Lafla Peynir Gemisi Yürür mü? Yürümez mi, gerekirse dağlardan aşırır, yürütür bizdeki allâmeler.
Efendim, “Dünya Yardımcı Hizmetliler Yarışması” ında sıra Türkiye temsilcisine gelince jüri birbirine bakışır…
Karşılarında kravatlı, takım elbiseli, saç, sakal çok bakımlı film yıldızı gibi biri durmaktadır.
-Siz Türkiye’de ne iş yapıyorsunuz, diye sorar jüri başkanı hayretle.
-Yardımcı hizmetli(hademe)yim efendim.
Jüri, yine birbirine bakarken sorar biri:
-Çok kirlenmiş bir lavaboyu nasıl temizlersiniz?
-Camları ve pirinç bir vazoyu nasıl temizlersiniz?
-Tabloların temizliğinde nelere dikkat edersiniz?
Hiç birine tatmin edici bir cevap alamayan jüri, kısa bir görüşme yapar. Ortak kanaat “Türkiye’nin bu yarışmaya bir diplomatını gönderdiği” şeklinde olunca:
-Peki, siz cumhurbaşkanı olsanız Türkiye’yi nasıl kalkındırırsınız, diye sorarlar…
Başlar anlatmaya, “İç borç, dış borçlar, genç nüfusun üretime katılması ve istihdamı, eğitimde yeni teknolojiler…” diye sular seller gibi akar bizimki…
Jüri ağzı açık dinlemektedir. Bakarlar ki biteceği yok, jüri başkanı keser sözünü yardımcı hizmetlimizin ve ekler:
-Bu anlattıklarınızı hangi ülkede yaparsınız o ülke kalkınır. Bunları biliyorsunuz ama işinizle ilgili hiçbir şeyi bilmiyorsunuz. Buna ne diyorsunuz?
-Efendim, biz mesaide akşama kadar bunları konuşuruz, der yarışmacımız ve bir gerçeği jüri önünde belgelemiş olur.
Her konuda sözü olan herbokologlar ülkesinde keşke herkes sadece işini iyi yapacak kadar namuslu ve bilinçli olsa.
Yurt dışında ulaştığım şu tespitimi sizlerle paylaşmak istiyorum:
Kimse sözünüzü kesmez, sonuna kadar dinler ve ardından:
-Anlattıklarınız beni ilgilendirmiyor, der, kalkar gider.
Her konudan birden fazla doğrusu olan, sizi uslu kuzular gibi gütmeye çalışan, her duyduğuna inanan, ezberlenmiş cümlelerle her konuya dalan, boşta gezip boş boş konuşan ne çok insan var etrafımızda, bilirsiniz.
Herkesin spordan siyasete, üretimden tüketime, hukuktan millî kültüre her şeyi bildiği bir ülkede hiç kimse bilmesi gerekenleri tam olarak bilmiyor demektir.
Gereksiz işlerle uğraşmayacak kadar ciddi, sizi sonuna kadar dinleyecek kadar nezaketli insanlarla bir arada olmak istemez misiniz?
Bırakın, peynir gemisini kaptanı yürütsün derya üzerinde, siz işinizi yapın adam gibi…