Sosyal bir varlık olan insanın birey ve guruplarla çatışmaya girmemesi hemen hemen imkansızdır. Kıt kaynaklar, eğitim zaafiyeti (Cahillik) bu çatışmaların en temel nedenidir.
Ülkemizde, sokakta, işyerlerinde, medyada, siyasetde en çekirdek toplumsal kuruluş olan ailede bile yüksek dozda kavga, niza ve çatışmalar yaşanır olmuştur. Kısacası ülkemizde bir metamorfoz yaşanmaktadır.
2000 yılı öncelerinde normal karşılanmayan bir çok davranış v.s şimdilerde normal gözükmekte, prim sağlamaktadır.
Peki bu yaşananlar sizce normal midir?
Bu atışmalar, çatışmalar bencil, sığ yaklaşımlarla kin ve nefret duygusu ile birleştiğinde zamanla kontrol edilemez bir hal alabileceği aşikardır.
Bu çatışmalar, atışmalar günümüzde maskeli yüzlerle güç ve kavganın sembolü olmuş iğreti tiplerle sık sık karşılaşabilmekteyiz. Toplum çoluğuyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, genciyle eksen değiştirmiştir. Uzlaşı davranışların yerini atışmacı ve çatışmacı zihniyet almıştır. Bu yeni tip toplumsal model toplumumuza hayırlı uğurlu olsun....
Saniyeler içerisinde yüze takılan edepsizlik maskesi ile insan sevgisi yerine servet, şehvet, şöhret tutkusuda işin içine girince halkımız en çok bağırana, en çok saldırana, tribünlere oynayıp zır zır ağlıyana özel övgü ve puanlarlar vermektedir.
Üzülerek görmekteyiz ki basit bir yemek programında koca koca kadınlar dahi sırf prim yapmak için milletin bulamıyacağı o güzelim yapılan yemeklere gözünde koca miyop gözlüğünün yanında elinde merceği ile sırf kötüleyebilmek için çatışmacı zıhniyetini tercih edebilmektedir. Bu toplumun hasletlerinden olan "ziyaret ve ziyafet adabı edepsizliklerle adeta yerlerde sürünmektedir.
Sahi Hak Teala'nın "Benim yarattıklarımda bir kusur bulamazsınız" emrine rağmen, Hakdan gelen her türlü rızkı "Halil İbrahim bereketi olarak niteleyen bu topluma ne olmuştur?
Birileri bu toplumun genleri ve balans ayarları ile oynamıştır. İç ve dış toplum; siyaset mühendislerinin açık tehdidi haline gelen toplum tehlikeli bir kabuk değiştirmekle karşı karşıyadır. Bu gidiş hayra alamet bir gidiş değildir.
Maskel ve sosyal zırhın arkasına gizlediğimiz bu son derece hoş görüsüz, çatışmacı, dayatmacı ruh yapısı içinde bulunduğumuz ve bir türlü oluşturamadığımız eğitim sisteminden mi kaynaklanmaktadır ? Peki bu hangi geçmişimizle bağdaşmaktadır ?
Neredeyse yarışmadan yarışmaya milyonlarca kişinin başvurdukları programlara koşanların nasıl birer servet, şöhret düşkünü haline geldiğini ibretle izlemekteyiz. Buna paralel olarak da çocuklarımız bu toplumsal hastalıklılar sayesinde birer potansiyel suçlu olarak yetişmekteler. Çocuklarımız eğitim öğretimle bilim, ilim yolunda ilerlemeyi ideal olarak seçeceğine dolandırıcılığı, kalpazanlığı, yan gelip yatıp kolay para kazanma metodlarına kafa yormayı öğrenmekteler.&
Sosyal medya dediğimiz tv. programlarına, eğitim sistemimize çeki düzen vermediğimiz takdirde bu besleyip büyüttüğümüz canavar, geleceğimizi çalarak top yekün hepimizi zehirleyecektir.
Öyle ki siyaset arenasında bile uzlaşmacı kültürü özellikle yok edip çıkar çatışmasına döndürülerek bu kaynayan kazanın altına odun atmaktan siyasetçilerimiz geri kalmamaktadır. Hoş görüyü, halkın dini inançlarını ikame ve ikmal edecek devletin dini kuruluşunun başındaki bile toplumca en uzlaşmaz kişinin ziyaretine giderek bu toplumun tepkisine neden olmaktan geri adım atmamıştır. Peki, biz bu toplumla değilde uzayda mı yaşamaktayız?
Milli hasletlerimiz bilinçli olarak tel tel dökülmektedir. Birileri bu toplumun balans ayarları ile son 50 seneden beri iyice oynamaktadırlar.
Devletin Aile Bakanlığı acilen siyasetden uzak bir çalışma yapmalıdır. Aile yapsının bozulmasına etki eden ekonomik sıkıntıları yok edici, aile içi ekonomisine katkıda bulunacak aile içi işsizler acilen ekonomiye ve aile reisine yardımcı kazandırılmalıdır. Mili Eğitim Bakanlığı müfredatını bu toplumun özüne uygun düzenlemeli, ezberci yetiştirmek yerine; bilimsel, deneyci analitik yapıya uygun öğrenci yetiştirmeyi hedef edinmelidir.
Her şeye rağmen acizane düşünceme göre:
"Hayatlarını yüksek değerlerin inşası üzerine sarf edenler hiç bir zaman ölmezler. Toplumun bekası için el ele veren insanların elleri her yere uzanır" diyorum.
Çocuklarımızı bize yakışır şekilde eğitelim...
Saygılarımla...