'Yine dua et ki, gelin hanıma çok ileriye gitmeden ders verdiler. İkizdere yetmedi, Çayeli'ne gittin. Orada da gerekeni yaptılar. Daha neler olacak neler…”
Sayın cumhurbaşkanımız bir ay kadar evvel muhalefet partisi lideri sayın Meral akşener'e dua etmesi yönünde tavsiyede bulunuyor.
Akşener neye dua edecekmiş; ikizdere ve Çayeli'nde saldırı olmuş ama hafif şiddetteymiş. Yani saldırının şiddetinin az olmasına dua edecekmiş Akşener. Yani bunun çevirisi ve anlamı şöyle; “iyi ettiniz bu kadarına da şükret” diyor.
Sayın cumhurbaşkanımız, böylesi bir söz hepimizin başkanı olarak sizce doğru mudur? Bize göre doğru değildir .Biz şiddetten toplum olarak bıkmadık mı? Milyonlarca insan gibi bende başkanlık sistemine oy verdim. Niye oy verdim? Güzel ülkemiz şiddetle değil hukukla yönetilsin diye...
Bugüne kadar hukuk hakim olsun, insan hakları yükselsin ve toplumumuzda ki geçmişteki gibi karanlık ve planlı siyasi şiddet ve siyasi cinayetler son bulsun diye oy verdik; başkanlığı toplum ekseriyeti olarak onayladık?
Demokrasi, anayasa, insan hakları falan-filan bunların yok sayıldığı ve çöpe atıldığı ülkeler de geriye birşey kalmıyor. Kalmadığını birçok kez gördük, geçmiş hafızalarımızda kayıtlı ?
Demokrasi, eşitlik anayasa gibi güzel şeyler başkan seçildikten sonra anlamını kaybetmemeli. Seçimden evvel de sonrada aynı hukuki anlamını taşımalı ve şiddet her şeyin önüne geçmemelidir. Hangi parti başkanı veya siyasi kişi olursa olsun yapılan şiddet öncelikle şiddet olması sebebiyle kınanmalıdır. Aksi takdirde şiddetin nerede duracağı belli midir.? Hayır.
Daha bir buçuk iki sene evveline kadar yakın olmanın üstünlük ve itibar sayıldığı Sedat Peker'in adının önüne bugün suç örgütü lideri sıfatını eklemek neyi değiştirir, neyi çözer?Tarih olanları yazıyor yine zaman içinde hükmünü verecektir. Başkanlık sistemi içinde başkanın arkasına saklanarak para ve iktidar sahibi olunca kendisini hadsiz ve sınırsız sayarak hukuk yolundan çıkanlara ve milletten uzaklaşanlara bizim adımıza yani millet adına vekilimiz başkanımız olarak evvela siz hesap sorun! Oy veren bir kişi olarak bunu istiyoruz.
Allah aşkına insanın aklı ile alay ediliyor.
Lütfen müdahale edin!
Pandemi döneminde biz evden çıkamazken 11.000 kilometre uzaktaki 'Venezuella'ya maske ve test kiti götürmek için gittim' lafına kim inanır?
Biraz espri yapalım Kadir İnanır. Allah aşkına bir bavul yardım götürmek için biraz zahmetli bir yolculuk değil mi?
Vallahi Kadir İnanır bile inanmaz... Sizde inanmayın. Pandemi bu işe de yarıyormuş (!) Pandemi olmasa sakız götürdük falan mı diyeceklerdi. Olmaz sakız götürdüm demek hiç inandırıcı olmazdı ama pandemi var ya evet bir bavul maske ve test kiti yardım için gitmiş olabilir. Çok mantıklı, inandık. Ey pandemi iyi ki varsın. Size oy veren vatandaş olarak bunlara müdahale etmenizi istemek hakkımız değilmidir. Çağırın tüm toplum adına lütfen.
Bakın evin içinden birisi anlatıyor. Adı geçenlen lal oldu tık yok, her konuda bol bol konuşanlar tek kelime edemiyor. Kardeşim, çıkın öyle olmadı böyle oldu deyin daha. Allah aşkına bir şey söyleyin! Neymiş, susun toplum Sedat Peker'i unutsun kararı alınmış. Başkanım siz susmayın çağırın sorun yanlışları düzeltin.
