Samsun, 19-Mayıs 1919 yeniden varoluş mücadelesinin ilk adımının atıldığı, vatan tapusunun tescilinin tekrar yapıldığı yerdir. Kâğıt üstünde Anadolu topraklarını bölüşen güçler Karadeniz’de de Pontus Rum devleti hayallerine kapılmışlardır.
Türk düşmanlığı, Yunan ulusal kimliğinin olmazsa olmaz kabul edilen temel taşıdır. Yunanistan “ulusal-ulusçu” söylemlerle ulusal ideolojisini biçimlendirip, toplumu bilinçlendirmektedir... “Başkasının tarihini tahrif ederek, kendi tarihini öne çıkarmak, ulus olmanın değişmez bir parçasıdır,” kuralını Yunanlı gergef işler gibi genç beyinlere işlemektedir.Bu anlamda “Büyük ülkü, Megali İdea”nın amacı; “iki kıtalı ve beş denizli” Yunanistan kurulacak, İstanbul başkent yapılıp, Türkler yok edilecek veya Kızıl Elma’ya sürülene kadar mücadelemiz devam edecektir denilir.
19-Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in önderliğinde milli direniş başlayınca Atina gazetesinde “milli bir tez” olarak ortaya şunların konulduğunu okuyoruz. “Verilen bu savaş, Yunanistan’ın asi Kemal’e karşı verdiği savaş değildir; Yunan ırkının Türk Milletine karşı verdiği bir savaştır. Üstelik çetin bir savaştır, iki rakipten birinin yok olmasına dek sürecek, ya onlar ya biz. 14-Nisan 1921”
Yunanlılardaki kanaat, Anadolu seferi büyük devletlerin desteğiyle başlatıldı, ancak Yunanistan’a ihanet edilince Yunanistan yenildi denilmektedir.
Yunanistan’da kaybedilen savaşla ilgili değerlendirmeler şöyle devam etmektedir: “Türk milliyetçiliği ve Kemalizm belirmemiş ve engellememiş olsaydı, Anadolu Hellenizmi Yunanistan’la birleşip üniter bir devlet oluşturacaktı.” Tarihçi yazar Yorgo Andredais’de, “Deli Sokrat M. Kemal’le Havza’da karşılaştığında onun işini bitirebilmiş olsaydı tarihin akışını değiştirmiş olacaktı ”diye hayıflanır.
1923 nüfus mübadelesinden önce Anadolu’da Rumların yaşadıkları topraklar için “kaybedilmiş topraklar” ifadesi kullanılırken, bugün yerini “unutulmayan vatanlar” diyerek yeniden elde etme arzusu nesilden nesile aktarılmaktadır. Bu anlamda Yunanistan desteğinde Türkiye aleyhinde faaliyet gösteren kuruluş sayısı 1997 kayıtlarına göre 71, Kıbrıs ve Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde faaliyet gösterenlerin sayısı da 83 ‘tür.
15-Ağustos 1999 yılında Veria’daki kilisenin açılışında binlerce Pontus kökenli katılımcı ve Yunan Cumhurbaşkanı huzurunda başpiskopos, “Tanrı bana Pontus’taki Sümela Meryemana manastırının kilidini açmayı nasip etsin” diyerek “Megali İdea” duyguların yeşermesini sağlıyordu.
24-Şubat 1994 tarihinde Yunan Parlamentosunda” Pontus soykırımı anma tasarısı” 19 Mayıs soy kırımı anma günü olarak oybirliğiyle kabul edilmiştir. Mustafa Kemal’in Samsuna çıktığı günün seçilmesi manidardır. Tasarıda “1916’da başlayan Rumların kırımı, 1923’te Mustafa Kemal’le sistematik devam ettirilmiş, Ermeni soykırımından sonraki ikinci soykırım yapılmıştır denilmektedir.”
Milli ve dini bayramlarımızın layıkıyla kutlanması bekamızın teminatı, atalarımızın mirası, milli kültürümüzün olmazsa olmazıdır. Milli hisleri yok olan milletlerin yeri tarihin mezarlığıdır; UNUTULMASIN!
Genç kızım, delikanlım, unutma! Milli mücadelenin başlatıldığı şehir olan Samsun Yunanistan tarafından oyunlarının bozulduğu, hayallerinin yıkıldığı şehir kabul edilmiş, Karadeniz’de Pontus devletinin merkez üssü olarak seçilip, “taş kuyuya düştüğü yerden çıkarılacaktır” denilmiştir. Sen uyanık olursan Yunanlının hayalleri gerçekleşmeyecektir… “İYİ” bayramlar…