21 nci yüzyıla girdiğimizin arifesinde Dünya dediğimiz içinde yaşadığımız gezegende aslında insanlık yaklaşmakta olan kendi kıyametini savmakla meşgul...
Adım adım göstere göstere insanlık bu aşamalara geldi. Korona salgınlı (covit 19) tüm Dünya'da illetli geçen bu günlerimizde gelişi güzel, şımarıkca antibiyotik, ilaç kullanımı ile, etik olmayan insanlığı dizayn etmeye kalkışan sömürgeci ülkeler, en basit virüslerin genetik yapılarını laboratuvar ortamında değiştirip biyolojik harp silahına dönüştürerek bu günkü günlerin zeminini elbirliği ile hazırladılar.
2016 yılında, Nevada'da bir kadın, Klebsiella pneumoniae'nin neden olduğu tüm antibiyotiklere dirençli olan bakteriyel bir enfeksiyondan öldü . Çin'de ki domuz çiftlikleri üzerinde de son çare olan bir antibiyotik olan kolistine dirençli bakteriler keşfedilmişti.
Bakterilerin, gelişi güzel antibiyotik kullanımları sonucu her zamankinden daha fazla ve hızlı antibiyotiklere direnç gösterdikleri tesbit edilmiştir.
Bu arada, bilim adamları da yeni bir antibiyotik geliştirmeleri ve onay almaları için en az on veya daha fazla yıl süreye ihtiyaç duyduklarını beyan etmekteler. Yani diğer bir anlatımla antibiyotik silah yarışında bu gelişmeler ışığında bu savaşı kaybettiğimiz anlamına gelmektedir. Bakteriyel enfeksiyonla savaşmak için acilen alternatif yöntemlere ihtiyacımız bulunmaktadır.
Günümüzde bakterileri öldürmenin umut verici bir yöntemi olarak bakteriyofajları kullanmayı uzmanlarımız en akıllıca yöntem olduğunu işaret etmekteler. Kısacasi bu yöntem bakterileri enfekte eden ve öldüren virüsler yani bakteriyofajların kullanılması yöntemidir.
Bakteriyofajlar:
Doğal bakteri düşmanları:
Kısaca faj adı verilen bakteriyofajlar, 1915'te Frederick Twort ve 1917'de Félix d'Herelle tarafından en bilinen antibiyotik olan penisilin öncesi on yıl boyunca bağımsız olarak keşfedildi . Sonraki yıllarda, dizanteri ve kolera'yı başarı ile tedavi etmek için fajlar kullanılmıştır. Bu fajlar, beklenmedik bir şekilde hastalıktan iyileşen hastaların dışkısından izole edildi. Bilim adamları, bu şanslı hastalarda, zararlı bakterileri bağırsaklarından çıkarmaya yardımcı olan bir şey olduğunu iddia ettiler. Dışkıdan fajları izole ettiler, saflaştırdılar ve fajları diğer hastalara verdiler.
Bir çalışmada Hindistan, Pencap'ta koleraya yakalanan insanların tedavi edilemeyen kişilerden % 63'ü, Hindistan'da faj tedavisi görenlerin sadece% 8'i öldü. Erken başarıya rağmen, faj tedavisi, penisilin keşfi ve antibiyotiklerin yükselmesi ile kapatıldı.
Fajlar başlangıçta kolera tedavisi için kullanıldığında, bilim adamları önce virüsleri incelemeye ve fajların nasıl çalıştığı hakkında spekülasyonlara başlamıştı. 1940'a kadar fajların ilk görüntülerinin bir elektron mikroskobu kullanılarak elde edildiği görülmedi. Artık fajların yalnızca bakterileri enfekte eden virüsler olduğunu biliyoruz. Bir tür virüs olarak, fajlar tek başına yaşayamaz ve üreyemez. Virüslerin bir konakçı hücresini istila etmeleri, kendilerinin daha fazla kopyalarını almak için ev sahibinin besinlerini tüketmeleri ve son olarak ev sahibi hücresinden dışarı çıkmaları gerekir, bu işlem genellikle ev sahibini öldürür.
Her faj tipinin kendine özel bir çalışma sistemi vardır. Faj harekete gectikten sonra DNA'sını bu bakterilere enjekte eder. Bu DNA kendisini kopyalar, fajın kabuğunu daha fazla yapar ve yeni yapılan DNA'yı yeni kabuğa paketler. Son olarak, faj, bakteriyel konağı içten dışa doğru yırtan, yeni yapılan çocuklarını daha da fazla bakteriye bulaştırmak için dışarıya bırakan toksik kimyasallar üretir. Son olarak, yeni fajlar bakteriyi toplar ve çoğaltır, bu sırada onu öldürür.
