8 yaşında Narin, görmemesi gereken bir şeyleri gördüğü için, gördüğü anda oracıkta küçücük bedeninden canı alındı. Bedeni de bir yerlerde saklandı. 19 gün boyunca bulunmaması başarıldı!!!
Kamuoyu baskısından da muhtemeldir ki ırmağın içine konularak bulunması sağlandı. 19 gün, 2.000 kişi ile aranan küçücük beden, benzincideki pompacı gencin ifadesinden sonra, sözde itirafçının itirafı akabinde, hemencecik derede, suyun içinde tertemiz ve günahsız bedeni bulundu. Ruhunu bedeninden ayıranlar bir şekilde bir köyü etki altına alarak, sus-pus ettiler. Ne anlaşılmaz, daha doğrusu tam anladığımız ve şaşırmadığımız Türkiye gerçeği olarak, 19 gün uzmanlar 2.000 kişi ile bir köyde Narin’i bulamadılar. Ben inanmadım, bulmadılar.
Şimdi ne olacak? Toplumu yöneten siyasiler, başta Cumhurbaşkanımız ve Adalet Bakanımız, standart bildiğimiz "failler en ağır şekilde yüce adaletin önünde hesap verecek, layık oldukları cezayı alacaklar" gibi hamaset nutuklarını dinleyeceğiz. Burada durmamız gerekiyor.
Artık Türk toplumu şu ya da bu şekilde suçların cezasız kaldığı gerçeğini yaşıyor. Sayın Adalet Bakanımız ise geçenlerde “toplumda cezasızlık algısı” oluştu diyor. Dikkat edin, "algı oluşmuş"muş beyanatında bulunuyor. Diyor ki, aslında suçların karşılığı gerekli cezalar veriliyor ve infaz ediliyor ama sadece algı olarak her nasılsa cezasızlık gibi bir düşünce oluşmuş; bu gerçek değil. Sayın Bakan, günaydın diyorum. Hangi dünyada yaşıyorsunuz? Türkiye’nin Adalet Bakanı değil misiniz? Doğrudan soruyoruz, siz hangi ülkenin hangi adalet mekanizmasının başındasınız?
Adını "af" değil, "infaz düzenlemesi" koyduğunuzda, adı infaz düzenlemesi gereği olarak katilleri topluma geri saldığınızda, adam öldürenin 3-5 yılda sokaklara geri döndüğü bir ülkede, bu durum algı mı gerçek mi?
Tekrar günaydın diyorum, bakınız bu durum toplumun bir kısmının çok işine gelip mutlu olduğu, kabadayılaştığı ve ayrıcalık olarak gördüğü bir durum, ama sıradan insanların oluşturduğu toplumun ekseriyeti tarafından, sizin "algı" dediğiniz bu gerçek görülmektedir. Ancak ses çıkarılamamakta, gittikçe korku yükselmektedir. Bu toplum artık korku dolu bir toplum haline gelmiştir.
Siyasetçilerimizin aldıkları kararlar neticesinde, bakınız son bir aylık gazeteleri tarayınız, cinayet haberlerini okuyunuz. Bilmem kaç suç kaydı, bilmem kaç yıl ceza almış, bilmem kaçıncı cinayeti… Evet, gerçek bu. Bu gerçeği muhtemelen Sayın Bakan da görüyor, ama siyaset icabı "algı" deyip, infaz düzenlemelerine ses çıkarmadan devam etmek istiyor. Hayat böyle devam ediyor, ettiğini zannediyorsunuz. Ama şu gören ve düşünen insanlar yapılanları, hani diyorsunuz ya not edildi. Hani COVID dediniz ya, daha düne kadar katilleri bu sebeple sokaklara saldınız. Adam cezasını çekiyor, oturmuş sahilde kafa çekiyor. Gerçek bu... Sorduğunuzda da COVID izninde ya... Ehh, yasal durum bu…
Dönelim, melek olmuş, canı bedeninden zalimce alınmış, cennete uçmuş, adı gibi narin, güzel yavruya. Hemen söyleyelim, emin olun, isteyen not etsin. Katilleri 10 yılı bulmadan tekrar o köye dönecektir. Gerçek siyasetçinin ve adaletli yöneticinin olduğu bir ülkede bir katil, ikinci cinayeti işleyecek kadar yaşayamaz. Toplum içinde tekrar hayat bulmamalıdır, bulmamalıdır. Türk toplumu, çok acıdır ki Rahşan affına bile bu infaz düzenlemelerini görünce rahmet okudu. Sayın Cumhurbaşkanımız, insanın insana karşı işlediği suçları devlet asla affedemez demişti. Ne diyelim? Söz bitti. Çeyrek asırdır Cumhurbaşkanımız önderliğindeki siyasi irade affın kralını, af demeden bizlere yaşattı. Hatta uçurdu bile diyebiliriz.
