Savaşlar,milletlerin hayatında,"varolma-yokolma" mücâdelesi bakımından en hassas "sosyal hâdiseler"dir. Bu sebeple, adına ne denirse densin, bu "sosyal hâdise"nin ifadesi olarak,ister istemez bir "savaş edebiyâtı" meydana gelmektedir. Bu edebiyât, sanılmasın ki,savaşı tasvip veya teşvik edici mâhiyettedir. Kat'iyyen!
Bu edebiyât öncesi ve sonrası da dâhil olmak üzere,bilhassa savaş ânındaki fiili hâdiselerle psikolojileri "ferdî ve millî" safhalarıyla ele alıp işlemesi bakımlarından çok ciddî tahlilleri,tespitleri,teşhisleri ve hâliyle muhakemeleri hissî ve hakikî cepheleriyle ortaya bir edebî üslûp koyar.Aslında bu,vatan ve millet sevgisinin işâreti olan kahramanlık edebiyâtının yâni "hamâsî edebiyâtın" tâ kendisidir.
Bunun için, hiç şüphe yok ki,Çanakkale'de cereyân eden bir "ölüm-kalım" mücâdelesinin zaferle netîcelenişi kendisine lâyık üstün bediî,fikrî,âhenkli ve heyecanlı şiirlerle kendini gösterecektir. Zîrâ,millî edebiyât akımının öncülerinden Mehmet Emin Yurdakul'un "Şâirleri haykırmayan bir millet,sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir." sözüne ihânet edilmiş olunurdu.
Dünya harp târihinin en çetin,en ihtişamlı,en şanlı ve şerefli müdafaalarından biri olan Çanakkale Savaşları,Türk milletinin kahramanlığına,vatanperverliğine ve cesâretine büyük ve mühim bir numûne teşkil eder.
251.300 şehit verdiğimiz bu savaşlarda (kara ve deniz) itilaf devletleri diye adlandırılan istilâcı,zulümcü,baskıcı, hâin emelli İngiltere ve Fransa 250.000 kişisini Çanakkale'nin derin sularına terkederek defolup gitmişlerdir.
Çanakkale Savaşları'nın ehemmiyetini kavramak ve şâirlerimizin bunun netîcesinde kazanılan zafere ilgisinin sebeplerini îzâh bakımından bazı hususlara kısaca temas etmekte fayda vardır.Bunlardan birisi İngiliz Başbakanı Loyd George'un 18 Kasım 1919'da İngiliz Avam Kamarası'nda söylediği sözlerdir.
Diyor ki: "Gemilerimiz Çanakkale'yi geçebilselerdi,harp iki sene kısalmış olurdu."
Bu da Türk askerinin ne kadar övülmeye değer olduğunu,ne kadar vatan sever olduğunu ortaya koymaktadır.Bir diğer husus ise,bu muhteşem zaferin hangi şartlarda kazanıldığını ifade bakımından Başkomutan Mustafa Kemal'in sözleridir .
14 Mayıs 1915 târihinde cereyan eden ve "Bombasırtı Vak'ası" diye târihe geçen hâdiseyi Başkomutan şöyle anlatıyor:
"Size Bombasırtı vakasını anlatmadan geçemeyeceğim.Karşılıklı siperlerimiz arasında mesafemiz sekiz metre,yani ölüm muhakkak,muhakak...Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulamamacasına tamamen düşüyor,ikinciler onların yerine gidiyor.Fakat ne kadar gıptaya şayan bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz?Öleni görüyor,üç dakikaya kadar öleceğini biliyor,en ufak bir fütur bile göstermiyor,sarsılmak yok.Okumak bilenler ellerinde Kur'ân-ı Kerîm cennete girmeye hazırlanıyorlar.Bilmeyenler,Kelime-i Şahadet çekerek yürüyorlar.Bu,Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren,şaşılacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki,Çanakkale Muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur."
Bunun içindir ki, Çanakkale Zaferi,Türk'ün ikinci Ergenekon'udur.O,bizim şeref destanlarımızın en büyüklerindendir.Türkiye Cumhuriyeti,doğuş sebebini,Çanakkale'de şehit olan kahraman evlâtlarına borçludur.
İşte,edebiyâtımızda,bu muhteşem ve şerefli zaferin duyulduğu andan itibâren şâirlerimiz hislerini ve düşüncelerini mısralara dökmüşlerdir.Başta Millî Şâirimiz Mehmet Âkif Ersoy olmak üzere pek çok şâirimiz Çanakkale Savaşları ve zaferiyle ilgili şiir yazmıştır.Önce,tespit edebildiğimiz bu şâirlerin isimlerini sunmak ve ardından da bazı örnekler vermek istiyorum.
