Bay – Bayan hitapları (unvanları, sıfatları) yoktu eskiden.
Şimdilerde yaşı kaç olursa olsun insan ırkının dişilerine BAYAN, erkeklerine BAY denmesi adet oldu. Buna çok gülerim… Bay- bayıl, bayan-bayılan…
Ben bir bayanla evli değilim.
Eşime “bayan” diyen kaç tezgâhtarı, pazarcıyı, bürokratı haşlama yaptığımı bilseniz…
“Türkçe’de Bay-Bayan diye bir hitap yoktur. Bana BAY dediğinizde kimi baymamı istiyorsunuz”, derim.
Eşime bayan diye hitap edildiğinde: “Eşimin kimi baydığını düşünüyorsunuz”, diye sorarım, basarım fırçayı…
Tuvaletler, Mescitler, Terziler
Kapısında BAY/BAYAN yazan tuvaletlere gülerim:
-BAY TUVALET… ( helâ seslense içeriden, buyur dese…)
-BAYAN TUVALET… (kimi, niçin baymaktadır…)
Dün bir caminin eklentisinde gördüm:
BAYAN MESCİD…
Camilerimize de BAY CAMİ diyelim, olsun bitsin.
Bayan Terzisi… İlgi çekici değil mi?
Eskiden yaşına, sosyal durumuna göre ne çok hitap (ünleme, seslenme) sözlerimiz vardı.
Hanım abla, hanımefendi, bacım, abla, hanım teyze, ana, anacığım… denirdi edebiyle.
Abi, amca, bey amca, beyefendi… denirdi.
Bu işten en kârlı çıkan erkekler oldu. Bize (bana) BAY, diye çağıran yok…
Birisi, “Bayım!” diye seslendi ardım sıra…
-Öyle mi?... Belli oluyor, şüphe yok, dedim, anlamadı.
-Ben bay değilim. Bay, zengin demektir. Demek ki siz çok zenginsiniz. Bayındırlık hizmetleri bakımından noksanınız yoksa size ne mutlu… diye dolandırdım sözü…
Anlamadı, ben de anlasın istemedim zaten, kafası karışsın yeter.
Sporda çok kullanılıyor.
Bayan voleybol, basketbol, atletizm, yüzme, futbol… takımı…
Erkek takımlarına BAYILTAN dense mi yerindedir, BAYILAN dense mi?
Kadın- Erkek… Yetmez mi?
Gerçekten bayan, bayıltanlar varsa da beni ilgilendirmez, bayılanlar düşünsün.