Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli,"Kader çizgimiz bellidir. Bunu değiştirmek harcımız değildir. Ancak kader mahkumlarının talihini değiştirebilir, onların elinden tutabilir, zincirlerinden ve zindanlardan onları çekip çıkarabiliriz" dedi. özetle, kısmi af konuşulsun, tartışılsın, af çıksın ifadelerini kullandı.
Hükümet cevaben, “teröristlere af gündemimizde yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da İngiltere'ye giderken “Sayın Bahçeli’nin bu talebi veya teklifi tabi kendisine ait bir taleptir, tekliftir. Ama bizim şu anda hükümetimizle böyle bir düşüncemiz kesinlikle yok” dedi.
Devlet Bahçeli ikinci kez “kararlıyız, sözümüzün arkasındayız. Allah'ın izniyle affın çıkacağına inanıyorum” diyerek, “Biz kendi gündemlerinde olsaydı zaten destek verir, müspet kanaatimizi kendileriyle paylaşırdık. Ancak gündemlerinde olmadığı için bir görüşümüzü, çok ciddi sosyal ve toplumsal boyut kazanmış, ihtiyaç haline gelmiş, kanayan bir yaraya dönüşmüş mühim bir meseleyi milletimizin gündemine taşıdık. Bu konuda da kararlıyız ve sözümüzün ardındayız.” ısrarında bulundu.
Bu durumda ne oldu?
Birincisi; Kafalar karıştı, beklenti ve umut yükseldi. Neden yükseldi. Ne zaman af söylentisi çıksa peşinden af çıkmıştır. Bence geçmişe bir bakalım önce konuşulur, tüm platformlarda paylaşılır, tartışılır ve af beklenmeye başlanır. Bunu kenara koyalım…
İkincisi: Sayın Bahçeli'nin ikinci açıklamasına gerekçe, affın sosyal ve toplumsal ihtiyaç haline gelmiş olduğu ve kanayan bir yaranın gündeme taşınması olduğunu söylemiştir.
Üçüncüsü: Tam da seçim arifesinde bu konuda kararlı olduğunu vurgulamıştır. Zaten bütün afların seçimle ilgisi olmuştur.
Dördüncüsü: Başbakan'ın teröristlere kesinlikle af yok gerekçesine de katıldığını da belirtmiştir.
BU DURUMDA ORTADA PROBLEM GÖZÜKMEDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.
O halde af çıkar mı çıkar çıkar.
Bakın geçmiş zamanlara af çıkacağını sizde anlarsınız.
Af söylentisi ok gibidir; yaydan çıkmaya görsün. Binlerce insanın gözü kulağı “af” kelimesine takılır. Sesler öyle bir yükselir ki, uğultu çığ gibi büyür de büyür, kocaman olur. Karşı konulamaz talep haline gelir. Belki bunun için biraz zaman gerekir. Peki bu durumda ne olur?
Çözüm üretme merci, siyaset kurumu bu talebe kayıtsız kalamaz. Geçmişte hep böyle olmuştur. Artık ok yaydan çıkmıştır hatta fırlamıştır.
Bir kaç gündür Türkiye’nin gündemi Af olmuştur. Televizyonlarda af tartışılıyor. Eğer bu konuyu Cumhur İttifak ortağı Sayın Devlet Bahçeli değilde Muhalefet gündeme getirmiş olsaydı sanırım bu kadar tartışılmaz ve gündemde yer tutmazdı.Mahkum ve mahkum yakınları da belki bu gerçeği gördükleri için bu kadar çok umutlandı.
Af çıkacak!
Hemen “ne zaman af çıkacak”? diye sorulan sualleri duyar gibi oluyorum.
Dedik ya ok bir kez çıktı yaydan. Bunun geri dönüşü olmaz. Af bu gün olmasa da yarınlarda çıkmak zorunda kalacaktır.
Ne zaman çıkar bilinmez. İstenirse her zaman çıkar. Ben bu tür konulara İktidarın hazırlıklı olduğuna inanıyorum. Eğer iktidar hazırlıklı değilse bu ha deyince çıkacak bir mesele değildir.Ama bu kadar tabana yayılan mahkum affından geri dönüş olmaz. Er veya geç af çıkar diye düşünüyorum. Çünkü affın zamanı; talebin toplumdaki tabanına ve karşılığına bağlıdır. Öyle bir an gelir ki, siyaset karşı koyamaz.
AF ÇIKAR (MI) ÇIKAR...