Fajların Antibiyotiklere Göre Avantajları:
Antibiyotik bakterileri öldüren bir kimyasaldır. Bunu, bakterilerin hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu önemli işlemlerden birini veya daha fazlasını bozarak yapar. Bu işlemler birçok bakteride yaygın olduğu için, bir "geniş spektrumlu" antibiyotik, birçok bakteri türünü aynı anda öldürebilir, vücudu savunmasız bırakabilir Antibiyotikler başlangıçta tıpda devrim yaratmış ve bakteriyel enfeksiyonu durdurmada çok etkili olmuşlardır. Ancak ne kadar iyi olursa olsun iyi gelişmiş fajların antibiyotiklere göre birçok avantajı vardır.
Bakterilerin antibiyotiklere direnç kazanması ile probiyotiklere yönelindi. Probiyotiklerde her bakterinin yaşamsal çalışma görev alanları mevcuttur. Günümüzde dördüncü kuşak antibiyotiklerinde iş görmemesi probiyotiklere ve bakteriyofajlara yönelinmesine yol açmıştır. Aslında bu durum çok da iyi olmuştur.
Günümüzde öyle bir tedavi metodu oluşmaya başlanmıştır ki: "hastalığınıza göre görev alanına giren bakterileri kapsül içinde verilerek vücutta görevlerine davet" metodu iyice şekillenmektedir.
Probiyotikler ile bizzat canlı bakterilerin laboratuvar ortamında üretilip hayvanların bağırsaklarına yem yada içme suyu ile milyarlarca bakteriyi yerleştirerek bağırsaklarda ki zararlı bakterileri vücut dışına cıkartıp bağışıklık sistemini güçlendirerek hayvanların verimlerini, performansları artırılabilinmektedir.
Bakteriyofajlar Mutlaka Kontrol Altında Tutulmalıdır!
Bu sistem insanlarda da kullanılmaktadır. Koruma amaçlı olan bu probiyotik çalışmaları, bakteriyofaj desteği ile de antibiyotiklerin yapacağı savaşı virüs yiyen faj bakterilerine bu görevler yüklenilebilir. Yalnız burada en sıkıntılı problem soru şudur : Bakteriyofaj olarak kullanılan virüs yiyen bu faj bakterilerinin genetik DNA ları kötü amaçlı olarak değiştirilip kullanılırlarsa ne olur? sorusudur.
İste bunu düşünmek dahi istemiyorum. Açıkçası Covit19 gibi biyolojik bir silah olarak kulllanılabilir düşüncesindeyim. Tüm devletlerin bunun tedbirini almaları gerektiğini düşünüyorum.
Burada şu soru yöneltilebilir: Neden probiyotik kullanmalıdır?
Probiyotikler, büyüme ve sağlık uyarıcıları olarak kabul edilir ve insan sağlığında kullanılabildiği gibi hayvan beslenmesin de kümes hayvanları, kafes kuşları, büyük baş ve küçükbaş hayvanların üretiminde, kedi köpek ve at ve develerde beslenme bozukluklarını gidermede, hastalıklara karşı bağışıklığını artırmada yaygın olarak kullanılır.
Bağırsak sisteminin iç (mukozal) yüzeyi, vücut ile çevresi arasındaki en büyük köprüdür. Vücudu zararlı antijenlerin ve mikropların istilasına karşı korumak için etkili bir yerel bağışıklık sistemi için probiyotikler mutlaka gereklidir.
Tüm Dünyada antibiyotiklerle olan tedavide kısıtlamaya gidilmesi ve probiyotiklere yönelinmesi bizi bir kez daha doğrulamıştır. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların (İnek, koyun, keçi) süt vevet verimini artırmak için; buzağı, kuzu, oğlakların ishallerini önlemek için probiyotiklerden yoğun bir şekilde faydalanılmaktadır
Probiyotikler tüm hayvanlarıın sağlığı için gereklidir; çünkü:
* Selülozu ve diğer sindirilebilir maddeleri parçalayarak sindirime yardımcı olur
* Vitamin ve minerallerin sentezini ve emilimini teşvik eder
* Bağışıklık sistemini uyarır
* E.coli ve salmonella gibi potansiyel hastalığa neden olan patojenlerin çoğalmasını önler, ayrıca başka bazı ishalleri de önler.
* Hayvanların performansını, verimini artırır.
Kısacası probiyotiğinin ana faydalarını sayacak olursak :
* Çiftlik hayvanlarının daha iyi gelişmiş şekilde büyümesini sağlar.
* Mevcut sindirim işlemlerinin etkinliğini artırarak ve veya daha önce sindirilemeyen maddelerin sindirimini teşvik ederek gıdaların gelişmiş kullanımını sağlar.
* İshal, iştahsızlık gibi nedenlerle yiyeceklerin sindirimini sağlar, bağırsak rahatsızlıklarını azaltır. Sindirim sistemi düzenli hale gelir.
