1830 larda Malezya’yı sömürüp kemiren İngilizler Malezya’dan Çin’e “afyon” ihraç ederek İngiltere demiryollarını geliştiriyorlardı. Çin halkı “afyon” ile zehirleniyor, Malez köleler de boğaz tokluğuna alın terlerini İngiliz efendiye sunuyorlardı. Bu sıralarda Endonezya’yı sömürüp kemiren Felemenkler de aynı yoldaydı. Çin hükümeti 1836 da afyon ithalatını yasaklayınca sıkıntıya düşen İngiltere müstemlekesinden ihraca izin verilmesi için Çinlilere baskı yaptı. Felemenklerin de desteğini arkasına alan İngilizler sonunda 1842 harbinde Çinlilerden ağır tavizler kopardı ve 50 yıl Çin’in terakkisini engellemiş oldu. Şevket Süreyya Aydemir, “Suyu Arayan Adam” adlı eserinde 328. sayfada konuya değinir. Suyun başını tutan Avrupalı iki millet İngiliz ve Felemenkler uzak doğuyu sömürüp kemiriyorlardı.
Felemenkler ve İngilizler suyu bulmuşlar onları birleştiren ilke de sömürüp kemirme olmuştu.
“Ya devlet başa ya kuzgun leşe” atasözünün anlamını düşünelim. Eski bir Türk ananesine göre evin en küçük kardeşi en büyük kardeşine mülkü, ortancaya evi bırakır kendisi de atı silahı alır nasibini aramaya giderdi. Bu olaya dayanan atasözü idi. (Sayfa 358, Şevket Süreyya Aydemir, Remzi Kitabevi 975-14-0-3812)
İlkeler ve kurallar öne çıktığında kurumlar kazanıyor ve yaşıyor. Kişiler öne çıktığında ise ilkeler zarar görüyor.
Şevket Süreyya Aydemir eski bir sosyalisit idi ama Türk kimliği öne çıkmış ve Atatürk önderliğinde aradığu suyu bulduğunu düşünüyordu. Türkiye siyasi geçmişinde suyu arayan aydınlar hep bir önder ve “kişi” peşinde mi koşmalıydı? Yoksa bir uzlaşı sağlanmış ülkü mü daha iyi bir gelecek vad edecekti noktasında ısrarlı mı olmalıydı?
Kişilere dayanan rejimler ve ülkeler çöktü. Büyük İskender’den ne kaldı geriye? Suyu arayan aydınlarımız “ülkü” ve peşinde sürükleyici fikirlerin üzerinde uzlaşmaları bize ufuk verecektir. Mustafa Kemâl Paşa’ya da bu gözle bakmamız gerekir. Öncülük etmiştir. Bize ondan ne geri kalmıştır? Şahsiyetinden çok ilkeleri bize yol gösterirse ”lâiklik” “milliyetçilik” daha iyi anlaşılır. Asla onu küçümseme eğiliminde dğiliz. Ama öne çıkarılması gereken ilkeleri olduğunu düşünüyoruz. Suyu Arayan Adam hep olagelecektir.