Ne zaman bir Rumeli türküsü duysam içimde bir ateş yanar. Dedelerimin mübadil olmasından mıdır? Terkedilen vatan topraklarının özleminden midir? Yoksa türkülerde geçen acı dolu yaşanmışlıkların beni de sarmasından mıdır? Bilemem...
Acılarla dolu mübadelenin ailelerimiz üzerinde bıraktığı izlere hala rastlıyor....
Mübadil nedir?
Anlamı merak edilen kelimelerden birisi de mübadildir. TDK'ya göre mübadil, Arapça dilinden Türkçe'mize geçmiş bir kelimedir. Başkasının yerine getirilmiş, mübadele edilmiş anlamı taşımaktadır.
Lozan Antlaşması'na göre, İstanbul dışında oturan Rumlarla değiştirilmek üzere Batı Trakya dışındaki Yunanistan'dan getirilen Türklere verilen isimdir. Mübadele değiş tokuştur. Kitlesel zorunlu göçtür.
Halk kitlelerinin yer değiştirmesi, tarih boyunca muhacaret (göç) olarak her zaman karşılaşılan bir olay olarak bilinmektedir. Ancak bu göçler hep tek yönlü olarak yapılmıştır. İki yönlü olması “mübadele halini alması ise “ ulusal Türk Devleti’nin ortaya çıkması ve gelişmesi üzerinedir.
Tarihsel süreç içinde, Osmanlı İmparatorluğu’nun tanık olunan çözülüş ve dağılış evreleri, ulusal nitelikli yeni Türk devletinin oluşumunu hazırlayan koşulları da beraberinde getirmiştir.
Nedim İpek’in Selanik’ten Samsun’a kitabında Mübadelenin sebepleri şöyle geçiyor: ”İsmet Paşa ile Türk- Yunan Mübadele Antlaşmasını imzalayan Rıza Nur’a göre Türkiye açısından mübadeleyi zorunlu hale getiren iki sebep vardı. Birincisi Yunanistan kuruluşundan beri hakimiyeti altındaki Türkleri sistemli bir şekilde yok etme siyaseti izliyordu. Geri kalanları aynı durumdan kurtarmak gerekiyordu. İkinci sebep Türkiye’ye yararlı uzuvlar getirerek memleketin tecanüsünü (homojen) sağlamaktı.
Savaşı son bulmuş! Galip gelmişiz! Yedi Düvel’i yenmişiz.
Türkiye Milletler Cemiyeti (Günümüz Birleşmiş Milletler) üyesi değildi. Milletler Cemiyeti barış görüşmelerinden önce Norveçli Dr. Nansen’i yeni görüntüyü yerinde incelemekle görevlendirildi. Nansen, Türkiye ve Yunanistan’ı ziyaret ederek çözüm yolları üzerinde görüştüğü kişilerle tartıştı. 1 Aralık 1922 ’de Lozan Barış Konferansında Nansen’in görüşü okundu. Birleşmiş Milletler Genel Genel Sekreteri Nenson’un teklifini Yunan Devletinden Venizelos ve Türk Devletinden İsmet Paşa kabul etti. Bu sözleşmeye göre İstanbul ve Batı Trakya hariç Türkiye’deki Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler mübadeleye tutuluyordu. Sayısı tam olarak bilinmiyor. Yaklaşık Anadolu’ya göçe tabi tutulan Türklerin sayısı 1000.000 civarındadır. Yunanistan bu mübadeleyi kabul ederek Megali İdeadan vazgeçiyor! (Megali İdea Yunan Devletinin eski Bizans’ı yeniden diriltme amacını ifade eden bir görüştür.)
“Muhacir diye küçümsenenler, tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlar, yani düşmanla sonuna kadar dövüşenler, çekilen ordunun Ricat hatlarını sağlamak için kendini feda edenler ve düşman karşısında kaçmak çekilmek nedir bilmeyenlerdir. Mübadiller Kaybedilmiş topraklarımızın milli hatıralarıdır” Mustafa Kemal ATATÜRK”
Devleti ekonomik kalkınmasını sağlamak için mübadilleri iskân etti. Yunanistan’dan getirilen mübadiller Fatih Sultan Mehmet Han zamanında Balkanlar’a yerleştirilen Karamanoğullarıdır. Evlad-ı Fatihan yani Balkanların zaptında bulunan Türk soyudur. Türk olmak, Türk doğmak değildir.” Ne mutlu Türküm demektir. Türk sadece halk ya da ulus değildir. Yedi düvele boyun eğmeyen herkestir.