Çanakkale Zaferi hakkında şiir yazan şâirlerimiz şunlardır: Mehmet Âkif Ersoy,Hüseyin Nihal Atsız,Necmettin Halil Onan,Nail Memik,Fazıl Bayraktar,Yahya Kemal Beyatlı,Cihat Adleyba,Kemal Adleyba,Nihayet Ağçay,Nagehan Orbay Akay,Mehmet Zeki Akdağ,M.Halistin Kukul,Erhan Bilgenoğlu,Aysen Aydemir,Oğuz Kâzım Atok,Münire Aksaray,Ali Rıza Alp,Hüseyinzâde Ali,Adnan Ardağı,Ali Osman Atak,Mehmet Ateşoğlu,Şükran Selışık,Rıza Beşer,A.Kadir Angın,Destancı Mustafa,Ali Ekrem Bolayır,Ahmet Afşin Efkârlıoğlu,Necdet Rüştü Efe,Kâzım Nami Duru,Ünal Şöhret Dirlik,Fazıl Hüsnü Dağlarca,Tayyar Dabbaoğlu,Hüseyin Çelikcan,Âşık Ali Çatak,Necmettin Çanga,Faruk Nafiz Çamlıbel,Tahsin Burdurlu,H.Vahit Bulut,Mustafa Boyabat,Oğuz Ermumcu,Süreyya Endik,Nejat Eralp,Fahri Ersavaş,İsmail Safa Esgin,Coşkun Ertepınar,Emine Ertem,Mehmet Fahri,İsmail Gerçeksöz,Hakkı Süha Sezgin,İbrahim Güleç,Ziya Gökalp,İbrahim Alaaddin Gövsa,Hıfzı Tevfik Gönensay,Abdülkadir Güler,Hüseyin Rasim Güler,Metin Koca,Fırat Kızıltuğ,Ali Kayıkçı,Mustafa Kayabek,Baha Vefa Karatay,Nadir Karaca,Sadettin Kaplan,Ali İhsan Kamberoğlu,Selâhaddin Kamber,Feyzi Kutlu Kalkancı,H.Kalaba,Ayhan İnal,Manastırlı Hasip,Hüseyin Rahmi Gürpınar,Hayret Gürkanlı,Celâl Sıtkı Gürler,Faik Ali Ozansoy,Yahya Saim Ozanoğlu,Fazıl Oyat,Mehmet Koç,Hâlenur Kor,Enis Behiç Koryürek,Refet Körüklü,Mithat Cemal Kuntay,Muhyiddin Mekki,İzzettin Mete,İhsan Mukbil,Ahmet Nedim,Süleyman Nesip,Muhsin İlyas Subaşı,Halil Soyuer,Ahmet Okyanus Softaoğlu,Fahri Sevil,Kelkitli Âşık Serdarî,Abdullah Satoğlu,İsmail Ali Sarar,İdris Sabih,Samih Rıfat,Hâlûk Nihat Pepeyi, Halit Fahri Ozansoy,Cemal Oğuz Öcal,Enver Öğütveren,Melda Özata,Ahmet Özdemir,Özay Yurdagül,Nihal Özyüksel,Memduh Şenol,Halide Nusret Zorltuna,Erk Yurtsever,Mehmet Emin Yurdakul,Zehra Birsen Yamak,Özker Yaşın,Hüseyin Suat Yalçın,Orhan Ülkülü,Emin Ülgener,Galip Uzunca,Uluğ Turanlıoğlu,Gülten Çiçek Tural,Güzide Taranoğlu,Ali nihat Tarlan,Abdülhak Hâmid Tarhan,Vehbi Tanfer,Tahsin Şentürk...
Şüphesiz ki,Çanakkale Zaferi hakkında ilk ve en tesirli destanı "Çanakkale Şehitlerine" başlıklı şiiriyle Millî Şâirimiz Mehmet Âkif Ersoy yazmıştır. Edebiyât târihçisi Ahmet Kabaklı,Âkif'in bu şiiri yazışını şöyle ifade ediyor:
"Âkif ,bu şiiri,Çanakkale Şavaşı'nı görmeden yazmıştır.Çanakkale'de o şanlı savunma olurken şâirimiz Almanya'da ve Necit seyahatlerinde bulunuyordu.Zafer müjdesini Necit'ten dönerken Kuşçuzâde Eşref Bey'den almıştı.Savaş alanını sonradan ziyâret etti."(Türk Edebiyatı Tarihi,c.3,İstanbul 1974,s.145-146).
Türk milletinin o âna kadar çektiği sıkıntıları,geçtiği merhaleleri,ferdî,ailevî,mahallî ve millî her türlü maddî ve mânevî tezahürleri bütün cepheleriyle bu şiirlerde görebilmekteyiz.İşte,Mehmet Âkif, o günlerin havasını Çanakkale Şehitlerine adlı şiirinde şu mısralarıyla anlatıyor:
"Şu Boğaz Harbi nedir?Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,"
Bu iki mısra dahi,mes'elenin vahametini anlatmaya yetiyor sanıyorum."Dünyada eşi" olmayan bir tahakküm ve zulümle Çanakkale Boğazı'ndan vatanın bağrına yol aramaya gayret eden "en kesif " kâfir ordularıyla karşı karşıya kalan aşsız,libassız,silâhsız fakat îmânlı Türk milletinin şanlı mücâdelesi başlıyor... Evet; yepyeni bir sayfa burada açılıyor!...