Fransa’da bir öğretmen arkadaşımız, köpeği çocuğunu korkutmasın, saldırmasın diye komşusunu uyarıyor. Cevap şu:
-Köpeğimin aşısı var.
Arkadaşımız öfkeleniyor:
-Çocuğum korkutulursa, ısırılırsa ben sana gösteririm. Fransız, sakin bir şekilde:
-Köpeğimin avukatı da var.
Bu Corona, bazı insanların içindeki canavarın fotoğrafını ortaya çıkardı.
İlk zamanlar aşırı yiyecek istifi çılgınlığı yaşandı.
Bir kısım aklı evvel “bu salgına sebep umreden dönenler ve ziyaretçileridir” diye hemen tezvirata başladılar, sonradan görüldü ki bu mikrop daha çok batı Avrupa’dan ülkemize seyahat edenler aracılığıyla salgına dönüştü.
Bilgisizliğin insanı canavarlaştırdığını gördük bu süreçte. Coronayı ancak “kor ana” diye söyleyebilenler bile virüs uzmanı kesildi sosyal medyada, ulema olmalarına çeyrek kaldı.
Aşısı yok bu salgının. İlk tedbirler “Maske, mesafe, temizlik” olarak belirlendi. Toplu yerlerden uzak kalınması gerekçesiyle okullar, iş yerleri tatil edildi. Sosyal hayata kısıtlama getirildi. Yirmi yaş altı ile altmış beş yaş üstü vatandaşlarımız belli saatlerde sokağa çıkabildi.
Sorunlular, her devirde sorumlularla uyuşamaz zaten. Bu tedbirleri özellikle gevşeten, tanımazdan gelenlere ceza kesildi. Korona virüsü taşıdığı belirlenip karantinaya alınanların defalarca kaçıp sokaklarda gezdiği görüldü. Cenazeler, taziye ziyaretleri, bulaşmak için fırsat arayan virüs için aranıp bulunmaz ortamı hazırladı.
Derken, korona virüsünden daha ölümcül olan “yanlış bilgilerle algı yönetimi” (dezenformasyon) dönemi başladı. Sanki ülkenin yarısı ölmüş gibi sahte görüntüler eşliğinde haberler yayanlar oldu.
Bana gelen bir özel video, sanki bir hastane morgu önünden canlı yayın yapıyor gibi devamlı ceset taşındığını bildiriyordu. Bu illetten vefat edenlerin nakil ve defin işlemlerinde özel yöntemler kullanıldığını bilmediğim tezi üzerinden algı operasyonu yapmaya çalışan bir alçak vardı karşımda…
Zamanla aşı çalışmaları yapıldığı haberleri gündemde oldu. Bizdeki çalışmalarla alay edenler, bunu başarmamızdan olumsuz etkilenecek olanlar tezlerini, “"Türkiye'de Koronavirüs aşısını üretebilecek tek yerin kapatılan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü olduğu” iddiasıyla toplumda karamsarlık yaratma amacındadırlar bana göre.
Dünyada ilk aşı çalışmalarıyla ilgili haberler başlayınca, bizimkiler, bu sefer aşı olup olmama konusunda gerginliğe başladılar.
Çin aşısı, Alman aşısı tartışmaları arasına, aşıların sağlıklı/yeterli olup olmayacağı tartışmaları başladı. “Önce yöneticiler aşı olmadan aşılanmam” diyenler yanında, ”sağlıkçıları ve yaşlıları kobay olarak kullanacaklar” yalan haberleri yayıldı…
Bu günlerde, bütün olumsuzlukları sağlık bakanı üzerinden iktidara yamama gayretleri oldu. Bir tek “bu virüsü hükümet üretmiştir” demedikleri kaldı… Sağlık çalışanlarının insanüstü gayreti kulak ardı edildi çoklarınca. Hastalanıp gazilik, vefat edip şehitlik mertebesi kazanan onlar değil mi?.
Birbirine sağlık dileyenlerden biri şöyle yazmış: “Gizli bir düşmanla karşı karşıyayız. Yaşamak için direnmek gerek. Hem virüse hem de bizleri bu virüse karşı savunmasız bırakanlara…”. Bizi savunmasız bırakan kim” diye sorsanız, “elbet bizi yönetenler” der, peşine “özellikle ölmemizi istiyorlar” diye eklerler…
Bir Prof. “Kimseyi aşı olması için zorlayamayız. Ama "ben aşı yaptırmam" diyenler birer vatan haini. Onlara kız bile vermeyeceğiz. Resmi dairelere giremeyecekler. İnsan vücudunun dokunulmazlığı nedeniyle mecbur etme şansımız yok ama kurallar koyacağız…” şeklinde açıklama yaptı, ortalık karıştı.
Yapılan bir araştırmada %30 civarında bir zümre aşı olmayacağını bildiriyor. %25’lik bir zümre ise yerli aşı olursa vurdurabileceğini belirtiyor.
Evde bunalır, maskesiz sokağa çıkarsınız, maskeyi kolunuza takarsınız, sokakta güvenlik güçleriyle çatışır zorluk çıkarırsınız, bir kısmınız, havasız kapalı mekânları oyun salonu, parti mekânı yapar, mühürlenmiş kapıları kırıp tekrar kumarhaneye dönüştürür… Söyleyin, anlayalım: Siz şaka değil gerçeksiniz öyle mi?
Yerli aşıyı kim istemez? Peki şu an yerli aşı yoksa ne yapmalı?...
Köpeğinin aşısına gelince, yerli olup olmadığına aldırmayanlar arasında koronavirüs aşısında yerliliği tartışan var mı acaba?
Aşı olmamakta direnenler, sığ siyaset anlayışları yüzünden bütün topluma korku ve endişe virüsü bulaştırdıklarını düşünmezler mi?
Siz hep mi böyleydiniz yoksa Covit 19 mu ayarınızı bozdu, bilemez olduk.
Allah bilir, köpeğiniz aşılıdır ve hatta avukatı bile vardır ama aşı olmamakla aspirin alamayacak insanların sağlığıyla oynarsınız.