‘Arkadaşlık Hakkında’ başlıklı yazımda, iyi arkadaşın, aynı zamanda, iyi vatandaş, iyi milletteş, iyi evdeş, iyi hâldeş, iyi gönüldeş, iyi dildeş, iyi fikirdeş ve iyi ülküdeş olabileceğini îmâ etmiştim.
Bütün bunlar, samimiyete bağlıdır.
Samimiyet; dürüstlük, doğruluk demektir!
Dün, bir gence rastladım; üstelik, üniversite bitirmiş aklı başında bir delikanlı!..
“Okumaktan soğudum!” dedi.
Birkaç gündür onun bu cümlesini düşünüp duruyorum!..
Soğumak, müthiş korkunç bir kelime!
Bir insanın, hele bir gencin, okumaktan soğuması, soğutulması için, ona çok eziyetli şeylerin yapılması gerekir!..
Kimse, kimsenin, istikbâlini daraltmamalı hatta karaltmamalıdır.
İstiklâli olmayanın, hâl’i ve istikbâli olur mu?
Okumak; istiklâl’dir…Okumak; hürriyet’tir!..
“Okumaktan soğudum!” demek, ne fecî bir şey, ne korkunç bir hâl’dir!..
Kimse, kimsenin istiklâline, hâline ve istikbâline kıymamalıdır!..
Böyle yapan hem zâlim, hem de hâindir!..
Dostluk; arkadaşlık, kardeşlik ve şefkat ile başlar, başlamalıdır!..Bunlar yoksa, k(ı)lişeleşmiş bir lâf vardır: İnsanlık ölmüştür!..
Tabiî ki, “Hangi insanlık?” sorusunu muhataplarına sormak gerekir.
Hem, “Yaratan Rabb’inin adiyle oku!” diyen bir dinin mensubu olacaksın ve hem de okumaktan soğuyacaksın/soğutacaksın/soğutulacaksın!
Var mı böyle bir mâzeret!..Bu, nasıl bir dünya; bu, nasıl bir insanlıktır?..
Birileri çıkıp; “Beşikten mezara kadar okumalıyız”ın, “İlim Çin’de de olsa almamız gerekir”in îzahını yapmalıdır.
Ne maarif teşkilâtı, ne diyânet ve ne de kültür bakanlığı salâhiyetlileri bundan muâftırlar!..
Hepsi, tek tek mes’uldür!..Devlet; baştan sona mes’uldür!..
Afra-tafra ile, Devlet gemisi yürümez! Zâten yürümüyor!..Buna, yürümek denilse, buyursunlar, desinler! Benden bu kadar!..
İdâreyi talep eden, mes’uliyetine de katlanmalıdır; yoksa, dünyada da, âhirette de bu vebalden kurtulmak mümkün değildir!..
Köşkler, saraylar, şatafatlar, tantanalar hep geçici olmuştur!..
Az-çok tarih okuyan herkes bunu bilir!..
Yaşı seksenini devirmiş, yatını katını almış, yazlığında keyif çatan p(u)rofesör de mes’uldür!..
Vergisini son kuruşuna kadar hakkı ile verse de, insanî değerler bakımından, sosyo-kültürel ve töre şartları bakımından ‘zengin’in de, kendini, bundan uzak tutması mümkün değildir!..
Bir Devlet çatısı altında yaşıyorsak; herkes, tek bir ferdi ayırmaksızın, sâdece anayasa hukukuna bağlı olarak değil, ‘arkadaşlık hukuku’na bağlı kalarak da yaşamalıdır.
Ne ezen, ne ezilen, ne de ezdiren gibi k(ı)lâsik moda cümlelerin zamanı çoktan geçmiştir.
K(ı)lişeleşmiş böyle s(ı)loganların, birer kandırmaca ve aldatmaca olduğu, her dönemde, kendisini âşikâr etmekle kalmamış, iflâs da etmiştir!..
Okumaktan sakın soğumayın!..Sakın, asla ve Kat’a!..
Hele de soğutmaktan!..Kat’iyyen!..
İnsanla da arkadaş olun, bitkiyle de, hayvanla da…Ve elbette ki, güzel kitaplarla da!