Karanlık dünyaların kullandığı karanlık adamlar din âlimi kisvesi altında dinin temeline dinamit koyuyor, İslam inanç sisteminin temel taşları oynatılıyor, milletin imanı çalınıyor, sapık inançlar İslam diye anlatılıp daha dindar nesil olarak sunuluyor…
Düşmanlığın en tehlikelisi, maskeli din kimliğiyle yapılan düşmanlıklardır. Bunlar bütün organları kuşatan kanser illeti gibidirler.
Üç dinin ortak mekânları denilerek kilise, cami ve havraların yan yana yapılması teşvik ediliyor, hahamlı, papazlı, Müslüman din adamlı iftar sofralarının faziletleri anlatılıyor, dualar yapılıyor, Hıristiyan gençlerle kızlarımızın evlenmesi teşvik edilip iki dinli oldu diyerek payeler veriliyor…
Bir kadın çıkıp peygamberliğini ilan ediyor, tescilli mason cariyeleriyle mehdi bekliyor; bir başkası cehenneme atılırken meleklere tarikatını söyleyenleri meleklerin bırakacağını söyleyip okunmuş kefen pazarlıyor, bazısı cenaze gibi kendine teslim olana ahrette kurtuluş vaat ediyor. Zırvaların sonu yok…
İslam dini radikal ve ılımlı İslam olarak sunulup, İslam’ın gerçek yüzünün üstü örtülüyor. İngiliz servislerinin ortaya koyduğu “21. Yüzyıl İslam’ın İslam la yok ediliş yüzyılı olacaktır” projesi sahneye konulmuş devam ediyor...
AB ve ABD’NİN “Osmanlı ve ılımlı İslam” gazıyla yola çıkılıyor; “Fetihçi- İslamcı” bir anlayışla “Anadolu Birleşik Devletleri” hayalleri devreye sokulmaya çalışılarak birliğimiz, dirliğimiz bozuluyor… Osmanlı ve Cumhuriyet ayrımı pompalanarak ülkeyi bölme, parçalama isteniyor.
Tarih dindar nesil yetiştirme adına yola çıkıp, siyasete yön vermeye kalkışmış din bezirgânları ile doludur. Birçoğunun arkasında da karanlık dünyaların karanlık efendilerinin olduğu iş işten geçince görülüp fark ediliyor; ülkeler ağır faturalar ödüyor. İslam dini birlik, dirlik, kardeşlik dinidir, bölücülük değil...
Efendiler kardeşlik laflarıyla uyutuyor, felaketi kapıya getirip uyandırıyorlar. Birbirinin arkasında namaz bi kılmayan Müslümanların sevgi ve kardeşlik lafları aldatmacadır, sahtekârlıktır.
Din, dini kullanan sahtekârların elinde sömürü aracı olmuş, birçoğu ticari meta veya siyasi amacına ulaşmak için dini aracı olarak kullanıyor…
Müslüman! Ders al, unutma; her uzatılan hapı şifa verir diye yutma! Türkiye bölünürken bu ülkeyi unutup dünyayı kurtarmaya çalışan sahtekârları artık tanı… Uyan be kardeşim, uyan artık!
Mustafa Kemal Atatürk 17 Aralık 1927’de millete şöyle sesleniyordu: “Efendiler! Biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil; bilakis bu tip yapılar, din ve devlet düşmanı olduğu, Selçuklu ve Osmanlıyı bu yüzden batırdığı için yasakladık. Çok değil yüzyıla kalmadan bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki; bazı kişiler, bazı cemaatlerle bir araya gelerek, bizlerin din düşmanı olduğunu ileri sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirine düşeceklerdir. Ayrıca unutmayın ki; o gün geldiğinde her bir taraf diğerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır.”