TOSUNCUK, YETİŞKİN ÖKÜZLER VE KAZIKBANK
Çiftlik Bank davasıyla sanatçılar, bürokratlar, açgözlü hırsız/arsız takımı ve basınımızın şerefli (?!?) mensupları sırat köprüsü üstünde test edilmektedir…
Sülün Osman’a yamanmış bir söz var:
-Ben hiçbir zaman eline fırsat geçince beni dolandırmayacak birini dolandırmadım.
“Dün Tosuncuk lakaplı Mehmet Aydın’ın mahkemesi vardı” diyor bir kanalın sabah programında ismi lâzım değil bir programcı.
O körpe danaya o lâkabı takan kim, siz. Onu herkesi kandırsın diye şişire şişire haber yapıp kamuya pazarlayan kim, siz. Yüz otuz bin civarında yağmacı ruhlu insanın mağdur olmasına az da olsa sebep olan kim, siz…
Şimdi Tosuncuğunuzun yetmiş beş bin yıldan fazla hapis istemiyle yargılanmasını da ekranlarda yargılayan kim, siz (veya içinizden bazı çeyrek akıllılar).
Az parayla çok kazanacağının hesabını yapan, o kadar bin yıl ceza istenmesini geğire geğire haber yapan, sosyal medyada bu konuyu çok çok sakız edenler siz, evet siz muhtemel dolandırıcıların figüranları veya hedef kitlesisiniz ama farkında değilsiniz.
Az yatırıp çok para kazanma hırsı ile yangından mal kaçırır gibi birikimini paraya çeviren, bankalardan para çekip Çiftlik Bank’a yatıran mal gözlülerden kim hesap soracak?
Duruşmada “Ben ortaokul mezunu biriyim, koca koca bürokratları, milletvekillerini nasıl kandırabilirim” demiş Mehmet Aydın. TV programcısı bunun “suçtan kurtulmak için” söylendiğini ima ediyorsa da ben “yaptığı işin art niyetle yapılmadığını yani “neticesini öngöremediği” bir suçla karşı karşıya olduğunu belirtmek ve cezada indirim amacıyla söylediğini düşünüyorum.
Peki, Çiftlik Bank’ın tanıtım etkinliklerinde yer alan sanatçı ve bürokratlardan hesap soran olmayacak mı? İçlerinde bu dalavereye para yatıran yoksa onlara da “Bilinçli Taksirle suç işlenmesine” yardım ve yataklıktan dava açılamaz mı?
TCK’nın 22.maddesine baktım bu yetişkin tosunlar ile ilgili bir açıklık yok. Tek açık kapı bu işe para yatırıp yatırmadıklarıdır.
Bürokratlar para yatırmamışlarsa bu, erişkin tosunların yavru tosuna el vermesi suçunu işlemesidir ki ilk görünüşte böyle bir durum açıkça belli değildir. Onlar da mağdur ise durum farklı olur…
En çok, kazancında alın teri bulunan ahmaklara acırım. Diğerlerinin acısı bana caz müziği gibi gelmektedir.
Allah korusun, memleket bir darlıkla karşılaşsa çayır çayır insan soyacak zihniyet taşıyan, ekmediği yerden biçme hesabı yapan bu tür insanlardır.
“Tosuncuk” denen kişi yurt dışına kaçınca başka yetişkin tosunlar/öküzler “Paranızı kurtarırız” diye ortaya çıktığında tekraren tongaya düşenler varsa onlara verilecek ceza, ya çocuk sahibi olmalarına yasak getirmek veya mevcut çocuklarına veli/vasi olmalarını engellemektir.
Eğer gelecekte böyle acıların yaşanması istenmiyorsa bu gibi davalar çok önemlidir. İnşallah hukuk en iyi sonuca varır. Aksi hâlde dünün Çiftlik Bank’ı yarı Kazık Bank olarak çıkar karşımıza.