Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi bakanları bugün hatta biraz sonra açıklanacak.
Yazılı ve görsel medya günlerdir işte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi nedir ne değildir sorusuna cevap aramaktadır.
Biz biraz aykırı bakıp tersinden düşünelim.Hani seçimlerde parlamenter sisteme dönmeyi vaat edip oy isteyenler var ya onlar Cumhuriyet tarihinden dolayısıyla parlamenter sistemden bihaberdirler ve zaten halkla da ilgileri yoktur. Zaten partinin adına halk kelimesini eklemek ile de halkın partisi olunamayacağını seçim sonuçları da göstermektedir. Parlamenter sistemde neler yaşadık şu an devam etseydi sonra muhtemeldir ki neler düşünecektik kısaca bir göz atalım.
Parlamenter sistem olsaydı hepimiz halen merak edecektik neyi mi; halkın seçmediği ancak buna rağmen cumhurun başı denilen cumhurbaşkanı kime hükümet kurma görevi verecek diye halen merak edecektik. Artık etmiyoruz.Çünkü seçim akşamı hükümeti kimin kuracağı belli oldu ve bu konuda merak edilecek bir şey kalmadı.
Parlamenter sistem olsaydı halkın seçmediği cumhurbaşkanının hükümeti kurma görevi verdiği verdiği parti başkanının oluşturduğu bakanlardan beğenmediği olacak mı acaba diye merak edecektik
Hadi diyelim Cumhurbaşkanı onayladı Ondan sonra mecliste yeni kurulan bu hükümet güvenoyu alacak mı alamaz ise ne olur seçimler yenilenecek mi gibi sorularda sorulacaktır.
Farz-ı muhal güvenoyu alındıktan sonra arada gensoru verilip hükümet düşürülürmü diye endişelenmeye de devam edecektik. Diğer koldan hükümeti nasıl düşürelim çabaları hep devam edecekti bu yönde hepu mut olacaktı
Yine geçmiş parlamenter sistem tarihine baktığımızda otellerde milletvekili matematiği ile oynayarak yıkılan ve kurulan ve futbolcu gibi milletvekilliği transferleri ile yıkılan ve kurulan hükümetler hiç aklımızdan gitmediği için acaba milletvekili transferleri olur mu olmaz mı Hep merak edecektik.
Milletvekili transferlerinin karşılığını yani bedelini Hep merak edip duracaktık.Artık artık bunlara son merak etmeye de son.
Bu arada hiçbir sorumluluğu olmayan cumhurbaşkanının Millet Meclisi’nin çıkardığı kanunları beğenip beğenmediğini veto edip etmeyeceğini hep merak edecektik. Artık etmeyeceğiz.
Ne çabuk unuttuk 28 Şubatta gazete ve televizyonlarla hükümetler yıkıldığını hükümetler kurkurulduğunu. Gazete ve televizyonlar hükümet yıkmak kurmak isteyenler. Orada durun. Artık bitti.Yok. Haydi yürü çalış millete dayan. Yarıdan bir fazla oy al başkan ol hükümeti kur. Zor mu. Buna göre çok zor hatta imkansız gibi bir şey. Böyle düşünenlerin üzülmesi ve Eskiye dönüş ile ah çekerek parlamenter sistemi ödemeleri hiç bitmeyecektir.
Dolaylı dolaysız açık kapalı örtülü örtüsü modern, modern olmayan gibi birçok türünün yaşadığımız darbelerin ansızın ve sıcak bir yaz günü veya göstere göstere zemin oluşturularak gelebileceği korkusunu her an hissederek ve bilerek yaşayacaktık. Darbe bitti.
Milletvekilleri bakan olmak için canla başla gayret edip milletvekilliğini unutacaklardı. Artık sadece milletin vekillerini yapacaklar.
Kısaca birçok ayardan geçmiş ve kurulmuş parlamenter sistem hükümetine mecbur kalacaktık ne zaman yıkılacağını bilemeyecektik. Birilerine veya bazı güç odaklarına göre raydan çıkan sistemi birçok ayarıyla oynayarak her zaman kendilerince rayına sokma imkanları hep ellerinde olacaktı. Artık bitti,ayar yok.Ayar 5 yılda bir olacak.Ayarlama yetkisi de halkta olacaktır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminde ne olacak. Evet bu sorunun cevabını esasen almaya başladık bile.Yuukarıda hep belirsizlik taşıyan süreçler artık ortadan kalkmıştır.Hükümete ayar veren açık kapalı yasal gayri yasal örtülü Örtüsüz silahlı Silahsız askeri gayri askeri sivil okumuş okumamış Her çeşit ayarlama farkındaysanız artık konuşulmuyor.
