İşte, o günlere geldik!..Elbette ki, haklı olarak: ”Hangi günlere ?” diye soracaksınız.
Söyleyeyim:
Koronavirüs belâsı, dünyayı sarıp sarmalayıp sarstığı Mart 2020’den beri, hakkında, birçok yazı kaleme alıp yayınladım. Söze; bunları hatırlatmakla başlıyorum:
*Bir Sinek Bir Kartalı Salladı Vurdu Yere-15 Mart 2020;* Paranın Gücü ve Canın Değeri-27 Mart 2020; *Koronavirüs Sözlüğü-05 Nisan 2020; *Koronavirüsün Öğrettikleri-10 Nisan 2020; * Koronavirüs P(i)sikolojisi—25 Nisan 2020; *Koronavirüste Aklımın Almadıkları—10 Mayıs 2020; *Koronavirüslü Ramazan—13 Mayıs 2020 ve *Koronavirüste 65 Yaş Üstü—30 Mayıs 2020.
Bu yazılarımın hepsinin, (wwwkapsamhaber.com)’da yayınlanmış olduğunu ayrıca belirtmek isterim.
Görüldüğü gibi, son yazım, 30 Mayıs 2020 târihlidir. Bu yazımın son kısmından bir nakil yaparak, günümüze geleceğim:
“Şâyet, zerre kadar ‘istişâre kültürü’ne sâhip olabilseydik, valiliklerce yapılacak düzenlemeyle, aynı tedbirlerin yâni “fizikî mesâfe-maske-el temizliğiyle- çok daha sağlıklı bir uygulamayla yürütüldüğüne şâhit olabilirdik.
Bu sebeplerle; ikide bir, “yaşlılarımızı muhtemel risklerden koruyoruz” gibi bir mâzereti de artık söylemeyiniz ve şahsen beni korumayınız!..
Çünkü, size, bu mes’elenin geleceği noktayı ve vahametini, “Koronavirüs P(i)sikolojisi” başlıklı yazımla, bundan tam 35 gün önce bildirmeye çalışan biriyim!..
Bodrum katlarında tek başına yaşayan, nice sahipsiz, günyüzü görmeyen kadın ve erkek yaşlı insan bulunmaktadır!.. Yazık değil mi bunca insana!?
Tâbirimi hoş görün, üslûbum değildir, sokaklar ‘curcuna’ya dönmüştür!..Temenni etmem ammâ inşallah, ekim/kasım aylarına doğru -yaşarsak- tekrar durum muhakemesi yaparız!. (www.kapsamhaber.com - 30 MAYIS 2020-12.43)
Bu son yazımın son cümlesini, lütfen tekrar okuyalım!..
Bu işlerin buralara gelmesini görebilmek için çok da siyâsetçi olmaya gerek yoktur!..Biraz, evet, sâdece biraz, ilim adamlarının sözlerine kulak vermek, onların ne dediklerini samimiyetle idrâk etmek gerekirdi...
Sıkıntılarını içlerine gömerek, tebessüm etmeye çalışarak, acı gerçekleri söylemeye çalışan bu ilim adamlarımızı tebrik etmek kelimesinin yeterli olduğunu düşünmüyorum. Allah, hepsinden râzı olsun!..
Peki; şimdi neymiş efendim!?
Ne mi imiş!? Bunu, bize sormayınız!..Müsaade buyurun da, biz, size soralım:
Aylardan hangi aydır? Kasım, değil mi?
Peki, bu, koronavirüs denilen belâ, ne zaman yükselişe geçti?
Ekim’de!..
Ya, ne zaman patlamış?
Kasım’da!..
Peki!..Ben, altı ay önce ne demişim?
Demişim ki; “Temenni etmem ammâ, inşallah, ekim-kasım aylarına doğru -yaşarsak- tekrar durum muhakemesi yaparız!..”
Çok şükür, Rabbi’m ömür verdi, ‘yaşadık’ ve bugünleri de gördük!..Bir de, ‘durum muhakemesi’ yaptık!..
Şimdi, ilâç tedarikiyle meşgûlüz!..Gözünüz aydın!..
Herhâlde, Peygamber Efendimizin: “Çin’de bile olsa ilmi oradan alınız, zîra ilim talebi her Müslüman üzerine farzdır” mübârek sözleri, bugün, “AŞI”yı, Çin’de bile olsa, alınız, şeklinde anlaşılmıştır(!); üzülmemek elde değil!..