* Bulaşıcı hastalıklara karşı vücudun direncinin arttırılmasıyla ya doğrudan düşmanlıkla ya da bağışıklığın uyarılmasıyla vücut sağlığı iyileştirilmiş olur.
* Büyük, küçük baş hayvanlarda veya yeni doğan buzağı ya da oğlaklarda, tüm yeni doğan kanatlılarda sağlıklı bağırsak dengesinin kurulmasını veya antibiyotik kullanımı sonrasında bağırsak dengesinin yeniden kurulmasını sağlar.
Tüm Hayvanlarda probiyotik aşağıdaki gibi kullanılabilir:
* Sağlıklı bir bağırsak mikroflorası oluşturmak ve patojenik (Zararlı) bakteri oluşumunu önlemek için doğumdan hemen sonra kullanılabilir.
* Antibiyotiklerin tükettiği faydalı bağırsak sistemini yeniden kurarak ve patojenlerin yeniden enfeksiyonunu önlemek amacıyla antibiyotik uygulamasının hemen ardından uygulanılabilir.
* E.coli ve salmonella gibi patojen (zararlı) bakterilerin baskılanması ve dışlanması amacıyla bağırsaklara vereceği zararı önler, tedavi etmek amacıyla kullanılabilir.
* Korku, ulaşım, çevre değişikliği, diyet değişiklikleri, eğitim, rekabet, aşırı sıcaklıklar, yaralanma, cerrahi, aşılama gibi stresi azaltmak amacıyla kullanılabilir.
Dünya'da gelişmiş ülkelerin tüm denemelerinde, atlar , büyük baş hayvanlar, koyunlar, keçiler, aşçılar, köpekler ve kediler için hayvanlar için probiyotik olan çoklu mikrobiyel türler başarıyla uygulanmıştır.
Probiyotiklerin Hayvanların Sağlığına olan Faydaları :
* Giderek daha fazla sayıda çalışma, sindirim sistemimizdeki bakteri dengesinin veya dengesizliğinin genel sağlık ve hastalık ile bağlantılı olduğunu göstermekte ve düzenlenmesine katkısı vardır.
* Probiyotikler, bağırsak bakteri dengesini sağlıklı bir şekilde destekler ve çok çeşitli sağlık yararları ile ilişkilendirilmiştir.
* Katkıları arasında kilo kaybı, sindirim sağlığı, bağışıklık fonksiyonu ve daha fazlası için yararlar bulunmaktadır
* Probiyotikler Sindirim Sisteminizdeki dost bakterileri dengelemeye yardımcı olur
* Probiyotikler "iyi" bakterileri içerir. Bunlar tüketildiğinde sağlık yararları sağlayabilen canlı mikroorganizmalardır.
* Bu yararların, probiyotiklerin bağırsak bakterilerinin doğal dengesini geri kazanma yeteneğinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
* Probiyotiklerin kullanım alanları sindirim sorunları, verim düşüklükleri, bağışıklık sorunları v.s. fazlasını içerebilir.
* Probiyotikler genellikle fermente gıdalarda bulunur veya takviye olarak alınır. Dahası, çoğu insan için güvenlidir. Yalnız hayvanların mide bağırsak yapıları birbirini tutmadığı gibi, insanlarda kullanılanların da hayvanlarda kullanılamayacağı bilinmelidir.
SONUÇ:
Probiyotikler canlı mikroorganizmalardır. Uzman personel gözetiminde alındığında, doğal bağırsak bakterileri dengesini geri kazanmaya yardımcı olabilirler. Antibiyotiklerin vücudu yıkıcı etkilerinden dolayı hem insan sağlıģi ve hemde hayvan sağlıģı açısından en sağlıklı uygulama düzenli olarak probiyotik kullanmaktır.
Üreticilerimize hayırlı bol kazançlar diliyorum.
Saygılarımla
Mustafa Kemal Bektaş
0536 935 56 42
0554 196 31 40
KAYNAKLAR :
1- Ruairi Robertson 23 Haziran 2018.
Probiyotikler ve kalp Sağlığı
2- Alan Carter, Taylor Norris February 5, 2018 — What’s the Connection Between Probiotics and Digestive Health?
3- https://www.health.harvard.edu/ Probiyotikler
4- Mary Jane Brown, Health Benefits of Probiotics August 23, 2016
5- Etleva Delia, Myqerem Tafaj, Klaus Männer Efficiency of Probiotics in Farm Animals -January 20th 2012
6- Department of Animal Health and Production, Faculty of Veterinary Medicine, University of Nigeria, Nsukka, Nigeria. - Probiotics in animal production: A reviewEzema, C.
7- Daniel Radzikowski Effect of probiotics, prebiotics and synbiotics on the productivity and health of dairy cows and calves- Siedlce University of Natural Sciences and Humanities, Siedlce, Pola