İki insan karşılaşınca önce birbirine iyi dilekte bulunması ne kadar insancadır bilseniz.
“Önce selâm, sonra kelâm” diyen atalarımız bunu çok güzel özetlemiştir.
Birbirini selamlamak bütün dillerin en önemli söz başı tatlısıdır. Sözün kapısını açacak anahtardır selam vermek ve almak.
Peygamberimiz “İnsanların Allah katında en hayırlısı, önce selam verenleridir” buyuruyor.
“Size bir selam verildiği zaman ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin” şeklindeki ayet mealiyle asırlarca yoğrulmuş bir milletin evlâdıyız.
“Müslümanlıktaki hangi amel (davranış) daha hayırlıdır” şeklindeki bir soru üzerine Peygamberimiz “Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selam vermendir” der.
Yine Peygamberimiz “Ey insanlar, aranızda selâmı yaygınlaştırın. Yemek yedirin, akrabalık ilişkilerini gözetin …” derken iyi dilekte, ikramda bulunmayı selamlaşmakla eş değer göstermiştir.
“Selamünaleyküm”, Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre "Allah'ın selamı sizin üzerinize olsun" şeklinde bir duadır.
Fransızlar günün belli bölümlerinde şu iyi dileklerde bulunurlar:
Sabahları bonjour (iyi günler), akşamları, bonne soire (iyi akşamlar), gece için bonne nuit (iyi geceler) denir ki gördüğünüz gibi hep bir iyi dilek belirtiliyor.
İngilizler, “good morning” derken iyi sabahlar, “good afternoon” u öğle için, “good evening” i iyi akşamlar, gece için de “good night” derler.
Almanlar ise Guten morgen (iyi sabahlar), guten tag (iyi günler), guten abend (iyi akşamlar), gute nacht (iyi geceler) diyerek selamlaşırlar.
Görüleceği gibi hep bir iyi dilek var.
Hiçbir Fransız, İngiliz, Alman karşılaştığı insana bu iyi dilekleri söylemeden söze girmez. Sanki atalarımız “Önce selâm, sonra kelâm” sözünü onlara söylemiştir…
Eskilerin “Sabah-ı şerifleriniz hayrola” diye nezaket diliyle güne başlaması ne güzeldi.
Dilimizi bu dillere benzetmek için sabah için günaydın, öğleden sonrası için de tünaydın uydurulmuş.
Her ikisinde de bir iyi dilek (temenni) var mı? Öğleden sonraları söylenen “tünaydın” sözü ne kadar güldürücü geliyor bana bilseniz.
Günaydın, “elma meyvedir, atın yavrusu taydır, gece karanlık” der gibi bir bildirimde bulunuyor sanki. İyi dilek belirtmiyor…
“Tün” gece ve karanlık anlamındadır. Öğleden sonra ile gece arasında akşam var ama ona uydurulacak bir şey bulamamışlar…
Tünaydın’ı hep “tüneyeydin” şeklinde yorumlayıp tebessüm ettim yıllarca. Tavuk ve kuşların geceyi geçirdikleri yere “tünek” dendiğini bilen biri “tünaydın” ı duyunca tebessüm yerine kahkaha atmaz mı?
Öğretmenlik yaptığım bir köyde Salih Abimiz vardı. Karşılaştığımız zaman selam vermişsem sessizce “Alaykümselâm” dedikten sonra, seslice “günaydın hocam, günaydın” der, ilk o selam vermişse sesli sesli “Günaydın Hocam” derdi.
Sordum bir gün:
-Salih Abi sen herkese günaydın diye mi selam veriyorsun?
-Yook.
-Niye bana hep günaydın diyorsun? Yoksa beni adamdan mı saymıyorsun, deyince durakladı, yutkundu ve kesin bir sesle:
-Sen devlet memurusun. Devlet memuruna günaydın denir, dedi.
Günaydın, tünaydın sözlerinde hangi iyi dilek/dua var?
Genellikle selâmünaleyküm veya iyi günler derim. Bir ara günaydın diyene de aleykümselâm derdim.
Hele “selâm” diyene “yok salam değil sucuk” der, tebessüm ederdim.
Bir köyde, “öğretmensiniz ya, size günaydın mı demeliyim” diye soruldu. “Herkese nasıl selâm veriyorsan, bana da öyle selâm ver” dedim.
Selamlaşmanın resmisi, sivili mi olur?
Selâmlaşmadan söze girenlerin ne kadar kaba olduklarına dikkat edin. Kaba ve bencil, söz anlamaz kişilerin kendilerine has bir selam kalıbı yoktur. Bulundukları ortama göre selam verir ve alırlar.
Selâmlaşmaya bile riya katanlardan Allah korusun cümlemizi.