Milliyetçi Hareket Partisi yeniden doğuşun sancılarını çekiyor şu sıralarda.
MHP’nin en üst kademelerinde görev yapan sayın yöneticilerde bunun farkındadır. Aslında MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’de Milliyetçi Hareket’te kıpırdanmaların ve yeniden yapılanmak için önü alınması mümkün olmayacak bir gidişatın farkındadır diye düşünüyorum.
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin TBMM'deki grup toplantısından sonra basın mensuplarına yaptığı açıklama siyasi kulislerde ki ateşi daha da alevlendirdi diyebiliriz.
Sayın Bahçeli ne dedi: ‘Olağanüstü kongre talepleri 1 Kasım seçiminden itibaren bazı şahıslar tarafından dile getirilmiştir. Bunların demokratik hakkıdır’
Kim bu işaret edilen adaylar?
Meral Akşener, Sinan Oğan ve Koray Aydın
Sayın Bahçeli ‘demokratik hak’ tan sonraki konuşmasının devamında bu üç adayı ülkücü hareketten kopartan sözler sarf etti.
‘Bir tanesinin zaten aday olma hakkı yoktur. Davası Yargıtay'dadır. Bazılarıysa gündeme gelmiştir. MHP'yi CHP'leştirme gibi kötü bir alışkanlığı vardır. İçinde birisi vardır ki Fethullah Gülen hareketinin MHP'de görevlendirme girişimidir. Bu ne ona, ne de kimseye fayda getirmez.’ Diyor ve tehdit cümlesi kuruyor:
‘Herkes aklını başına alsın’
MHP’de bugüne kadar, Sinan Oğan, Koray Aydın ve Meral Akşener Genel Başkan adayı olacaklarının işaretini verdi.
"Bir tanesinin zaten aday olma hakkı yoktur, davası Yargıtay'dadır" sözleri, 7 Haziran seçimlerinden sonra MHP'den ihraç edilen, ancak mahkeme kararıyla partiye geri dönen Sinan Oğan’dır.
"Birinin MHP'yi CHP'leştirme gibi kötü bir alışkanlığı var" açıklamasıyla hedef aldığı kişinin Koray Aydın olduğu sanılıyor.
"İçinde birisi vardır ki Fethullah Gülen hareketinin MHP'de görevlendirme girişimidir." şeklindeki açıklamada kast edilenin ise Meral Akşener olduğu iddia ediliyor.
Akşener'in cemaatçi olmamakla birlikte, ilerleyen dönemlerde Bahçeli'nin yerine geçmesi için paralel yapı tarafından desteklenen bir kişi olduğu belirtiliyor.
Sayın Sinan Oğan Twitter hesabından Sayın Bahçeli’nin sözlerine karşı şu cevabı verdi:
Bizim için sarf edilen ‘davası yargıtayda üyeliği henüz gerçekleşmedi’ sözleri doğru değildir. Müracaat şeklen yapılmıştır. Biz üyeyiz’ dedi.
Bir gazetenin yaptığı röportajda Sayın Koray Aydın’a soruldu:
Genel Başkan partiyi “CHP’lileştirmekten” söz etti….
Koray Aydın: Ben kavramlar üzerinden konuşmam, o ne demekse onu da bilmiyorum. Biz çocukluğumuzdan beri gözümüzü burada açtık, o fikirleri benimsedik, onun fiili uygulayıcısı olarak elimizi taşın altına koyarak da siyaset yaptık. Bu adımı atmanın da şart olduğunu düşünüyorum.’ diye cevap verdi.
Sayın Devlet Bahçeli’nin en ağır ithamı Malum cemaatin ‘siyasi figürü’ olarak gösterilen Sayın Meral Akşener üzerinde oldu.
Sayın Meral Akşener yaptığı açıklamada: "Eğer Devlet Bahçeli beni kastettiyse yadırgadım. Herkes bilir ki; hiçbir Cemaat, tekke ve grupla ilişkim olmaz veya irademi 3. kişilere teslim etmem. Zaten Cemaat diye bir şey kalmadı, dağıldı. Ömrümde ilk kez 1997’de Tansu Çiller’in görevlendirmesiyle Amerika’ya gittim’ diye cevap verdi."
Bu şekilde bir hatırlatma yaptıktan sonra gelelim asıl konumuza.
MERAL AKŞENER’LE GÖRÜŞÜYORUZ…
TBMM'deki grup toplantısından sonra Sayın Devlet Bahçe’linin Meral Akşener’i hedef alan sözleri karşısında adeta şoke oldum.
Önce şunu belirtmek istiyorum; Özel görüşmelerdeki sohbetleri yazma ve konuşma âdetimizin olmadığını bizi tanıyanlar çok iyi bildiğini sanıyorum.
Sayın Meral Akşener’le geçen sene Ankara’da Balgat Polisevinde yaklaşık iki buçuk saat görüştük. Geçmişi ve geleceği içine alan görüşmemiz esnasında bir çok meseleyi paylaştık.
Sayın Meral Akşener’in affına sığınarak, izin almadan böyle bir konuyu gündeme getirdiğim için özür dileyerek ilgili kısmı aktarmak istiyorum.
Sayın Meral Akşener o zaman MHP Milletvekili ve TBMM Başkan vekiliydi.
Sayın Meral Akşener’e ‘Gerek camianın ve gerekse vatandaşın sizlere büyük bir teveccühü var. MHP’nin başında sizin olmanız durumunda MHP’nin iktidarının mümkün olabileceği konuşuluyor. bu hususla ilgili düşüncelerinizi almak isteriz’ diye sorduk
Sayın Akşener’in cevabı aynen şöyle oldu:
‘Devlet Bey,sağ iken veya gönül rızasıyla o makamdan ayrılmadığı müddetçe ben o makama talip olmam. Benim Devlet Bey’e saygı ve hürmetim sonsuzdur.’
Sayın Akşener; gerçekten bunları söylerken bile Sayın Bahçeli’ye saygı ve vefa gösteren bir tavır içindeydi.. Hatta böyle bir konuyla ilgili ilk defa bizimle paylaşım içinde olduğunu belirtti. Şu an Devlet Bey’in göreve devamında büyük fayda olduğunu, ona karşı hiçbir tavrın ve durumun yanında, yöresinde yer almasının mümkün olmayacağını ifade etmişti.
Var olan siyasi iktidarla, Türkiye’nin gidişatıyla, Cemaat, cemiyet ve ülkücü hareketle ilgili’de konuşmamız oldu. Ancak bu özel görüşmemizde karşımızda sadece ülkücü ve ülkücü bir bakış ve duruş vardı.
Şimdi ise geldiğimiz noktada hareketin genel Başkanı tarafından Sayın Akşener ima edilerek Fethullah Gülen temsilcisi gibi bir görüntü verilmesi çok acıdır.