Bu vatan benim, benim bu dağ, benim bu enkaz;
Bu çakıl taşı benimdir, kim der ki, bir işe yaramaz!
Sil ortalıktan bütün kinleri kardeşim,
Topla, hepsini bana yaz!
***
Târihimdedir ihtişamla dolu güzellik âbideleri..
Tapumdur onlar, işâretler hem göğü, hem yeri.
Sanır mısınız dağıldı denilen bu yiğitleri,
Çıkıp da kimse toplayamaz!
***
Beni anlayın, uyun dâvetime, gelin!
Çıkar, der, atalarımız, sesi ancak iki elin!
Birlik olsun yeter ki, senin de tek emelin;
Yedi düvel bile karşımıza çıkamaz!
***
Ben, çağları nakış nakış ördüm de geldim!
Ben, en hârika örgüleri, şâhikalarda dürdüm de geldim!
Ben, her çağdan birer ilmek derdim de geldim!
Kimse, benim gibi onu dokuyamaz!
***
Muştular verin bana dostlarım, köyden-şehirden;
Muştular getirin mîmârîden, şiirden.
Kalksın ayağa gaazilerle şehitler hep birden;
Şahbaz mı, birbirinden daha şahbaz!
***
Yaksın, kutlu Hun türküleri gönül meş’âlemizi;
Oğuz Han nasihatiyle süsleyerek hayâllerimizi.
Yesevî berraklığı, Mevlânâ, Yûnus herbirimizi,
Yaksın, nasıl yakmaksa, alaz alaz!
***
Öğrenmeli mahlûkatı, ince san’atları…
Tefekkür etmeli: Güneşi, ayı, yıldızları..
Ve ecdât yâdigârı bu toprakları,
Sevmeliyiz, sevmeliyiz canımız kadar, en az!
***
Emellerim var, sığmaz dünyaya, zamandan geniş;
Ne serzeniş durdurur beni, ne de bir direniş!
Oğuz, Attilâ, Yavuz, Şâmil, İlteriş…
Bunları sizden başkası okuyamaz…
Sizden başkası anlayamaz!..
M. HALİSTİN KUKUL/ UYANMAK ZAMANI’ndan