Karşılıklı yirmi iki kişinin yer aldığı futbol oyununda çeşitli sistemler vardır. Her hoca sistemine uygun futbolcuları bulur getirir veya yetiştirir.
Yönetenler de sistemlerine uygun kişilerle çalışırlar veya onları yetiştirirler, böylece her takımla rahatlıkla başa çıkabilirler. Yeter ki oyun kuralları ortak olsun.
Farklı sistemlerde yetiştirilmiş ayrı ülkelerden yirmi iki futbolcu, üç hakem bulup bir araya getirin, birbirlerinin dilini anlamadıkları hâlde oynanan futbol maçını zevkle seyredersiniz.
Niçin?
Futbolun kuralları her yerde aynı çünkü…
Günümüzde hiçbir hüneri olmayan, genel kabul görecek bilgilerden habersiz, kendisi ve sahip olduklarından başka hayatla bir bağı bulunmayan insanlar üretiyor eğitim sistemimiz.
Arkadaşları sanaldan. Oturup bir çay içecek kimseleri yok.
Akrabalarla ilişkileri bayramdan bayrama, o da yarım yamalak, yüzeyden...
Bir daireye, iş yerine vardıklarında kendilerini ifade edecek dil becerileri yok.
Kendilerine sorduğunuz genel kültür, tarih, coğrafya, din kültürü ya da matematik sorularına cevap verip yorum yapmaları imkânsız.
Seçenekleri vermezseniz adını da sorsanız, karşınızda duvar gibi dururlar genel olarak.
Spor, müzik, resim, sanat alanında doğru dürüst bir becerileri yok. Sadece tüketirler zamanı dinleyici, seyirci olarak…
Evdeki çiçeklerin, bahçedeki ağaçların adlarını, birbirlerinden farklı veya benzer yönlerini ayırt edemezler.
Baharın getirdiklerini, yazın pişirdiklerini, sonbaharın sofraya serdiklerini göremezler, kıyaslama yapamazlar.
Sevdaları ellerindeki elektronik oyuncaklar, kullandıkları eşyaların markaları ve fiyatları üzerinedir. Bu sevda ile yetinirler.
İnsanın insanla, insanın yurdu, milleti ve diğer milletlerle ilişkilerinden habersizce yaşayıp giderler.
Aşk, sevda, görevde sebat, istikrar, başarısızlıklar karşısında kendini yenileme ve geliştirme konularında arızalı bir nesil.
Ülkesi, çevresi, akrabaları ve etrafındaki insanlara karşı duygusuz ve duyarsız bir insan tipi.
Tek başına ormana bıraksanız yaşamak için daha faydalı beceriler geliştirir oysa…
O kadar masraflı bir eğitime gerek yok bence.
Elipsin içini dışarı taşırmadan en çok karalama şampiyonunu mutfağa bıraksanız karnını doyurabileceği şüpheli bazılarının.
Okullar açılacak mı sorusu geldi aklıma bunları düşündüm.
Açılmasa da olur. Yeter ki elektronik oyuncaklardan uzaklaşarak annelerine mutfakta yardım ederek büyüseler daha kârlı beceriler geliştirirler bence.
Mutfaklar kaldı biraz daha millî olan nasılsa…