Ülkücülük ve siyaset bir birine uyar mı uymaz mı hep tartışılmıştır. Kimine göre ülkücü siyaset yapamazken, kimine göre ülkücüler de siyaset yapabilir.
Ülkücüler neden siyaset yapmasın.
Belli prensipler dairesi içerisinde vatan ve millet için, hak ve hukuk için, daha büyük bir Türkiye için, Türk İslam sancağını en yüksek zirveye taşımak için bunları kendisine ülkü edinmiş ülkücüler neden siyaset yapmasın?
Ülkücüler, siyaset yapmayacaksa nasıl iktidar olacak? Türkiye’nin yönünü her sahada en yüksek zirveye nasıl çevirecekler?
Ülkemizde yapılan siyaset, siyasi anlayış ve davranış biçimi içerisinde Ülkücüleri değerlendirmek çok zordur. Ülkücüler “Ocak” kültürüne sahip insanlar olarak bakış açılarında idealizm vardır. Baktıkları yerde İdealsit insan tipini ve büyük Türkiye’yi görürler.
Ülkücülüğü, Ülkü Ocakları’nda öğrenenler siyasetini MHP’de öğrenerek ülkelerine hizmet verirler.
Ülkücülüğünü, Ülkü Ocaklarında öğrenenler, siyaseti bir başka parti de Öğrenmeye ve yapmaya çalışsalar da ancak kendilerine hizmet ederler. Kendi çıkarları ülke çıkarlarının daima üzerinde bulunur.
Türk İslam Ülkücü kitabının yazarı S. Ahmet ARVASİ’nin bir tespitini paylaşmak istiyorum. Arvasi, Ülkücülüğü üç safhaya ayrılır, “Ülkücüler, Ülkücü geçinenler, Ülkücülükten geçinenler.”
Nizâm-ı âlem dâvasına bağlı, hedefi bütün insanlığa hizmet götürmek olan Ülkücüler Türk-İslâm Ülküsünün Alp Erenleridir…
Şu an camiamızda üç tip insan görünüyor: Hakikî Ülkücüler, Ülkücü geçinenler, Ülkücülükten geçinenler..
Zamanla her şey yerli yerine oturacaktır
Gerçekten ülkücüyüm diyenler sahada mı? Gerçekten ülkücü olanlara bir fırsat tanınıyor mu? Veya Ülkücüyüm diyenler siyasetin neresindeler? Üç kişinin bir araya geldiği yerde bu sorulara cevap aranıyor.
Ülkücünün siyaseti de MHP de olmalıdır. MHP’de olmayan siyasetçinin ülkücülüğü sadece lafta kalmaktadır.
Çünkü, ülkücüler aynı hedefe aynı yoldan yürüyen insanlardır. Düşünceleri, fikirleri, teori ve pratikleri, ülküleri birdir. Bu birlik teşkilat olmayı beraberinde getirir. Farklı düşenceler, farklı teori ve pratikler, farklı ülküleri olan bir yapı içerisinde bir ülkücünün yaşaması nasıl mümkün olabilir? Israrla bir başka yapılanma içerisinde ülkücülükten bahsediliyorsa bunun anlamı ne olabilir?