Maveraünnehir’den Anadolu’ya uzanan hatta Türklük ve İslam binasının inşasında karşımıza sosyal kurumlar olarak Alp’lık, Eren’lik, Fütüvva, Ribat ve Ahilik gibi kurumlar çıkar. Bu kurumların en eski teşkilat yapısı Abbasi halifelerinden Nasır tarafından (1180-1120) İslam’ın yayılışında oluşturulan “Fütüvva” gençlik teşkilat yapısıdır. “RİBAT” VE “AHİLİK’TE” benzeri kuruluşlardır.
IX. yüzyılda maveraünnehirde İslam hızla yayılıp, yerleşmeye başlayınca sınır bölgelerini koruma, kollama görevini gönüllü bekâr erkeklerin oluşturduğu, Müslümanların korunağı anlamında sınır karakolu olarak “RİBAT’LAR” yapılmıştır.
Askeri amaçlı oluşturulan Ribatların kaynağı Kuran’daki cihat ayetleri ve hadislerdir. Ribatlar, önceleri tamamen korumaya yönelik gönüllü bekâr erkeklerden oluşan bir hareket iken zamanla ambarı, ahırı, hamamı, mescidi, misafirhanesi ve kütüphaneleriyle çok amaçlı bir yapı haline dönüşürler. Sınırlar genişledikçe Ribatların vatandaşın güvenliğini sağlamaktan başka han ve kervansaraylar yaparak misafirleri yatırmak, açları doyurmak gibi görevleri ortaya çıkar.
Eğitim ve öğretim ise Ribatların önemli bir kurumu haline gelir. Bu hususta Özellikle Türkistanlı Ribatlar çok öne çıkarlar. Dönemin önde gelen uleması Ribatlarda gençliğe İslam ahlak ve faziletinin şuurunu, millet olmanın gururunu anlatır. Ünlü Türk, kelam bilgini, İmam Maturudi’nin Ribat-ı Gaziyan (RİBAT GAZİLERİ) medresesinde ders verdiği bilinir.
İslam ahlak ve şuuruyla, Türk olmanın gururuyla yola çıkan Alperenler İslam’ın aydınlığını Anadolu’yla birlikte Balkanlara, Kafkaslara taşırken Kızılelma’yı hedeflerler. Müslüman oldu yerine Türk oldu dedirterek, İslam’la Türklüğü, ruhla beden; etle tırnak haline getirirler…
Anadolu’da Türk İslam binasının temeline harç koyan önemli kuruluşlardan birisi de Ahilik kurumudur. Ahilik “Fütüvve” ve “Ribat”ın gençlik esnafına dönük olarak organize edilmiş içe dönük şeklidir. Ahilik, İslam ahlak ve faziletinin genç beyinlere organize bir şekilde yerleştirilme projesidir…
Tarih, geleceğe hükmetmenin yolunun gençliğin dinamizminin iyi organize ve kontrol edilmesinden geçtiğini söyler… Basit siyasi hesaplar veya saptırılmış inançlara kurban edilen gençlik ülkelerinin kaybolmuş en değerli hazineleridir. Sorumluluk makamında olanların gençler üstünde oynanan oyunları görmemeleri gaflet, görüp tedbir almamaları ise ülkeye ihanettir.
Anadolu’da Ahiliğin temelleri 1205’te Kayseri’de Tabakhane kurarak işe başlayan Ahi Evran’la başlar. Kayseri Ahiliğin merkez üssü, Ahi Evran ‘de esnaf teşkilatının piri olarak kabul edilir. Ahilik hareketi, Orta Asya’daki sınır bölgelerine yerleştirilen “RİBAT” hareketinin uç bölgelerinden merkeze kayan ve esnaf üstünde aynı programın uygulanış şeklidir.
Sanat sahibi olan bekâr erkeklerin oluşturduğu bu teşkilatın özü; sosyal yardımlaşmayla birlikte, toplumsal güvenlik ve inancın temel değerlerini öğretip tavizsiz uygulama sorumluluğu yüklemektedir. Ahilik kuralları İslam’ın koyduğu kurallar çerçevesinde şekillendirilmiş ve Ahilikte çok büyük bir güç olarak yaygınlaşmıştır.
Devletin kuruluş yıllarında Ahilik ve Ahi reislerinin nüfuzundan faydalanıldığını, Ahilik güç kazanınca siyasetin üstünde baskı kurarak etkili olduklarını görüyoruz. Orhan Gazinin ölümünden sonra Murat Hüdavendigar’ın iş başına geçirilmesinin Ahi önderlerinin ortak kararıyla olduğu, Sultan Murat’ında bir Ahi olduğu bilinmektedir.
Ünlü seyyah İbni Batuta, “Ahiler Anadolu’da yerleşmiş bulunan Türkmenlerin yaşadığı her şehirde, kasabada, köyde teşkilat kurmuşlar, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılayacak duruma gelerek Anadolu’yu baştanbaşa kuşatmışlardır,”demektedir.
Anadolu’nun birçok yerinde 1950’li yılların sonralarına kadar varlıklarını sürdüren köy odalarının Ahilik teşkilatının son izlerini taşıdığını düşünüyorum. Bunlardan çevremizdekilerin bazılarını gördük, müstakil olarak detaylı bir araştırma konusudur.
İslam’ın yayılışındaki önemli kuruluşlardan biri de tarikatlardır. Bir sonraki yazımızda tarikatlar ile tarikat- siyaset çatışmalarının sebeplerini araştıracağız. Sağlıkla kalın !