Akut olsaydı?...
Şu anda beton yığınları arasında ölen birçok insan yaşıyor olurdu.
Birçoğumuz bilmiyor.
Türkiye’nin ilk arama kurtarma derneği olan AKUT, dağlarda ve diğer zorlu doğa koşullarında doğru ve etkin arama-kurtarma faaliyetleri gerçekleştirme hedefiyle kurulmuş ve hızla gerekli eğitimleri alarak talep edildiği takdirde doğal afetlerde de ilgili resmî kurumlara yardımcı olabilir hale gelmişti.
17 Ağustos 1999 tarihinde Marmara Depremini yaşadık. Bu süreçte AKUT, 150 gönüllüsü ile çalışarak 200’ün üzerinde insanın hayatını kurtarmış ve televizyonlardan izlemiştik.
Hani nerede AKUT?
Ben hatırlıyorum 99 depreminde akutun hızlı ve faydalı müdahalesi O zamanki devletin biçare halini yansıttığı için hükümetler tarafından sevilmedi ve bir şekilde yok edildi ki ortalarda görünmüyorlar.
Deprem olduğu anda depremin olduğu illerin havadan görüntüsünü alıp depremin boyut ve dehşetini ölçemeyen bir hükümet yönetimi karşımızdadır. Ben depremle ilgili ilk resimlere baktığımda 17 ağustos'tan çok daha vahim bir durum olduğunu vatandaş olarak hemen anlayabildim. Kaldı ki 1999 depremini yaşayan her vatandaş bugünkü depremin her bir karesinden depremin dehşetini anlayıp görebilir.
Depremden hemen sonra bir helikoptermi olur dron mu olur havadan tüm deprem alanını tarayıp görmek akla gelmeyecek bir durummudur. Bugünkü hükümet neden bu resmi çıkarıp ve hemen görüp kabul edip ona göre Türkiye'mizin deprem olmayan illerindeki tüm resmi ve özel imkanlarını arama-kurtarma için seferber etmedi,askerler neden arama-kurtarmada hemen kullanılmadı.Ordumuzun bu tür afetlere müdahale eden uzman ekipleri muhakkak vardır.İnsanlar buz gibi soğukta beton bloklarının arasında öldüler. Gerçek budur.
Depremden kaçamayız.
Ancak seçerek yönetme hakkını verdiğimiz siyasal otoritenin deprem olmadan önce önlem alma ve hazır olma ve hazırlık yapma mecburiyetleri vardır.Seçilmenin verdiği güç,yetki ve sorumluluk doğrultusunda bürokrasiyi atayan ve emir veren de bu seçtiğimiz kişilerdir.Emir verme hakkı verilen siyasal otorite ve kişilerin de seçenlere karşı hesap verme sorumlulukları vardır.Yetki ve sorumluluk yapışık kardeşlerdir.Geçmişte iktidar ettiğimiz başka siyasal partiler bugün bu parti yarın başka partiler.Hepsi aynı sorumluluktadır.Bugün için yönetenler,depreme karşı önlem alma sorumluluğunda olanlar seçtiğimiz siyasiler,Sn.Bakanlarımız…Yakınları ölen dostlarımıza, insanlarımıza teselli verebilirlerse buyursunlar.
Deprem oldu.
Bundan sonra da olacak sadece fay hattında değil diğer kısımlarda da olacak o zaman devlet ve hükümet otoritesi kendinize gelin 1999 yılından sonra deprem vergisi diye aldığınız vergileri neden depremi önlemek için harcamadınız. Adam gibi dosdoğru Japonlar gibi depreme dayanıklı binalar yapılmasını neden sağlamadınız. Bir soru üzerine Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek deprem vergileri ile yol yaptık okul yaptık hastane yaptık gibi açıklama yapıyor. Güler misin ağlar mısın? Bari bundan sonra Japonya'dan örnek alın uzman getirin gidin inceleyin. Biz de onlar gibi Depreme dayanıklı binalar yapalım yaptırın. Bunu yapın…Devletimiz hükümetimiz başa gelmeden önce başa geleceğini bilerek teknik ve organizasyon önlemlerini almalıdır.Deprem başa geldikten sonra parmak sallamak nafile.Hatırlayın… Ecevit baraj altında kalmıştı o zaman…