“Samsunlu Şâirler ve Yazarlar Ansiklopedisi, Pontusa Darbe, Samsunlu Halk Şâirleri, Samsun’da Kültür-Sanat, Türk Destanları, Samsun’un Mânevî Mîmârları, …gibi onlarca eseriyle tanıdığımız Gazeteci-Yazar-Şâir Ali Kayıkçı’nın son eseri “ASRIN SOYKIRIMI” başlığını taşıyor.
Tabiî ki, ‘yeni asır’ başlayalı az bir zaman oldu…Buna rağmen, dünya soykırımlardan kurtulamıyor.
Bunu, biraz daha genişletip, gerilere doğru göz atmakta da fayda vardır... Bence, bu yeni soykırım, asırlardır devam eden soykırımların tekrarıdır ve elbette ki, temennim, bunun ‘son olması’dır.
Adına ne dersek diyelim; Batılı, Amerikalı, Çinli, İsrailli…hepsinin arkasında, imansızlık, kapital hırsı, zulûm, gaddarlık, insanî değerlerden kopuş, uzaklaşma ve cânîlik yatmaktadır!..
Adı; değişik ‘sıfatlar’la tezyin edilse de, liberalinden sosyalistine komünistine, demokrat görünümlüsünden kapitalist siyonistine, k(ı)raliyetçisine, cumhuriyetçi , Müslüman veya milliyetçi ‘adı altında’ dünyayı sömürenine kadar, bu, hep böyledir.
Milletlerarası çatışmaların arasında/ortasında kalan, bunların arasına sıkışmış bulunan mâsûmlar, ne yazık ki, en büyük acıyı çekmektedirler.
F(ı)ransa’nın 1830’larda Cezayir’de katlettiği insan sayısı birbuçuk milyonu bulmaktadır.
İngiltere’nin sadece Avustralya’da katlettiği Aborjinler’in sayısı yediyüz elli binden fazladır.
Rusya’da ; Lenin döneminde, 1917-1920 arası ve daha sonraları bir milyonun üzerinde insan öldürüldü.
Onun ardından gelen Stalin döneminde milyonlarca Türk ve başkaları, 1936-1938 yılları arasında “Büyük Temizlik” adıyla, ölüme ve sürgüne gönderildi.
Almanya’da Hitler, milyonlarca Yahudi’yi gaddarca yakarak öldürdü.
Amerika; Vietnam’da, Japonya’da, Kamboçya’da acımadan milyonlarca mâsûm insana kıydı.
Ermeniler, Erzurum’da, Van’da, Karabağ’da binlerce ve yine Yunanlılar, Batı Anadolu’da binlerce silâhsız Türk’ün, hiç tereddüt göstermeden canına kıydı.
Sırplar, Bosna ve Srebrenitsa’da binlerce silâhsız insanı akıl almaz işkencelerle ölüme tâbi tuttu.
Adolf Hitler’in, insanlık âlemini dehşete düşüren katliamlara mâruz bıraktığı Yahudi milleti, bugün, İsrail Devleti’nin temsilcileri tarafından, ne yazık ki, 21. asrın başında, Gazze’de, insanlıkla zerrece ilgisi olmayan katliamlara girişmiş ve bunu, yukarıda isimlerini zikrettiğim devletlerin gözlerinin içine baka baka, hiç utanmadan devam ettirmektedir.
Düşününüz; ABD, Çin, Rusya, Avrupa Devletleri…yâni ‘insan topluluğu’ diye anılan bu devasa cemiyetlerin hiçbir ferdinde, insanlık adına ‘müspet bir his’ mevcut değildir.
Bu durum, ne yazık ki, -bu tâbiri yanlış bulsam da-, Müslüman Devletler’de de aynıdır. Hiçbirinde, çözüm sağlayıcı, bu katliamları önleyici, ‘insânî bir anlayış, idrâk, söz ve tavır’ mevcut değildir.
