HÂL
Nedir, bu up-uzun dil; nedir, bu savruk lisân?
Biraz nâzik ve kibar olamaz mı ki, insan!...
NE KALDI
Güzel sözler söylendi; bundan, bana ne kaldı;
Sâde bir dilsiz kalem, kuru bahâne kaldı!..
GİDİLMEZ
Yalancıyla câniyle, asla girme, kolkola ;
Riyâkâr, fesatçıyla revân olunmaz yola!
KİBİR ÂBİDESİ
Sana sorulmaz soru; senden, edilmez ricâ;
Dersin, fakat uymazsın: Hak yoladır ilticâ!..
RUH HÂLİ
Bütün egolar sende; yalan, kibir ve riyâ!..
Nasıl bir melânetle karılmış sende maya!
ÂH
Kolay değil taşımak, bunca mâsûm âhını!..
Garibin çilesini, mağdurun günahını!..
AT İZİ
At izi mi karıştı, yine itin izine!..
Kim, at; kim, it, belirsiz; hep düzüne düzüne!..
RİYÂKÂR
Bugün böyle konuşur, yarın söyler tersini;
Yemin, yemin üstüne, hep tepesinde kini!.
KAHRAMAN
Batı’ya yalvar yakar; sonra, dön, kükre bana!
Adın çıkar, çok geçmez, yakında kahramana!
BATI
Ne Batı’yı bildiniz, ne Doğu’da kaldınız;
Özünüzü kaybedip, herkese aldandınız!..