Ülkücülüğün temellerinden bir tanesi de ahlaktır. Ülkücünün ahlak anlayışı, dinî, millî, manevî değerlerimize dayanır. Ahlâkçılık ilkesine esas olarak kabul edilen hususlar: Türk milletinin ruhuna uygun olmak Türk milletinin geleneklerine âdetlerini ve inançlarına uygun olmak, tabiat kanunlarına uygun olmak ve Türk milletine yararlı olmak esaslarına dayanır.
Ülkücü Hareket’in Başbuğ’u Alparslan Türkeş tarafından Ahlâkçılık ilkesi ülkücü hareketin gündemine önce kavram ve sonrasında temel sloganlardan birisi olarak girmiş ve sonrada “İslâm Ahlâk ve Fazileti” olarak özetlenmiştir. Ülkücü kimse ise İslâm ahlâk ve fazileti ile Türklük gurur ve şuurunu benimsemiş kimseler olarak belirtilmiştir.
Ülkücülerin Başbuğ’u Seni Türklük şuur ve gururuna, İslâm ahlâk ve faziletine, yoksullukla savaşa, adaletle yarışa, kardeşliğe, kısacası hak yolu, hakikat yolu, Allah yoluna çağırıyoruz. Modern medeniyetin ön safına geçmek üzere çağlar üzerinden sıçramağa çağırıyoruz. diyerek kesin ve keskin hatlarla Ülkücü Hareketin hangi yolda olacağını ve hangi yolda ilerleyeceğini belirtmiştir.
Ülkücü Hareketin önemli dava büyüklerinden olan Dündar Taşer’de "Mutlak manada millî, manevî, İslamî değerlere bağlı gençliği ülkü ve fikirler etrafında toplayacak aksiyoner bir hareketi oluşturmak zorundayız.” ifadeleriyle ülkücünün neyi kabul neyi reddedeceğine dair derin bilgiler vermiştir.
Hatta taşer; ülkenin yarınlarında görev alacak genç bozkurtların yetişmesi için üç temel esasın öğretilmesini zorunlu olarak görmüştür. İslam ahlak ve fazileti”, “Türklük ve tarih şuuru”, ve “İla'y-ı Kelimetullah için Nizam-ı Alem Davası.
Seyyit Ahmet Arvasi’de Her ülkücünün ilkönce ahlaklı olmasını ve ahlak anlayışının mutlak surette kendisine temel kabul etmesini arzu ederdi. Türk milletinin geleceği, İslam Dininin gönüllere ve beyinlere yeniden nüfuzu yalnız ve yalnız ülkücü gençlerle mümkün olabileceğini hassasiyetle belirtmişti.
Ülkücü Hareketin dünüyle bu günü arasında ne değişti. Değişen hiçbir şey yoktur. Ülkücü Hareketin temellerinde var olan “Ahlakçılık” bu günde var olmak zorundadır. Aksi taktirde Ülkücünün gelecekte vaat ettiği nizamın bir ciddiyeti ve inandırıcılığı olmayacaktır.
Ülkücüler savunduğu ve öngördüğü bir nizamın bir nüvesi durumunda olamadığı taktirde hayallerini süsleyen nizam, bir aksesuar olarak veya bir slogan olarak kalacaktır. Bir hareket özünde,fikirlerinde, inanç, hayal ve tahayyüllerinde ne kadar kuvvetli, berrak, harikulade olursa olsun eğer hareketin temsilcileri, neferleri, müdavimleri tarafından fiili hale getiremiyorsa, boşa emek harcanıyor demektir. Kılıcın keskinliği maharetli ve inanmış ellerde maksatına ulaşır.
Ülkücüler ahlak noktasında, hareketin temelinde tartışılması bile mümkün olmayan ahlak anlayışıyla uyum içinde olması halinde bu milletin gönlünün tam orta yerinde taht kuracağı muhakkaktır. Özellikle Ülkü Ocakları tarafından en başta ders olarak verilmesi icap eden hususlardan birisi ahlakçılık anlayışıdır.
Ülkücü Hareketin siyasi alanda temsil noktasında olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin her neferi, ahlak noktasında kendisini gözden geçirmek zorundadır. Milliyetçi Hareket Partisini diğer partilerden ayıran en önemli özelliklerden birisi ahlak kavramıdır.