DÜŞÜNDÜKÇE/14
M. HALİSTİN KUKUL
Seneden seneye, mevsimden mevsime aydan aya, haftadan haftaya, günden güne düşünmeyeceksin!..
Hattâ; saatten saate bile düşünmeyeceksin!..
Ne demektir, bu!?..
Şu demektir ki; her ân/her sâniye düşüneceksin!..
Çâre yok!..
Hele de bu devirde!..Vakit kaybetmeye gelmez!..
“Vakit nakittir”sözü, bilenler için bir hazine değerindedir!..
Allah, insana, öyle bir uzuv vermiştir ki, ‘her ân’ düşünmeye müsaittir!...
Yânî….her ân düşüneceksin!..
Vardiyalı düşürmek, bizim işimiz değil!..
Yânî; düşünmek, dediğimiz zaman; onun ‘zamanı’ yoktur!..
Gözlerin görmezken, kulakların duymazken, dilin dönmezken de düşünürsün!..
Düşünme’nin , şu mekânı-bu mekânı yoktur; aydınlıkta da, loşlukta da, karanlıkta da düşünürsün!..
Havada da, denizde de, dağda da, vâdide de, mağarada da düşünürsün!..
Geceler; beynimizi nadasa bırakmak için değil, biraz olsun, onu, dinlendirmek için yaratılmıştır.
Böyle olunca, rahat olabiliyor musunuz, bilmem. Şahsen, pek de rahat değilim!..Çünki; uyanır uyanmaz, bir şeyler ‘kaydetmek/yazmak istiyorum.
Uykudayken dahi, bana bu ‘hissi’ veren nedir?
Yânî; uyurken, büsbütün ‘düşünce’ dışı mıyız?
Değiliz, sanıyorum!..
Sizin, aklınıza, uyurken, hiçbir cümle gelmiyor, aklınızdan bir mısra geçmiyor mu?
Anatomik durumlarımız çok mu farklıdır?
Şunu demek istiyorum ki; benim hesabımda, haftalık aylık, yıllık ‘düşünmek’ yoktur…Bundan da çok mu çok, memnunum!..
Düşünmek, aklı kullanmak’tır!..
Aklı kullanmadan, düşünceyi , cemiyetin faydasına nasıl sunabilirsin?..
Düşünceyi, kayda almadan, nasıl devamlı kılabilirsin?
Dünyadan önce, kendi hâlini görmen, kendi varlığını keşfetmen ve bilmen lâzım!..
Kendi hâlini görmek için vardiyalı düşünmen hiç de, mâkul sayılmaz…Aksine gülünç bile olursun!...
Sonradan ağlayıp sızlaşmanın bir işe yaramadığını büyüklerimiz söylemedi mi?
Nice insan gelip göçtü!..
Nice kavimler-devletler silinip gitti!..
Hani, o tantanalı, şatafatlı zamanlar…Herkes, bir yerlerde kayboldu!..
Kayboldu da, biz hâlâ neredeyiz, bilmiyoruz!..
Bilen varsa, çıkıp söylesin, işte meydan!..
Üç-beş nefes sonrasına bile hükmü geçmeyen bu nefsi neyleyeyim!?
Ben, şunu biliyorum ki; bütün çıkışların da, çöküşlerin de, sonrası, hep tartışılmıştır!..
Elbette ki, düşünmek hâriç, hep boşa kürek çekilmiştir!!