Çocuklarına önem vermeyen toplumlar gelişemez, zaman içerisinde zayıflar.
23 Nisan gelecek diye kaç uykusuz gece geçirirdik. Şiirler ezberler, şarkılara, türkülere, marşlara sesimizi katmak için ne çok gayret gösterirdik…
Bizi dünden ayıranlar, çocuklarımızın yarınlarına kıymak için can atanlardır.
Ne bahanelerle 23 Nisanları, 19 Mayısları önemsizleştirip değersizleştirerek sildiler.
23 Nisan gibi dünyadaki tek çocuk bayramını tarihten silmek için aynı günlere Kutlu Doğum Haftası’nı yamayarak bütün ilgi ve dikkati bu konuya çektiler.
Hicri takvim her yıl 10 gün önce başlayarak 36 yılda bütün ayları dolaşır. Bir insan 36 yıl oruç tutmuş olsa yılın her günü oruç tutmuş olur.
Hicrî takvimde aylar, Muharrem, Safer, Rebiyülevvel, Rebiyülâhır, Cemaziyelevvel, Cemaziyelâhir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce’dir.
Bu takvime göre şu an Şaban ayı.
Rebiyülevvel ayında doğan Peygamberimizin doğumunu şimdi Şaban Ayı’nda kutlamış olduk. Üç gün sonrasında Mir’aç Kandili…
Gördünüz mü garabeti?…
Korkarım bunlar orucu Şubat Ayı’na yapıştırırlar… Ondan sonra Şubatta oruç, Nisan 20’da Kutlu Doğum…
Dininiz, imanınız kutlu olsun.
Meraklıları için geçmişte yazdığım bir 23 Nisan Duyguları metnini veriyorum:
BİZ YARINLARIN TÜRKİYE’SİYİZ
(23 Nisan Duyguları:)
HEP BİRDEN: Türk çocuğuyuz hepimiz.
Aslımız, neslimiz temiz.
Çalışıp yücelmektir gayemiz.
Biz yarınların Türkiye’siyiz.
Yarına giden yolun
Aydınlık yolcularıyız biz.
Emeğimiz, gayretimizdir gücümüz.
Biz yarınların Türkiye’siyiz.
..............: Ben doktor olacağım.
Yurdumun bir köşesinde,
Şifa dağıtacak ellerim.
..............: Öğretmen olacağım ben de.
Benim de öğrencilerim olacak,
Onlarla ışıyacağım yeni güne.
Yarınlarıma aydınlık doğacak,
Işığım karanlığı boğacak.
..............: Hâkim olacağım, davalara
Bakacağım, haklı-haksız
Bilecek yerini.
Haksız güçlü ezemeyecek zayıfı;
Haklı güçsüz boynu bükük
Gezmeyecek.
..............: Sanatçı olacağım ben,
Yeni duyuşlar, yeni sezişler
Sunacağım insanlığa.
Dünü bugüne, bu günü yarına
Taşıyacağım renklerde, çizgilerde.
Seslerden nağme nağme
Perdeler açacağım gönüllere.
Benimle gülüp eğlenecek ülkem,
Ben sevdireceğim aziz vatanı.
Eserlerimle, sevgi bağına
Dalacak korkusuzca çocuklarım.
..............: Çiftçi olacağım toprağımda...
Dedelerimin kanla, canla
Suladığı emaneti, terimle besleyip,
Sevgimle süsleyip
Öyle bırakacağım torunlarıma.
............: İlim adamı olup yeni buluşlarla,
Öncüsü olacağım insanlığın.
Yeniçağa, yepyeni umutlarla
Damgasını vuracağım Türklüğün.
Atatürk’üm, emrindir
Çağdaş uygarlığı yakalamak.
Hedefim hiç durmadan, koşarak
Çağdaş uygarlığın üstüne çıkmak.
.............: Kadın, erkek, kız, kızan.
Asker olacağız bir de.
Gerektiğinde bin defa,
Canımız fedâ olsun yurda.
HEP BİRDEN: Türk çocuğuyuz hepimiz.
Aslımız, neslimiz temiz.
Çalışıp yücelmektir gayemiz.
Biz yarınların Türkiye’siyiz.
Yarına giden yolun
Aydınlık yolcularıyız biz.
Emeğimiz, gayretimizdir gücümüz.
Biz yarınların Türkiye’siyiz.
Türklük bahçesinin
En nadide çiçekleriyiz hepimiz.
Bizimle süslenip şenlenecek yurdumuz,
Biz yarınların Türkiye’siyiz.
Herkesin ortak dileği:
Emin ellerde görmek ülkeyi.
Biliyoruz verilen emeği...
Biz yarınların Türkiye’siyiz.
Bir türkü dolaşır dilimizde:
“Baş koymuşum Türkiye’min yoluna.”
Engel tanımayız bu yolda;
Biz yarınların Türkiye’siyiz.
(Samsun, 31 Mart 2002)
(..... ‘lı yerlere öğrencilerin adları veya meslek adları yazılacaktır. Birkaçı asker olmak üzere 10’dan fazla öğrenci görevlendirilmelidir. Öğrencilere değişik kıyafetler giydirilebilir.)