“Cumhuriyet” dendi mi akla doğrudan Atatürk gelir ve gelmelidir. Cumhuriyet kadını, Cumhuriyet öğretmeni tanımlaması, Atatürk’e sarılma, benimseme anlamı taşıyacağı gibi Atatürk’e sığınma, eylemlerini ona mal etme gayreti gibi gelmiştir bana…
Onlarcası içinden şimdi anlatacağım şu canlı örnek iddiamın delili değilse kör baltayla kesin beni gitsin.
Samsun’da kurulan adı “Mobil Santral” olduğu hâlde mukim santralin kuruluşunu protesto etmek üzere bütün STK’ların ortak bir eylemi oldu.
Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan konuşmaların ardından topluca Çiftlik Caddesine doğru yürümeye başladık.
Çiftlik’in sonuna doğru bir yerde tanıdıklar seslendi kenardan:
-Ey gidi Abdullah Dede başkanım, sen ne için yürüyorsun, en önde yürüyenler ne için yürüyor bir bilsen!...
Hemen çıktım kortejden hızla öne yürüdüm. Olgunlaşma’dan Lise Caddesine dönülen yerde yetiştim baş tarafa. Benzer etkinliklerden tanıdığım ve taşıdıkları “Cumhuriyet Kadınları” pankartının arkasında, eşlerini öte tarafa öncü göndermiş hanım ablalar yürüyorlar.
Neydi esas konumuz, çevre kirliliği yapması muhtemel Mobil Santralın kurulmasını engellemek… Ablalar şöyle haykırıyorlardı:
-Türkiye lâiktir, lâik kalacak…
Kendimi çok kötü hissettim. Arkadaşlarımın uyarısı sanki o anda suratıma indi şamar gibi, yüzümden ateş yükseliyordu. Kullanılmışlığın acısını tek başıma çekmek için Lise Caddesinden Bulvar’a doğru ters yönde tırmanmaya başladım…
Hayretim, kullanılmışlık hissimle boğuştu günlerce ruhumda. Karar verdim, artık ondan sonra elindeki ipin nereye bağlı olduğu bilinmeyen çapsızlarla ortak eyleme katılmıyorum.
Kenarında tarlası olmayanlar, ekinleriniz ürün vermesin diye suyu tersine akıtmak için her yolu kullanıyor günümüzde. Üzüm yemeye değil bağcıyı dövmeye gideceğini bildiklerinizle aynı yolda yürümek ahmaklık değil midir?
Akıllı insan, aynı delikten iki defa elini yılana sokturur mu?
Şimdi, kimlere “Cumhuriyet Kadını, Cumhuriyet Öğretmeni, Cumhuriyet Çocuğu” deniyorsa içim ürperiyor…
Atatürk ve Cumhuriyet yan yana çok yakışır elbet ama Atatürk ve Cumhuriyet’i sadece LAÎKLİK paydasında eşitlerseniz nazarımda art niyetliler, istismarcılar listesinde yerinizi alırsınız. Yaşadıklarımdan çıkardığım ders budur.
Neye tepkiniz varsa onu değil kafanıza kazınmış “Türkiye lâiktir, lâik kalacak” diye bağırırsanız ya algılarınız arızalıdır ya iletmek istediğiniz mesajın kaynağı kirlidir.
Cumhuriyet kendi değerlerini üreterek kendine yakışan insan tipini henüz yetiştirememiş ve Atatürk’ün asil kişiliğini kavrayacak, Türk’ü Türk yapan maddi ve manevi değerlere sahip nesiller yetiştirmekte çok ağır mesafe almaktadır.
Türk Kadını, Türk Öğretmeni ve Türk Çocuğu olduğunun bilincinde olmaktır asalet. Gerisi safça aldanıştır, kandırılmışlıktır.