İnsan, dili sayesinde gelişir, bilgilerini ve tecrübelerini diliyle anlatıp dünyaya yön verir, geliştirip güzelleştirir hayatı.
Konuşulanları veya yazılanları okuyabilmek değildir esas olan, anlayabilmek, anladığını söz veya yazıyla anlatmak yetişkin insanın en önemli özelliğidir.
Söz ve yazılı metinlerin neyi anlattığından önce, söyleniş amacı, söyleyenin kimliği çok önemlidir.
“Yağmur yağacak” cümlesinin anlamı ve amacı söyleyene, söylendiği zamana göre değişir.
Çiftçi söylemişse bu sözü, bereketli olması dileği, mutluluk hissi vardır ve “yağmur yağacak” cümlesinin söylenişindeki vurgulama bile farklı olur o zaman.
Piknikçinin ağzında kedere dönüşürken tuğlacının, meyve kurutanın dilinde sevinci paylaşır “yağmur yağacak” cümlesi.
Sosyal Medya, “Çıfıt pazarı” gibi…
Beğendiği bir paylaşım için “çaldım abi” diyenler gördük. Takip ettik ki çaldıklarını bereketli yağmura yüzünü uzatıp nasiplenmiş şükür bilmezler gibi kullanmışlar metni. Eserin asıl sahibini belirtmeden yapılan bu paylaşım “çalıntı” sayılmazsa nasıl adlandırılır?...
Pazarda ne bulursa akıl terazisinde tartmadan paylaşanlar var. Bunlar, sahibini araştırmadan her bulduğuna çullanan yem toplayıcılar gibi “buluntu” mal kullanan aymazlardır.
“Alıntı” mal kullananlar da az değil. İşte en düşündürücü olanlar onlardır. Don alırken bile markasına bakan izan sahipleri yazarı saklanmış bilinmeyen metinlere niçin itibar ederler acaba?
“Alıntı” metinleri ilk yayınlayanlar yazıyı oluşturan aklın emeğine, okuyanın fikir haysiyetine saygısızlık etmemiş midir sizce de?...
Ne amaçla yapılır bunlar, hedef kitle kimlerdir, neye, nereye balta savurmaktadır, hangi fikir sahiplerine saldırmaktadırlar ve bunu yaparken niçin sinsi bir perde kullanırlar, bilemem. Bildiğim şudur ki asla iyi niyetli değildirler.
Giydiklerini etiketini söküp kullananlar, metinleri “alıntı” imzasıyla paylaşırsa çok ayıp etmiş sayılır mı onu da bilemem. Yayınlanan metne itiraz etsek veya alkışlasak, eleştirsek muhatabımızın kim olacağını bilemediğimiz gibi…
Zaman zaman sosyal medya sayfamda bazı testler yaparım ama sonuçlarını gizli tutarım. İlk defa kuralımın dışına çıkacağım izninizle.
Facebook’ta paylaştığım aşağıdaki TEST metni için gelen on iki yorumu çok dikkatli okursanız insanların kısacık bir metni ne kadar anladığını ve cevapları dikkatlice incelerseniz bu yazımda ne dediğimi daha iyi anlarsınız:
Paylaşım şudur:
Komşu düğününden gelen kadın, kocasına:
-Gelin de geline benzese… Nerde bizim kız nerde bu gelin, diyorsa ne demek istemiştir?
İşte cevaplar:
*Gelin asla geçerli not alamayacaktır. Dua edelim kızı evlensin. Yoksa…
*Aslında gelinin güzelliği vb. karşisinda ezilmiştir.
*Aslında Kızını gelin vermek istiyormuş.
*Kızım sana söylüyorum, gelinim sen DAEŞ
*Damat avuçlarından kayıp gitmiş
*Kızını yamayamamıştır.
*Hayallerle hayatları karıştırmış mıdır???
*kızının reklamını yapıyor.
*Gavurun kazandığı sen başıma kaldın! diyordur..
*Kızı evde bekletmeyelim, turşusunu kuracak değiliz, hazır piyasası varken evlendirip elden çıkaralım demek istemiş.
*Düğünden sonra bunu söylemiş se o yuva yıkılmaya mecbur
*Kızının evde kaldığından hayıflanıyordur hocam
*"Benim malım, herkesinkinden değerlidir." kafasında olabilir.
(NOT: Cevaplarda yazım düzeltmesi yapılmamıştır.)
Unutmayalım ki “ALINTI” diye bir yazar yoktur. Kaliteli de olsa rüzgârın etkisiyle balkona düşmüş çamaşır gibi bir kazanımdır. İsteyen çöpe atar, isteyen kendine yakıştırırsa sorgusuzca alır giyer.
Ancak hayatı “sığıntı” gibi yaşayanlar “alıntı” yazılarla bir yerlere mesaj gönderir