Son aylarda ve son günlerde Amerika’nın yaptığı tüm güç göstergeleri ve uygulamaya konulan savaşlar “Aba altından sopa gösterme, Dünya’ya hükmetmek” ve “Dünya’ya hâkim olan benim” gibi güç gösterisinden başka bir şey değildir. Amerika ticareti Avrupa, Arabistan ekseni arasında sıkışmış, bu gölgedeki ülkelerin ekonomilerinde de ciddi bir daralma söz konusu olup, yeni pazarlar açmak mecburiyeti doğmuştur. Amerika’nın Liderlik saltanatı bitmek üzeredir. Kısacası “Devletler de ölür Amerika ölmek üzeredir.” (Bakınız Mustafa Kemal Bektaş – Devletlerde Ölür) Kısacası yeni Dünya düzeninde ve liderliğinde değişmelerin olması kaçınılmazdır. Bu bağlamda ülkemizle birlikte, Rusya, İran, Hindistan, Çin yeni Dünya’nın Lider adayları arasında yer alması Amerika yönetimini açıkça panikletmiştir. Rusya’nın S.S:C:B’nin dağılmasını müteakip Amerika bir rahatlama dönemine girerek uzun süre vizyonsuz gezdi. Karşısında ciddi bir muhatap olmayınca da açıkça şımarıkça hovardalık yapıp zamanı boşa çarçur etti. Ve bunun bedelini şimdi ağır bir yüzleşme ile ödeme durumuna düşmüştür. Dünya satrancında tüm taşlar anlık ve sinsice yer değiştirmektedir. Bu boşluk zamanda Rusya Vlademir Putin liderliğinde Orta Asya bölgesinde adam adama markaj ile alan hakimiyetini çok iyi tuttu. Çin İran, Türkiye ve diğer kendinden önceki Varşova Paktı çatısındaki ülkelerle çok güzel uyum sağladı. İran’ın bölge ülkeleri ile ilişkileri akılcı politikalarla birleşince de Amerika’yı tamamen korkutmuş oldu.
Amerika yönetimi İsrail’in lobileri ve para babalarının yönetimi altındadır. Bütün mesele İsrail Yahudi ve Amerika vatandaşlarına vatan, toprak, halk daha fazla sömürmek, halkları bir birisine hasım ettirerek kendi silah sistemlerini serbestçe pazarlamak, yeni pazarlar açmak arayışından ibarettir. Hiçbir zaman Arap ülkeleri, İslam ülkeleri bu Amerika ve İsrail’in politikaları nedeniyle bir araya gelmemiş ve getirilmemiştir. Orta Doğu’da petrol yakın zamanda bitecektir. Yeni yeni alternatif enerji kaynakları bulunması zaruridir. Bu bağlamda ülkemizde ki bor madenleri de Amerika’nın sömürgeci, şiddet politikalarından nasibini almaktadır. Hatta F35 savaş uçaklarına uygulanan ambargonun temel nedeni Türkiye’yi istediği şekle göre dizayn etmek için gözdağı vermekten başka bir şey değildir. Amerika gelecekte hayatın Orta Asya’da atacağını gördü. Aynı zamanda Orta Asya, Mezopotamya bölgesindeki yer altı zengin kaynakları ve bakir alanlar emperyalist iştahını kabartmıştır. Amerika Dünya liderliğinin elinden kayıp gittiğini de görmüştür. Hatta Ülkemizin Amerika’ya bağlılığının da sonu olacağını bir nevi Rusya’dan alınan S-400 füzeleri ile Türkiye’den resmen kırmızı kart da yemiştir. Silah sistemlerine senatolarından alınan engelleme kararlarının hepsi Amerika dış politikalarının temeli olan Orta Asya politikasına endeksli olmasının özetidir.
Amerikan yönetiminin ambargo tehdidi ile İran’ı hedef almasının altında da ayn nedenler yatmaktadır. İran, hem köklü bir geçmişe sahip olması, hem de coğrafî konumu itibariyle her zaman güçlü bir ordu bulundurmuş, Jeopolitik konumu ele alındığında da dünyanın ulaşım ağının her zaman göbeğinde tarihi ticari İpek yolu üzerinde yer almıştır. İran, Orta Asya’ya açılan en önemli kapıdır. Bunu iyi gören Amerika yönetimi bundan sonraki zamanlarda bu savaşı daha da şiddetlendirecektir. Zira Amerika’nın hayallerin avuçlarından kayıp gitmek üzeredir. Korkunun ecele faydası yoktur. Er ya da geç Amerika’nın emperyalist dişerini yeni Dünya düzeni sökmekte kararlıdır.
Sonuç olarak Orta Asya bölgesinde çıkarılan bu kriziler henüz yeni başlamıştır. Önümüzdeki yıllarda daha büyük ticari ve politik savaşlar bizi beklemektedir. Bu liderlik tahtına oturmak istiyorsak bu güçlü ekonomi ile mümkündür. Bu satranç tahtasında çok iyi adımlar atmazsak bunun bedelini yüzyıllar boyunca gelecek nesillerimiz çok acı bedelini öderler.