Ey Türk çocuğu! günümüze kadar Selçuklu ile Bilge Kağan ile, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Osmanlı ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderlik ederek kurulmasına öncülük ettiği Türkiye Cumhuriyeti ile Türk tarihi şan ve şerefle doludur.
Türk tarihi binlerce sene öncesinden başlar. Binlerce senedir sözde “ÖZGÜRLÜK” ve “HÜRRİYET” sunduğunu söyleyen bu cani ülkeler sürekli soydaşlarımızı, halkımızı katledip, bizleri de “SOYKIRIM” ile suçlamaktalar.
Ermenistan demek Rusya demektir. Çarlık Rusya’sından beridir Ermeniler Rusya tarafından kullanılmış, halkımıza, soydaşlarımıza karşı kışkırtılmış, halkımızı katletmekteydiler. Ne yapacaktık elimiz, kolumuz bağlı mı? Kalacaktık!
ABD'li tarihçi Prof. Dr. Justin McCarthy, Sakarya'da Adapazarı Belediyesince Orhangazi Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Ermeni Meselesi" konulu konferansta, "Ermeniler, Osmanlı İmparatorluğu'na ve Müslümanlara tehlike arz ediyordu. Müslümanlar saldırıya uğradı ve öldürüldüler. Resimler ve haritalar temelinde Ermenilerin Osmanlıların kaybetmesini istemesinin mantıklı bir temeli olduğunu göreceksiniz. En önemli husus; Ermeniler, Rus saflarında savaşan askerler gibi toplandı. Ermeniler dediğim zaman Ermeni isyancıları, Ermeni milliyetçileri kastediyorum. Ermenilerin çoğu da Müslüman Türkler gibi kendi başlarına yaşamak isteyen çiftçiler, köylülerdi ama kendi insanları onları rahat bırakmadı ve savaşa zorladılar zira savaşmazlarsa kendi insanları tarafından öldürüleceklerdi. Öyle olunca da Osmanlıların bu kişilere karşı harekete geçmesinin yeterince nedeni vardı. Ermeniler ihanete başvurdular, ihanet ettiler."
Ermeniler Rus ajanı gibiydiler. Ermenilerin nasıl Rus ajanı olarak hareket ettiklerine yönelik en iyi örneği Van bölgesi gösteriyor. Osmanlıların yeterince ordusu yoktu, sadece savunacak ordusu vardı ancak Van gibi bir ilde kendinizi dağ geçitlerini tutarak savunabilirdiniz. Dağ geçitlerini tutabilirse birçok defa Rusları püskürtebilirdi çünkü bu geçitler çok kolay savunulabilirdi ancak arkanızdan birisi yani Ermeniler size saldırırsa durumunuz çok zor olacaktı. Birçok Ermeni, Osmanlılara saldırdı ki Osmanlı 400 bin ölü verdi. Orada Osmanlı vatandaşı olan Ermeniler vardı ancak Osmanlı ordusuna karşı arkadan saldırıyorlardı. Van'ın bazı bölgelerini İran'dan alan Ermeniler, oradaki Ermenilerle birleşip Türklere, bölgedeki Müslümanlara karşı birleşti ve hepsini burada öldürdüler. Bulabildiği herkesi öldürdüler. Kaçabilenler kaçtı."
Ermenilerin, geri çekilirken kaçmaya çalışan Osmanlıların hepsini kılıçtan geçirdiğini söyleyen McCarthy Ermeni tehciri sayesinde Müslümanların yanı sıra Ermenilerin de kayıplarının azaldığına dikkati çekiyor.
İşte okudunuz kendi yedikleri soykırım haltını Osmanlı’ya, dolayısı ile devamı olan bizlere mal etmeye çalışmaktalar.
Bu yazımı kısaltabildiğim kadar kısaltacağım. Kaç bölüm olacak bilmiyorum. Her Türk çocuğunun bu yazıyı sindire sindire okumasını, tarihte bu mikrop ülkelerin nasıl iki yüzlü bir katil olduklarını bilsinler diye günlerce“samanlıkta iğne arar gibi” çalıştım.
Şimdi bulunduğumuz bölgede topraklarımızda gözü olan bu ülkelerin emperyalist salyalı kuduz köpekler gibi insanları öldürmekten çekinmediklerini ve nasıl katillik yaptıklarını okuyacaksınız.
Ey Türk çocuğu, Ey Kürt-laz- Çerkez- Muhacir-Pomak- Bulgar göçmeni- Uygur Türkü ismini yazamadım halkımız sana, atalarına kimlerin kastetmek istediğini iyi bil. Sana farklı dünya sunmaya çalışıyorum diye seni devletine karşı ayaklandıran bu ülkeler alacağını senden, bizden aldıktan sonra tarihte yaptıkları gibi, bir duvar kenarında ya da dağ başında senide katledecekler. Bu nedenle aklınızı kullanmayı size tavsiye ediyorum.
Şu ülkelere sırayla başlayalım:
FRANSA’NIN MEZALİMLERİ
Ey Kürt vatandaşım; iki de bir sözde özgürlükçü ve halkların haklarını koruyucusu, hamisi gibi görünüp, süslenip süslenip ayrılıkçı bu mikrop ülkelerin maşaları ile gönül eğlendirip, topraklarımıza gelip bize kendi halkımız kürt vatandaşlarımızı kışkırtarak boy gösteren Madam Mitterand’ın ülkesinin yaptığı katliamları ibretle oku. Fransa’nın tarihi soykırım ve katliamlarla dolu. Şimdi başlayalım:
CEZAYİR SOY KIRIMI:
1830’ da sömürge olarak işgal ettikleri Cezayir’ de her türlü insanlık suçunu çekinmeden işleyen Fransızlar, 1962’ de bağımsızlığını kazanana kadar ülkede çeşitli soykırımlar ve katliamlar gerçekleştirdi.
Bağımsızlık savaşı veren yüz binlerce Cezayirliyi katleden Fransızların 2.5 milyon Cezayirliyi tehcire tabi tuttukları biliniyor. Cezayir’ de 100 yılı aşkın süre her türlü insanlık suçunu işleyen Fransızların bağımsızlık savaşında 8 bin köyü yok ettiği de çeşitli kaynaklarda yer alıyor.
Fransız katliamları sadece Cezayir ile sınır değil. Ruanda’ da 1994 yılında yaşanan soykırımda yüz binlerce Tutsi’nin Hutu’lar tarafından öldürülmesinin insanlık tarihinin en korkunç olaylarından birisi olarak belleklerde yer alıyor.
Ruanda’ da görev yapmış emekli Fransız subayı, “Fransa askerlerinin, 1994’te Ruanda’ da soykırım yapmakla suçlanan Hutu milislerine silah eğitimi verdiğini itiraf etmesi” tarihi birçok kanlı olayla dolu Fransızlar tarihinin en büyük lekelerinden biri olacak niteliktedir.
Şimdilik bu bölümü burada keselim bir sonraki bölümde kaldığımız yerden devam edelim. Saygılarımla
KAYNAKLAR:
https://www.timeturk.com/tr/2011/12/20/fransa-nin-cezayir-ve-ruanda-katliamlari.html
Gürbüz Evren- Evrensel Bakış Açısı http://www.butundunya.com/pdfs/2018/04/123-127.pdf
Ömer Osman Umar – Suriye’de Fransız Emperyalizmihttp://web.firat.edu.tr/sosyalbil/dergi/arsiv/cilt12/sayi1/297-310.pdf