Neler çektik, bilenler unutmuyor ama bilmeyenlere hatırlatmayı gurur vesilesi sayıyorum.
1944’te Türkçülere/Türk Milliyetçilerine “Irkçılık/Turancılık” suçu icat edenlerin avuçlarında patladı çirkin iftira ama yıllarca yakamızdan düşmedi...
1990’lara kadar Türkçü, Türk Milliyetçisi memur, işçi, bürokrat, mahalledeki bakkal amcaya, siyasetçilere “ırkçı/faşist” sözünü genel başkan seviyesinde haykırdılar meydanlarda.
Bunlar, sol tarafımızdakilerdi. Gençlerimizi üniversitelere sokmaz, üniversite yönetimlerinden aldıkları destekle koro hâlinde şiddetle sindirirlerdi…
Sağ tarafımızdakiler "kurtçu/putçu" diye camiye, cemaate sokmamaya çalışırlardı.
1973’te bu sağımızdakilerle solumuzdakiler koalisyon hükümeti kurup 74 Affıyla ülkücü katillerini salıverdiler dışarı. O zaman bunu şöyle yorumlamıştık:
Nar/Karpuz ittifakı ancak böyle olur.
Ortak yönlerinin içlerinin kızıl olmasıydı. Nar daha netti ama karpuzun dışının yeşil olması içinin kızıllığını perdelemiyordu.
Meydanlarda, genel başkan seviyesinden, sol tarafı kalkık bıyık altından “Faşistler!” dendi mi ortalık ana baba günü olur, gök gürültüsünü andırırdı çığlıklar. Gel de unut…
Sürgünler gördük. Gönderildiğimiz yere sarı zarftan önce adımız gider, baltalı papazlar(!) karşılardı bizi. Unuttuk mu, asla.
İçimizden biri, nar taneleri tarafından silahlı saldırıya uğrasa, öldüresiye dövülse en yakın komşumuz olan karpuzcuk sağır, kör olurdu. Biçimine düşürüp kendisine kumpas kuranları kaşısa biri, o en yakın komşumuz bize bunun hesabını sorar, açıktan kınardı. Unuttuk mu, asla…
1999’da, 74 ittifakının “Nar” tarafıyla koalisyona girdiğimizde, karpuzlar ve çekirdekleri yırttı ortalığı ciyak ciyak, mahalle baskısıyla sokağa çıkamaz ettiler çoklarımızı… Üstelik o ittifakın “nar” tarafının genel başkanı 12 Eylülden sonra eski partisini tepip yeni parti kurmuştu.
15 Temmuz 2016 gecesi, sözde “Yurtta Sulh Harekâtı” adıyla ihanet girişiminde bulundu uluslararası çakallar koalisyonu. Eğer başarılı olsalardı, Allah korusun, kaçıp yurt dışına sığınan bütün hainler şimdi bizi yönetiyor olacaktı.
O gece Türk siyasetinin merkezini oluşturan Türk Milliyetçileri, “Kalkışmanın karşısında, hükümetin yanındayız” diyerek emniyet güçlerinin ve kamu yöneticilerinin içindeki vatansever önderlere umut aşıladı, güç verdi.
15 Temmuz Gecesi, ülkeyi adım adım o geceye taşıyan 1974’ün karpuz çekirdeklerini ve ülkemizi uçurumun kenarından alırken, Türk Milliyetçileri, 1919 ruhuyla hareket etmişlerdir…
Bu sefer, “Nar Taneleri” nin ağzı tutulmaz oldu. Oysa 15 Temmuz öncesinde o nar taneleri, iktidardaki Karpuz Çekirdeklerinin icat ettiği, bize göre “Çöküm Süreci”, onlara göre “Çözüm Süreci” dedikleri projeye göbek atarak destek vermişlerdi.
Bazı kere sol tarafımızdaki nar taneleri, bazı kere sağımızdaki karpuz çekirdekleri bize “Unuttunuz, size şunu dediler, bunu dediler” hatırlatması yapıyorlar.
Her ikisi de hem çok haklılar hem ahlaksızca haksızlık ediyorlar. Sizinle ittifak yaparken övdüğünüzü, karşı tarafla ittifak yapınca yererseniz, aklı sinemaya göndermek olur bu.
Unutmak asla mümkün değildir o zikzaklı günlerin fırdöndülerini…
1999’daki Narsis başkanın eşi tarafından söylenenleri de unutmadık…
Geçmişte, "kurtçu/putçu" diyen sağımızdaki karpuzları, solumuzdaki narları nasıl unuturuz. Acısı hafiflese bile çekilen çileler unutulmuyor.
Acısı hafiflese bile çekilen çileler milletimizin ve vatanımızın daha güzel yarınlarına olan özlemimizle kucaklaşıp umut helvası oldu hep, şükürler olsun.
Türk milliyetçileri, her devirde milletini sevmenin hastası, vatanseverliğin ustasıdır.
O günlerde aklımızla alay edenler, bize soruşturma açanlar, 2020’nin 3 Mayısında Türkçülük Günü kutlama mesajı yayınlıyor.
Yıllarca azmimizi biledikleri için Allah, her iki tarafımızdakilerden de razı olsun...
Çok şükür bu günü gösteren Rabbime…