Muhakkaktır ki, haklarını teslim edelim, çok az bir yüzdesi Müslüman olan Güney Afrika Cumhuriyeti ile, Amerika’daki birkaç üniversite gençliği bundan müstesnâdır.
Bu mevzuda yazdığım “’Medenî Vicdan: Gazze-Doğu Türkistan Vesâire..” başlıklı makalemden kısa bir bölüm nakletmek isterim:
“…Sosyologlar, hâlâ milâddan önce bilmem hangi çağın hesaplarıyla uğraşa dursunlar, târihî hakikatlerin bugüne intikal ettirdiği ‘muhasebe’den hâlâ uzaktırlar.
Bugünün ‘cihânşümûl soykırımcı karakteri’ analiz edilemedikçe, hiçbir derde çâre bulunamaz.
Kuvvetlinin ‘el kaldırması’yla tahakkuk eden bu adâlet anlayışının, bu ‘soykırımcı cihânşümûl karakteri’ alt etmesi mümkün görünmemektedir.
‘Büyük’ veya ‘süpergüç’ denilen ve bu ‘karaktere’ yol açan eli silâhlı ve kanlı emperyalistler, karşılarındakilerin birleşmelerine fırsat vermeden büyük bir keyifle yürümektedirler.
İnsanlık nedir? Önce bunun cevabını bulmak, bilmek ve tahlil etmek gerekir!..Buna, müspet olarak verilebilecek cevap, ‘cihânşümûl ölçümüz’ olacaktır.
(…)Bana, Kur’ân-ı Kerîm’in cihânşümûl beyanındaki, “Size karşı savaş açanlara, siz de, Allah yolunda savaş açın! Fakat haddi aşmayın! Muhakkak ki, Allah, haksız yere saldıranları sevmez.” (El-Bakara, 190) muhteşemliği karşısında, ‘susma’nın gerekçesini ve mâzeretini açıklayın!..
(… ) Bugün; dünyanın h(ı)ristiyan dediğimiz üniversitelerinin gençleri GAZZE için sokaklara dökülmüşken, Müslümanlar, “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” deyip, İstanbul Boğazı’nın sâhillerinde, masmavi denizi seyirle, sözümona yürüyüş yapmışlardır. Ne yürüyüş değil mi!?
ABD’de Columbia Üniversitesi başta olmak üzere birçok üniversitede ve Almanya’da, F(ı)ransa’da, Avustralya’da, Kanada’da da üniversiteli gençler, Gazze katliamını/soykırımını telin ettiler!..
Bizim salâhiyetlilerimiz ‘belediye seçimleri’nin peşine düşüp devlet kasasından seçim kazanmanın heyecan (!) ve telâşındayken; Columbia’nın ardından, Harvard, Yale, New York, Washington, İndiana, Emory, Berkeley, Güney Kaliforniya ..üniversitelerinin gençleri de, bu vahşî katliamı lânetliyordu.
Hem de, polise rağmen!..” (Bknz. M. Halistin Kukul, Wwwkapsamhaber.com-29 Nisan 2024-15.57)
Bu an itibarıyle, Gazze’de, İsrail’in kaatil idâresi tarafından, otuzbeş binin üzerinde mâsûm insan öldürülmüştür…
Bunların hemen hemen hepsi, çocuklar, kadınlar ve eli silâhsız ihtiyarlardı(r).
İnsanlık adına, hak rızâsı için mücâdele vermesi gerekenlerin sus-pus durmaları, tıpkı Doğu Türkistan, Kerkük, Kırım, Myanmar …gibi yerlerde, mâsum insan kanının dökülmesini tasvip mânasını taşır!..
İşte; şâir ve Yazar Ali Kayıkçı; bütün bu acıları benliğinde hissederek, kaleme aldığı -kendi ifadeleriyle- (Gazze Konulu 111 Köşe Yazısı-Şiir)i, 344 sayfalık bir kitap hâlinde okurlarıyla buluşturmuştur.
Kendisini, eserinin hayırlı ve faydalı olması temennimle tebrik ediyor; başarılarının devamını diliyorum!..