Adının önünde Cumhuriyet yazan ve hepimizin adına ceza kanunlarının uygulanmasını isteyen savcılarımız sayın Adalet bakanımız neredesiniz? Bunca video bunca açıklama bunca konuşulup söylenenler suç ihbarı değilse nedir? Niye ışık görmüş tavşan gibi dondunuz kaldınız?
1 aydır hiçbir savcının sormadığı soruyu bir gazeteci adı geçen gazeteciye soruyor ses kaydını dinledim: 10.000.0000 euro istemişsin diyor ve ekliyor; keşke bu soruyu savcılar sorsa. Herkesin itibarı var, tamam; hukukun yok mu? Tuhaf ülkem! Savcının yerine gazeteci geçmiş…Olmaz kiii…..
Heyhat parlamenter sistemin sakatlıkları yaşanmasın diye başkanlık sistemine onay vermiştik.
Başkanım %50 nin üzerinde oy veren ve neticeten tüm Türkiyenin başkanı olarak sizden hukukun uygulanmasını istiyoruz.
Başkanım ben size açıkça söyleyeyim.11.000 kilometre öteye yardım için bir bavul maske ve test kiti götürüldüğüne vallahi inanan kimse yok.Şiddetin tavsiye edilmesi fevkalade yanlış anlaşılabilecek bir öneri olduğunu düşünüyorum.
Şiddetin nerede duracağı bilinmez ve geriye birşey kalmaz..
Geriye kalanı söyleyeyim; evin içinden biri anlatıyor.Yok saymak, duymamak çözüm değildir.Yutubun vanası maalesef yok kısılmıyor. Tripot ve kamera kimsenin aklına gelmedi. Bize göre tripot ve kamera yeniden keşfediliyor...
Türkiye böyle bir dönem görmedi. Söylenen şeyler aslında toplumda bilinen şeyler. Şok olacak şeyler değildir. Sadece donup kalmak çözüm müdür? Hayır..
Bu millet, suç örgütü sıfatı ile itibarsızlaştırılmaya çalışılan kişinin videolarını 100 milyondan fazla seyretti... Suç ise tüm toplum suç işledi. Bütün toplum suçlu. Ama böyle olmaz ki.
O zaman geçmişte olduğu gibi şiddetin ayarına kim karar veriyor. Azı yasak olan şeyin çoğu da yasak değil midir? Azı mübah olan şeyin çoğu da bal gibi mübah olmuyor mu? Bunun ayarını kim veriyor?
Şimdi şiddetin ayarının sonuna kadar açıldığını müşahade ediyoruz. Korkunç.
Tüm Cumhuriyet tarihinde defalarca sahnelenen piyes sahneye konuldu; oyun başladı. Bu oyunda birilerinin keyfinin sürmesi için bir kişi veya birkaç yüz kişi ölse bu birilerini için vız gelir tırıs gider.
Yeterki güzel Türkiyemizin karanlık kişilerinin karanlık ilişkileri daim olsun.
Evet bir ülkede iktidar hukuk içinde devam eder ya da değişir. Bu işi şiddetle kanla yapmaya kalktığınızda geriye hiçbir şey kalmaz.
Sayın Başkanım geçmişte yaşanılan;
*Maraş katliamı
*Taksim olayları
*Özal cinayeti, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı cinayetleri, Danıştay Saldırısı, Muhsin Yazıcıoğlu Cinayeti, papaz cinayetleri, Hırant Dink cinayeti ve daha bir sürü. Bunları dün gibi hatırlıyorum.
1995 yılının 12 Mart’ında istanbul gazi mahallesi’nde kahvehane ve pastanelerin taranmasıyla başlayan ve farklı mahallelere de yayılarak 4 gün süren ve 22 insanın öldüğü ve 155 kişinin yaralandığı olaylar…
Çorum, Madımak, Maraş daha neler neler….
