungsoal, Kotobaru, Sungai Bendung Air gibi birden kabilelerin kendi
geliştirdikleri şiveler vardır. Malayca ile çok benzeşir. Gerek Arap alfabesi türevi Cava
(Aksara Jawa) gerekse Latin alfabesi ile yazılmıştır.
MINANGKABAU HALKI KADINI YÜCELTİR
MINANGKABAU HALKI KADINI YÜCELTİR
AMA İDAREYİ KADINA TESLİM ETMEZ
Minangkabau kabilesi müslüman ve anaerkil aile yapısı olan bir toplum olmasının yanısıra budist hint geleneğine dayanan Minangkabau Pagayurung Krallığı kurucusu olarak bilinen Adityawarman ile ilişkilendirilir. Adı ilk kez Doğu Cava’da Malang kentine 22 km. mesafede Candi Jago adlı tapınakta görülen 1343 tarihli yazıttan bilinir. Muhammed Yamin’e göre Batı Sumatra Siguntur doğumlu olan bir kraldır. Kral Raden Wijaya (1294–1309) zamanında doğmuş ve yaşamıştır. Tarihi 14. asra kadar geri giden kralın Cakarta Milli Müzede heykeli vardır. Minangkabau kabilesinin kurduğu krallığın kurucusu olduğuna Adityawarman 14. asra tarihlenen bir kraldır. Heykeli Cakarta Merkezde Milli Müze’dedir. 1977 yılında Batı Sumatra Padang’ta adına müze açıldı. Görüldüğü gibi Minangkabau kabilesi sünni müslüman olup ataları Hindu Budist kültüründen beslenmiştir. Aynı zamanda aile yapısı ataerkil bir din olan İslam ile uzlaştırılan anaerkil koşullarda bağdaştırmacı bir din zihniyetine temel olur. Tabuik dedikleri Hazreti Hüseyin’in şehit edilmesi ritüeli olan şii uygulamaları ile uzlaştırılan adeta bir sentez gibi din zihniyeti vardır.
Minangkabau kabilesi müslüman ve anaerkil aile yapısı olan bir toplum olmasının yanısıra budist hint geleneğine dayanan Minangkabau Pagayurung Krallığı kurucusu olarak bilinen Adityawarman ile ilişkilendirilir. Adı ilk kez Doğu Cava’da Malang kentine 22 km. mesafede Candi Jago adlı tapınakta görülen 1343 tarihli yazıttan bilinir. Muhammed Yamin’e göre Batı Sumatra Siguntur doğumlu olan bir kraldır. Kral Raden Wijaya (1294–1309) zamanında doğmuş ve yaşamıştır. Tarihi 14. asra kadar geri giden kralın Cakarta Milli Müzede heykeli vardır. Minangkabau kabilesinin kurduğu krallığın kurucusu olduğuna Adityawarman 14. asra tarihlenen bir kraldır. Heykeli Cakarta Merkezde Milli Müze’dedir. 1977 yılında Batı Sumatra Padang’ta adına müze açıldı. Görüldüğü gibi Minangkabau kabilesi sünni müslüman olup ataları Hindu Budist kültüründen beslenmiştir. Aynı zamanda aile yapısı ataerkil bir din olan İslam ile uzlaştırılan anaerkil koşullarda bağdaştırmacı bir din zihniyetine temel olur. Tabuik dedikleri Hazreti Hüseyin’in şehit edilmesi ritüeli olan şii uygulamaları ile uzlaştırılan adeta bir sentez gibi din zihniyeti vardır.
Pek çoğunun yanlış anladığı gibi idare ve hükümranlık hanımlarda değil hürmet ve
saygınlık olarak hanımların merkez olduğu bir cemiyet yaşamı vardır. Özellikle miras
hukukunda kadınlara yönelik ayrımcılık göze çarpar. Eğitim ve öğretimde asla kadın-erkek
ayrımı yapılmaz. Teşvik edilir. Toplantılar, istişareler, Ramazan ayının ilk iftarları sülale
içindeki en yaşlı ninenin evinde icra edilir. Başörtüsü konusunda ise son derece
demokrat ve baskı görmediğimizi kişisel deneyimlerimizle gördük.
Satırların sahibinin eşi 28 yaşına kadar başı açık ve kısa etekli olarak yaşadıktan sonra
hacca gitmiş ve başörtüsü giymiştir. 5 kızkardeş içinde ikisi başı açık üçü ise başı kapalı
bir yaşamı tercih etmiş ve ev içinde bir sorun olmamıştır. Kızlara baskı yok diyebiliriz.
İslam dininin çok evliliğe cevaz veren ilkesi zihniyetlerine ters düşmesine rağmen
bağdaştırmacı bir çözüm ile ikinci kez evlenmek isteyen bey eşine “ceza parası” (denda
poligami) ödemesi koşuluyla kapı açık tutulmuştur. Ancak bu kural sadece töre yasası değil
(adat hukum) Endonezya yasalarına göre de mümkün olduğundan kaymakamlar (bupati) ve
valiler (gubernur) tarafından tespit edilen bir para ödemek koşuluyla ikinci evlilik mümkün
olabilir. Uygulama sadece minangkabau kabilesi için değil tüm Endonezya müslümanları için
geçerlidir. Ceza parasına örnek vermek gerekirse ülkede 95-225 dolar arası değişen asgari
aylık ücret miktarı ile orantılı olarak düşündüğümüzde 2014 yılı için Lombok adasında 1
milyon Endonez rupisi yani yaklaşık 95 Amerikan doları olarak vali tarafından tespit
edilmiştir. Tabi bu para vatandaş için değil de idare ettiği devlet memurları için geçerli idi.
Aslında konuyu detaylandırdığımızda karışık Endonezya hukuk sistemi içinde kafaların da
karıştığını ve bir “hukuk müzesi” ile karşılaştığımızı görürüz. (Bakınız: Endonezce:
http://bali.bisnis.com/read/20141017/74/47437/izin-poligami-pns-lombok-bayar-rp1-juta-