Fransız meslektaşım bir hanımefendi sordu:
-Sizde oruç tutma yaşı kaçtır?...
Anladım ki sınıfında oruç tutan bir Türk çocuğu var. Yine hemen aklıma geldi ki o sınıfta başka Müslüman milletlerin de çocukları vardır. Yoksa “Sizde” diye başlamazdı sorusu.
-Jimnastik, bale, futbol öğrenmeye küçük yaşta başlatırız çocukları ama yarışmacı olmaları için belli yaşlara gelmeleri gerekir. Bizde alıştırma olsun diye önce öğleye kadar, sonra ramazanın başında, ortasında ve sonunda bir gün tutturulur, buna “üçleme” denir. Sonraları çocuklar istedikleri günlerde oruç tutmaya başlarlar belli yaşlardan sonra…
-Tamam, tamam, anladım, diyerek çok olumlu karşıladı.
Araştırdığımda öğrendim ki o meslektaşım bir öğleden sonra derste uyuklayan çocuğumuz için sınıfı şöyle uyarıyor:
-Aman sessiz olun, uyandırmayın. O, oruç tutuyor, deyip başını okşuyor hafiften.
Yıllardır ülkemde nüfus kâğıdına göre “dili dilimden, dini dinimden” olup oruca, oruçluya aşağılayarak tepki gösteren, oruç tutan çocukları sınıfta rencide edecek tepkiler gösteren ne eğitimciler gördük…
Sebebini araştırmak bana düşmez ama üzerinde düşünmek aklın gereğidir.
Eğitim bilimcilerin görevlerinden biri herkese değerler eğitimi verilmesinin yollarını göstermek, ona göre eğitim –asla öğretim değil- planlaması yapılmasını sağlamaktır.
Dili dilimden, dini dinimden görünüp değerler eğitiminden nasipsiz olanlar yerine, o gayrı Müslim hanım çocuğumun öğretmeni olsun isterim.
Savaşlarda bile dini kurumlara, yapılara, din adamlarına, çocuk ve yaşlılara, kadınlara, silahsızlara dokunulmasını yasaklayan bir inanç sisteminin mensupları olmak yetmiyor görüldüğü gibi.
İnançlı insanlarla inanç sömürücüleri bir tutulamaz.
Kendi kültür değerlerini, inançlarını, olumlu gelenek ve göreneklerini öğrenip davranışa dönüştürmek Millî Eğitimin temel amacı olmalıdır.
Eğitim programlarına yazmakla başarılmaz bu. Eğiticilerin (ana, baba, akraba, yakın çevre, öğretmenlerin) ve yöneticilerin ortak değerlerde buluşmasıyla kazanır çocuklarımız insanca değerleri.
Bu ramazan gününde o değerli Fransız öğretmeni hatırlayınca bunlar geldi aklıma.
İnsan olmak, doğuştan itibaren verilecek eğitimlerle olgunlaşmanın adıdır.