Muhtemeldir ki, çok kısa zamanda masa başında kurgulanan geçmişte sahnelenen bu kan tiyatrosu tekrarlanacak. Tiyatro temaları çok fazla, seç istediğini kullan.
Her zaman tiyatro temaları hazır ve taze... Hazır, PKK HDP Alevilik ve benzeri tiyatro konuları hazır. Her zaman tazeliğini koruyor. Lazım olan sadece yeni akacak olan kan.
Evet yanlış duymadınız tiyatro hazır perde açıldı. Lazım olan tiyatro süresince daha fazla taze kan kan...
Şiddetin ayarımı varmış, yok…
İzmir'de HDP binasında bir genç kız kahvaltısı başında öldürülerek ilk kan akıtılmış oldu.
Bakın saldırganın da ifadesi ele geçirilmiş, niye saldırmış;
"Kimse ile bir bağlantım yok. PKK'dan nefret ettiğim için binaya girdim, rastgele ateş ettim" Piyesi oynatanlar, toplumun ekseriyetinin “oh oldu kahrolsun PKKya iyi oldu” diyerek alkışlamasını azınlık karşı grubun ise diş gıcırdatmasını ve şiddetin dozunu artırmak hatta mümkünse ve hatta kalabalık bir yerde bomba patlamasını istiyor.
Yahu Danıştaya saldıranın da hemen ifadesi ele geçmiş ve cezazede siyasilere linç girişimi olmuş idi. Allah aşkına bu toplumda PKK den ve HDP den milyonlarca insan yıllardır nefret ediyor.Durdun durdun da tam şimdi öldüresin geldi.Tam tiyatro.Ha bu arada bilmem nerede Ak parti binasına da bişey atmışlar.Geçmiş tiyatroların aynısı….
Bugün de HDP nin kapatılması için iddianame kabul edildi. Buyrun toplum ikiye bölünmek zorunda. Herkesin konuştuğu kapatılsın mı kapatılmasın mı? Karpuz gibi ayrıldık.
Sonuçta ne olacak? En fazla birkaç yüz kişi ölecek. O esnada ve sonrasında ne mi olacak? Sistem içindeki çalanların, soyanların soygunu devam edecek…. Başkanım biz bunlar olmasın diye oy vermedik mi? Oylumuzun diyetini istiyoruz. Bunlar olmasın, Önleyin! Toplum bunu istiyor ve bekliyor sizden.
Kan gövdeyi götürünce Venezüellaya bir bavul maske ve test kiti göründüğüne yine inanmayacağız.
Vidaoları Youtube silmeyecek isteyen istediği zaman tekrar tekrar izliyecek. O yaydan çıktı. Sedat Peker'in anlattıklarını yaşanmamış saymak mümkün müdür?
Evet istenen budur. Aynı tiyatro tekrar tekrar oynanmaktadır.
İşte aynı piyesin defalarca oynanması hukukun en zayıf en düşkün olduğu ülkelerde olabilir.
Köprüler koca koca binalar yapmak hukuk sisteminizi bir adım öteye götürmüyor. Hukuk devleti çıtasını yükseltmiyor. Şunu vurgulayayalim ki herkese lazım olan öncelikle bina değil hukuktur.
Aslında herkesin bildiği ama görünmez tiyatro oynatıcıları kuvvetle muhtemel bir genç kızın kanının yeterli olmadığına çoktan karar vermişlerdir. Çok daha fazla kan akması senaristlerce muhtemelen çoktan kararlaştırıldı. Senaryosu klasik konusu aynı lazım olan sadece kanı taze olan bugünkü oyun. Perde açıldı bile.
Bu tiyatroda önemli olan ilk kan akmasıdır. Sonrasına kanın kimden aktığının hiç önemi yok. Yeter ki kan aksın.Veee tiyatro bittiğinde senaristler mutlu olsun daha doğrusu mutlulukları sürsün.
Başkanım bunu kabul etmiyoruz! Susmayınız! Kan akmasını istemiyoruz. Herkesin başkanı idiniz haydi yine herkesin başkanı olduğunuzu hissedelim...