“Vermeyince Mabut, neylesin Sultan Mahmut” sözü olmasa, sığınacak bir limanımız yok.
İnsan için en büyük yoksulluk izan, insaf yoksulluğudur. Acınacak insanlardır bu yoksullar. Ve bu yoksullara verilecek sadaka da yoktur…
Futbol maçına gitseler rakibini kasten sakatlayan kendi oyuncusunu alkışlar bunlar. Oysa insan olmak kime yapılırsa yapılsın haksızlığın, zorbalığın karşısında durmayı gerektirir.
İnsanın insanla çatışmasında her zaman mazlumun yanında yer almaktır insan olmak. İnsan ve başka canlılar insana zarar verdiği zaman kendisine yapılıyormuş gibi içi yanmaktır insan olmak.
Bir zamanlar yiğit bir horozum vardı. Köyde bir kapıda gördükleri horozla ilgili sahibinin damarına dokundu biri:
- Abdullah Hoca’nın horozu seninkini döver, dedi.
Döverdi, dövemezdi atışması sonrasında bana bile danışmadan gönderdiler bir genci, evden horoz getirildi. Hiç hoşlanmasam da horozlar başladılar dövüşe…
Bir zaman sonra komşunun horozu kafasını korumak için rakibinin koltuk altına girmeye başladı:
-Bıraktırın hayvanlara bu eziyeti, deyince komşu razı olmadı. Baktık ki benim horoz kafasındaki açık yarayı ısırarak devamlı vuruyor pençesini… Getiren delikanlıya:
-Koçum, horozu aldığın yere götür, dememe kalmadı, komşu öfkeden delirecek gibi elindeki girebisini kaldırdı havaya:
-Kimse karışmasın, ölümüne dövüşecekler, diye bağırdı. Vardım, horozumu tutup aldım:
-Sonra ne olacak? Madalya mı kazanacaksın? Hiçbir varlığa can verdin mi?...
Güreş antrenörlüğüm sırasında rakibinin sağlığına dikkat etmeyen sporcularıma yaptığım ikazları bilenler beni ve bu yazımı daha iyi anlayacaklardır.
Gaziantep'te bulunan Beştepe Mahallesi'nde evinin bulunduğu site içerisinde oyun oynayan Asiye Ateş’e saldıran pitbul cinsi iki köpek minik yavruyu ağır şekilde yaralamıştır.
Olayın bundan sonrası çok ibret verici gelişmelere sahne oldu:
Asiye, üç yüz bin lira borç para alınarak uzun bir tedavi sonrasında dünyaya gelmiş tek çocuğudur ailenin…
Köpek sahipleri, aynı sitede kapıcılık yapan babaya şikâyetçi olmaması için para teklifi yapıyorlar, işten çıkarmakla tehdit ediyorlar.
Sanki bu canavar köpekler sahipsiz sokak hayvanıymış gibi Sokak Hayvanlarını Koruma ve Yaşatma Derneği (SOHAYKO), saldırıya uğrayan kızın ailesi hakkında şikâyetçi olacağını duyuruyor.
Dünyanın gelişmiş hiçbir ülkesinde bu kadar çok sokak köpeği yoktur ve sokak hayvanı denince akla ilk gelen köpeklerdir bizde. Son yıllarda sokak köpeklerinin zarar verdiği çok olay vardır.
Vicdan sahiplerinin minik Asiye’yi kendi çocuğu gibi görüp yürekten yandıkları bu olayın insanlık dışı yansımaları yukarıda anlatılanlar değildir sadece.
Cumhurbaşkanımızın bu acı olayın mağduru kızımızı sahiplenmesi sosyal medya pitbullarını çok gerdi.
Efendim, sahiplenilmesi, açık alanda gezdirilmesi yasak olan bu canavarların sahiplerinin baba Hüseyin Ateş’e yaptığı baskıları da kast ederek:
"O yavru paramparça oluyor, bu adamlar 'babasını nasıl kandırırız' gayretinde. Kandıramayacaksınız, bedelini ödeyeceksiniz." dedikten sonra ekliyor:
“Beyaz Türkler, hayvanlarınıza sahip çıkın”.
Bu açıklamanın sahibi cumhurbaşkanımızdan başkası olsaydı aynı ağızların çıkardıkları gürültünün dozu, ses seviyesi çok farklı olurdu.
Ben onları, kavgada can çekişen horoza yaşama hakkı tanımadıkları, taraftarı oldukları takım oyuncularının gaddarlığına alkış tuttukları günlerden tanırım.
En çok üzüldüğüm içlerinde yüksekokul mezunlarının da bulunduğu siyaset işportacılarıdır.
İnsan olmak doğuştan bir imtiyaz değildir. Hayattan ders ala ala, acılarla yanıp sevinçlerle ferahlayarak insanlık derecesi artar insanın.
Keşke bilebilseniz sizinle aynı ülke vatandaşı olmanın zorluk derecesini…