Ne konuşuluyor bir bakalım.
Yarıdan fazla ekseriyetle ilk turda seçtiğimiz cumhurun başı aslında başkan bakanları yani icra vekilleri ne yani hükümeti açıklasın diye bekliyoruz.
Milletvekilleri de bakan olacağız diye heyecanlı olmadıklarını da gözlemliyoruz.
Evet kurulacak bu hükümetin bir yerlerden tasdik almasını konuşmuyoruz.Esasen bu olgu dahi başlı başına sistem değişiklidir.
Artık meclisin kanunlarını sorumsuz cumhurbaşkanı veto etmeyecek,edemeyecek. Etmesinden az çekmedik.Bu kuraldan unutmayalım
Meclis esas işini yani kanunları yapacak sorumlu olan Cumhurbaşkanı hükümeti ile birlikte uygulayacak bundan sonra.
Tokmak yasal olarak sorumsuz de milletin seçmediği cumhurbaşkanının elinden alınmıştır. Bu böyle biline.Bu durumdan hoşnut olmayan kişiler kurumlar var.Unutmayalım.Ancak demokrasinin olmazsa olmazı halktır,halkın istediği olur.Halk başkanı seçti sorumluluk verdi. Bakanlarını seç ülkeyi Yönet 5 yıl sonra gel karşıma dedi.
Bu göreve talip olan artık meydanlardan yani halkın oyundan geçecektir.Parlamenter sistemi öven bir kısım siyasiler ve partiler bugüne kadar yaşadığımız siyasi filmleri unutmuş olabilirler ama halk unutmaz unutmadığını da başkanı İlk turda seçerek tüm dünyaya gösterdi.
Ben Ve benim gibi Milyonlar artık parlamenter filmlerini istemiyoruz. Müdahalele istemiyoruz,herkesin işini yapmasını istiyoruz.Beş yıl süre veriyor 5 yıl sonra sandıkta hesabını sorarım diyoruz.Yani olay basitleşmiştir,iyi olmuştur. Bu haliyle isteyen istemeyen herkesin anlayacağı karmaşık olmayan sade bir durumdur.
Türk tarihinde Lider güçlü olduğunda Cihan imparatorlukları kurulduğu adaletle hükmedildiği görülmektedir.
Günümüzde tek adam gerekçesi ile diktatörlük ve dolayısıyla kötüleme ve aşağılama kampanyası bilerek ve isteyerek yürütülmektedir. Ancak ne gariptir ki batı destekli bu sürekli kampanyaya rağmen halkın yarıdan çoğu TEK ADAM’ı istemektedir.
Biz biraz aykırı bakalım Tek Adam mı çok adam mı sorusu sorulduğunda Tek Adam’ın iyi olduğu kanaatindeyiz ya da çok adam İyidir gibi bir önermenin doğru olmadığı kanaatindeyiz.Tek Adam iyi değilse çok adamın da iyi olmayabileceği düşünülebilir.
Burada iyi ya da kötü adam sayısıyla ilgili olmadığı basit mantıkla ortaya çıkmaktadır.
Gerçekten demokrasiye yani halkın seçimine saygı duyan kişi ya da kurumlar bu sonuçtan asla rahatsız olmaz.Rahatsızlık duyduklarında meşru yoldan değiştirme çabasında olurlar yani seçilme gayretine girerler başka yol yoktur.
Burada şüphesiz derin üzüntüye girenler olacaktır. Bunlar kimdir. Halkı adam yerine koymayanlardır. Bunlar üzülsün hem de çok üzülsünler.
Tek adam diye hakir gördükleri halkın seçimi neticesinde Türkiye’nin hatta tarihi dini ve kültürel olarak asırlardır birlik içinde olduğumuz yakın coğrafyamızın diğer bir deyişle Osmanlı coğrafyasının kabuk değiştirip zaman içinde halkların birleştiğini yani tek devlete dönüştüğünü görüp hayret edeceklerdir.Ancak bu dönüşüm kendiliğinden ve emeksiz olmayacak belki de yüzyıllar alacaktır.Bizimle ilgisi olmayan batının çizdiği uydurma sınırlar kalkacak ve yönetilen değil adaletle hakça paylaşan ve kendi kendini yöneten BÜYÜK ÜLKE olacaktır. Şu anda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içinde olanların ve en küçüğünden en büyüğüne kadar yetki kullananların bundan sonra yetki sahibi olacaklarını da bu mefküre ile 2071’inde çok ötesini hayal etmeleri gerektir.
Büyük ülkele doğru...