12 Ocak Pazartesi öğleden sonra İstanbul’da Mebusan Meclisi son kez toplandı. Mustafa Kemal İstanbul’da toplanmasını doğru bulmuyordu. Hakkında tutuklama kararı olduğu için İstanbul’a gitmemiştir.
Ankara’da kalan Mustafa Kemal, daha önce kararlaştırıldığı halde meclis başkanlığına seçilememiştir. Ankara’da varılan kararlara uyulmayarak mecliste Müdafaa-i Hukuk Grubu yerine Felah-ı Vatan Grubu kurulmuştur. Felah –ı Vatan Grubuna (Vatanın Kurtuluşu Grubu) Rauf Orbay başkanlık yapmıştır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Mustafa Kemal’in son isteği olan ve “Son Osmanlı Mebusan Meclisi”nde hazırlanan “Misak-ı Millî” (Millî Yemin) 28 Ocak 1920 tarihli gizli oturumda kabul edildi.17 Şubat 1920’de meclis tarafından basına ve dünya kamuoyuna duyuruldu.
Prof. Dr. Mehmet Evsile’nin Milli Mücadele Tarihi kitabında Misak-ı Millî kararları şöyledir.
1-Osmanlı Devletinin yalnızca Arap çoğunluğu bulunan, 30 Ekim 1918 tarihli Mondros mütarekesi imzalandığı sırada düşman ordularının işgali altında kalan bölgelerin geleceği, halkının özgürce verecekleri oylara göre tespit edilmelidir. Sözü geçen mütarekenin çizdiği sınır içinde dince, ırkça, birlik, birbirine karşı saygı ve fedakârlık duyguları ile dolu, gelenekleri ve toplumsal çevrelerine tam olarak bağlı, Osmanlı-İslam çoğunluğun oturduğu bölgelerin tamamı, gerçekten ve hükmen hiçbir sebeple ayrılmaz bir bütündür.
2-Halkı özgür kalır kalmaz anavatana, kendi isteği ile katılmış Kars, Ardahan ve Batum için gerekirse tekrar halkoyuna başvurulmasını talep ederiz.
3- Batı Trakya’nın hukukî durumunun tespiti de halkın tam bir özgürlükle verecekleri oya uygun şekilde ortaya konulmalıdır.
4-Hilâfetin merkezi ve saltanatın başkenti İstanbul şehri ile Marmara denizinin güvenliği her türlü tehlikeden uzak olmalıdır. Bu esas saklı kalmak şartıyla İstanbul ve Çanakkale boğazlarının dünya ticaretine ve ulaşımına açılması bizimle bütün ilgili devletlerin oybirliği ile verecekleri karar geçerlidir.
5-İtilâf Devletleriyle düşmanları ve bazı ortakları arasında yapılan antlaşmalardaki esaslar çerçevesinde, azınlıkların hukuku civar ülkelerdeki Müslüman ahalinin de aynı hukuktan yararlanmaları şartı ile tarafımızdan kabul ve garanti edilecektir.
6-Milli ve ekonomik gelişmeye imkân çerçevesinde girmek ve daha ileri ve modern bir şekilde işleri yürütmeyi başarabilmek için her devlet gibi bizim de tam bağımsızlığa ihtiyacımız vardır. Bu nedenle siyasal, adlî ve mali gelişmemizi engelleyecek sınırlamalara karşıyız. Hissemize düşen borçların ödenme şekli de bu esasa aykırı olamaz.
Mebusan Meclisinin Misak-ı Millîyi kabul etmesi, itilaf devletlerinin tahammül sınırlarını aşan bir sonuçtu. İstanbul bu kararlardan sonra 16 Mart 1920’de işgal edilmiştir.
Misak-ı Millî Mustafa Kemal’in öteden beri ileri sürdüğü fikirlerden oluşmuştur. Son Osmanlı Mebusan Meclisinin Misak-ı Millî belgesini kabul etmesi, Osmanlı Meclisinin Anadolu’nun görüşlerini onaylaması anlamına geliyordu. Misak-ı Millî de kabul edilen konular ileride Lozan antlaşmasının temel konularını oluşturmuştur. Misak-ı Millî ile Türk bağımsızlık savaşının ana programı çizilmiştir.