Sahi, siyasetçi toplumu yönetiyor, niye sorumluluğu yok? Herkes düşünsün. Cumhurbaşkanı böyle dedi diye ben oy vermiştim. Sözünü tutmadı, vebali ve hukukta karşılığı niye yok? Neymiş? Bir hana sığınılmayarak cezasını görürmüş. Geçin onu, masal…
20 haneli köyde, hadi diyelim 10 tane araba varsa, 2.000 kişiyle bu köyde arama yapılıp bir çocuk cesedi 20 günde bulunamaz mı? Geçin onu, hızlı geçin hem de... AK Partili milletvekili Galip Ensarioğlu, televizyonda katile lanet okuyup, günahsız meleğin canını alanların hemen yakalanıp, yakalandıkları yerde ağaca asılmalarını dahi isteyeceği yerde, saçmalayarak "aile iyidir, dostumdur" kem küm yapmış. Aileye kötü diyen mi var? Nereden çıktın sen?
Neticede küçücük beden, 19 günde bulunamamıştır. Bu süreçte görev yapanları suçlamayalım ama görevlerini ya bilerek ya da birilerinin lafını dinleyerek gereği gibi yapmadılar. Hukuk içinde adam gibi soruşturulmalıdırlar. Muhtemelen gördüler, bildiler, sakladılar, hasır altı etmeye çalıştılar. Kamuoyu baskısıyla Narin’in küçücük bedeni, eşya gibi çuvalda ortaya çıkarıldı. Göreceksiniz, idari soruşturma yapın, bu durumu ortaya çıkarın.
Bunu görün ey siyaset!
Allah’a siz de hesap vereceksiniz. Bilmiyor musunuz? Bilseniz zaten bunu yapmazsınız. Ey Galip Ensarioğlu, adı gibi narin bakışlı o melek, ahirette karşınıza çıkıp yüzünüze tükürmeyecek mi? Siz de ölmeyecek misiniz? Bence tükürecektir, hatta sümüğünü bile yüzünüze atacaktır. Evet, ülkemizde siyasetçiler ve konuşması zorunlu olanlar, çıkıp Yüce Adalet naraları atıyorlar. Mahkemelerin birçoğu saçma sapan dosyalarda takım elbise indirimini inatla uyguluyor. Evet, "tak", infaz düzenlemesi devreye alınıyor siyaset tarafından ve arka kapıdan 3-5 yılda katiller sokaklara salınıyor. Neymiş? Adaletsizlik algısı oluşmuşmuş. Günaydın Sayın Bakan, gerçek bu, algı değil. Ama bu "algı" dediğiniz gerçek, birilerinin bir şekilde o kadar işine geliyor ki siz uyumaya, "algı" demeye devam edin.
Güzel insan özel tesbitler de bulunmussun. Narin cinayeti ile neler unutturuldu. Muhalefetine peşine takan iktidar, bu olaydan başka hiç bir şey gündeme gelmedi. 40 ,50 kişilik sınıflara öğrenciler dolduruldu, hiç kimse okulların açıldığında gondeme getirmedi. Istanbulda ilkokul ve orta okullara 50000, 75000, 100000 lira kayıt parası ile öğrenci kayıt yapıldı, kimse gündeme getirmedi. Narin öyle bir zamanda katledildi ki her şey unutuldu, unutturuldu. Narin olayı önemli bir olay ya yaşarken hayatları söndürülen çocuklar onlar ne olacak niye gündeme gelmiyor. Servisle okula gelip giden 5. Sınıflar la konuşulur bütün yolsuzluklar ortaya çıkar. Kaleminize ve yüreğinize saglik