Zaman üstündeki tozlardan kurtuluyor, çok şükür. Ülkü, Kızılelma’ysa eğer manavdan seçerek alınan elma, bir garsonun takdimiyle elde edilecek pilâv gibi kolay olmaz.
Elli yıl önce, suç isnat eder gibi “Turancı” diye aşağıladıklarını zannedenler karşısında ilk zamanlar savunmaya geçtiğimi hatırlıyorum. Çünkü Turan’ın ne olduğunu bilmiyorken bile kendileri gibi soyu soysuz olmadığımı bilirlermiş meğer…
1992 yılında dönemin koalisyon hükümetinin başbakan yardımcısı Erdal İnönü’nün de katılıp örs üzerinde demir dövdüğü “Türkçe Konuşan Devletler, Devlet Başkanları Zirvesini” başlatan Alpaslan Türkeş, 1944’te “Irkçılık/Turancılıkla” suçlanıp tabutluklarda sorgulanmıştı.
Erdal İnönü, o devrin Cumhurbaşkanı ve davaya doğrudan müdahil olan İsmet İnönü’nün oğlu, 1992’de, şimdiki HDP’nin de yer aldığı SHP’sinin Genel Başkanıydı.
O günlerde yurt dışında görevliydim. Antalya’daki ilk toplantıda Erdal İnönü, Türk Devlet ve Toplulukları başkanlarının önünde demir döverken TV karşısında mutluluktan nasıl ağladığımı bir ben bilirim.
Yıllarca gönüllerde saklı olan ülkümüzün gerçeğe dönüşeceğinin ilk işaretini aldığımız çok kutlu bir gün olmuştu o gün.
Liderlik, Ülkü eri olmak budur işte.
Babasının sizi suçladığı kutsal davada bir gün oğluna Kızılelma’nızın ilk işaret fişeğini ateşleme fırsatını hazırlayacak azim ve kararlılığı göstermek her babayiğidin harcı değildir.
Yıl 2021. Şükürler olsun ki gençlik yıllarımızda sağımızdan solumuzdan yüzümüze, olmazsa gıybetimizden bize “Irkçı, Turancı, Faşist, Kurtçu, Putçu” diye çemkirenlerin gözlerinin önünde ve en önemlisi Cumhurbaşkanlığı Makamı seviyesinde AYNI MİLLET, AYRI DEVLET başkanlarının bir araya gelmesi, Türk Konseyi’nin toplanması gerçekleşti…
Alpaslan Türkeş’in halefi Sayın Devlet Bahçeli, son MHP Grup toplantısında şunları söylemiştir:
“… Önümüzdeki dönemde Türk Konseyi’nin Ahlat’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde toplanması en büyük arzumuzdur.
Türk Konseyi’nin tezahür etmesinde emeği geçen Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, Azerbaycan’ın, Kazakistan’ın, Kırgızistan’ın, Özbekistan’ın, gözlemci ülke Macaristan’ın devlet ve hükümet başkanlarına şükranlarımı sunuyorum.
Allah hepsinden ayrı ayrı razı olsun.
Diyorum ki, dilde birlik, fikirde birlik, işte birlik.
Diyorum ki, heveste birlik, heyecanda birlik, hedefte birlik.
Diyorum ki, akılda birlik, ahlakta birlik, atide birlik.
Buradan Türk Konseyi’ni, Türk yurtlarını, mazlum soydaşlarımızı özlemle selamlıyorum.”
50 yıllık fikir tarihimin bütün özlemiyle “Aleykümselam” diyorum.