SOĞUĞU SARINMIŞ CANLAR
Kıpkızıl şimşekler çaktı, vahşî bir uğultu… Âfet!..
Ne mülk, ne para, ne makam, kıyamet bu, tam kıyamet!..
***
Yer ile gök geldi-gitti, cümle âlem feryad figan;
Can telâşı, mal telâşı, yürümüyor artık devran!
***
Anlı-şanlı koca dağlar, düz ovalar hep yerlebir;
Denizlerde su kabardı, yarıldı yer, şehir şehir!
***
Hatay, Urfa, Antep, Kilis, beklerken gün ışığını;
Her hâneye bin felâket, bin çile ördü ağını!
***
Osmaniye, İskenderun, Diyarbakır, Adıyaman,
Dede, torun, ana, bacı, yer altında, hepsi cem’an!..
***
Aynı takdirde Adana, Malatya, Elbistan, Maraş..
Neye yarar bunca uğraş, neye yarar gözdeki yaş!
***
Mehmetçikler koşup geldi, mâdenciler coşup geldi;
Türk Milleti kenetlendi, el ele ağlaşıp geldi!..
***
Evlât yaş döktü anaya; ana da, yaş yok damlaya;
Birlik ruhu her cenahtan gönüllerde tuttu maya!
***
Diriler aradı naaş, ne taam var ne de maaş;
Çâresizlik her hânede, her yer beton, her mekân taş!
***
Zor başedildi talandan, iğrenildi hep yalandan;
Kimseler hoşnut olmadı söz söyleyip geç kalandan!
***
Fukara idiler çoğu, başa gelmişti korktuğu;
Ellerinden uçup gitti, birdenbire varı yoğu!
***
Soğuk, yağmur, açlık, ayaz, ortalık çepeçevre kar;
Eştikçe kara toprağı, ölüden çok, çıktı, çıkar!..
***
Kim ne kadar yer altında, sayamazsın sayısını;
Kim bildi ki yasasını, tutanlar tuttu yasını!
***
Geldi devlet adamları altında arabaları;
Birkaç söz deyip gittiler, sanki, biz, marabaları!
***
Söz edildi, ihmâl dendi; kimin sözü, kimi yendi;
Ölen öldü, kalan kaldı; ihmâlci, söylendi, kendi!
***
Merhamet akını coştu, kazma kürek alan koştu;
Herbiri bir yakınından bekliyordu iyi muştu!
***
Daha nice şeyler oldu, gönül azaba garkoldu;
Çoluk-çocuk, karı-koca, toprak altına terkoldu!
***
Cenâzeler meşakkatli, kılındı gıyabî namâz;
Ne bitip ne tükeniyor, kaz kaz koskocaman enkaz!
***
Sayıp da söyleyemediklerim, bilip dillendiremediklerim,
Görüp de gördüremediklerim, sevip de sevdiremediklerim:
***
Her gönle bir melâl oldu; her tarafa zeval oldu;
Tedbirden nasip almayan çok elemli bir hâl oldu!
***
Nice dolu yürekliler ve nice duâlı diller,
Nice nice Hakk sarhoşu, nice yanık sevgililer;
***
El vermiş bunca varlığa, ışık olmuş karanlığa;
Devâ olmuş acılığa, merhem olmuş her çığlığa!..
***
Sözler dindi birer birer, karıldı zaman âh-vaha,
Yıldızlar göçtü erden er, güneş zor doğdu sabaha!
***
Telef olmuş nice mahlûk, Hakk’a yürümüş cânanlar;
Ayyûka çıkmış avâzı, soğuğu sarınmış canlar!
***
Elbet doğacak dolunay, yok olacak oy ile vay;
Göğerecek vatan sathı, akacak şırıl şırıl çay!
***
Sevgimiz dostça duruşa, merhametli dokunuşa;
Hasret, akl-ı selîm başa, neşe ile, öten kuşa;
***
İnş’Allah diner bu acı, gönül hep buna duâcı!
İmân, akıl, ilim, gayret, birlikte bunun ilâcı!
M. HALİSTİN KUKUL