Birlikte çıktık yolculuğa. Ülkümüze birlikte kavuşacaktık, yolumuzdan bizi kimse geri çeviremeyecekti. Çoğalacak, büyüyecek bir dağ olacaktık.
Dağ olduğumuzda dağın eteklerinde gezindiğimiz zamanları unutmayacaktık. Biz, bir birimiz için ölecektik. Öz kardeşten çok daha yakın olacaktık birbirimize.
Bir ve beraber aşamayacağımız hiç bir engel kalmayacaktı. Makam ve mevkiler adamlığımızı bozmayacaktı; ülkümüze giden yoldan bizi geri çevirmeyecekti.
3 kuruşluk kemik karşılığında Alçakça bir ihanete kalkışmayacaktık.
Makam ve mevkilerin cazibesi bizim gözümüzü karatmayacaktı.
Kutlu sevdamıza kelepçelenmiş, yüreğimizi ülkümüze teslim etmiştik.
Nice türküler besteledik, nice ağıtlar yaktık birlikte... Kutlu yolculuğumuzda hep bir ağızdan şarkılar türküler söyledik...
Birlikte güldük, birlikte acıları paylaştık..
Birlikte, fırtınalara, alaboralara, göğsümüzü gerdik. Gözümüz başka sevdaları görmedi. Dünyalık olmadı bir dikili ağacımız…
Aç kaldık, susuz kaldık. Namerde muhtaç kalmadık. Kimsenin kapısını çalıp gururumuzu ayaklar altına sermedik. Düştüğümüz yerden adam gibi doğrulduk.
Ama biliyor musun, hep mutluyduk.
Hep gülümsüyorduk.
Hep o fırından çıkmış sıcacık ekmeğin kokusuyla o çıtır çıtır gevrek simidin yanında muhabbetle şekerini erittiğimiz, yudum yudum içtiğimiz çayla çok mutluyduk…
Hayallerini kurduğumuz, büyük Türkiye, hatta Turan ülküsüyle kurtuluşun müjdesini veren okuduğumuz kitapları sesli okurken bile yüreğimiz nasılda yerinden çıkacak gibi oluyordu…
Ne oldu bize?
Şimdi ne oldu?
Ne seni bulabiliyorum şimdi ne de beni…
Her yer karanlık…
Her yerde senin sesini duyuyorum…
Sen yoksun bir yerde…
Senin sesini taklit ediyor herkes…
Senin sesinle konuşuyorlar…
Senin şarkını, bizim şarkımızı söylüyor herkes…
Sen neredesin?
Ben neredeyimmmm?
Düşün bul beni, bul bizi
Bizim adımıza ahkâm kesenler çoğaldı…
Bizim adımıza hüküm verenler…
bizim yerimize yeniden haritalar çizenler…
At izi it izine karıştı.
Kim doğru, kim eğri, kim haklı? aklım karıştı…
Yüreğim rehberini bulamıyor…
kılavuzunu kaybetmiş sudan çıkan bir ördek gibi cascavlak ortada kaldık.
Önümüze koyulan navigasyonlar bizim yollarımızı göstermiyor. Konum bilgisi yazdığımızda Çıkmaz sokakları, caddeleri gösteriyor bize…
aklım karıştı…
Bu teknoloji zehirliyor bizi.. bir birimizi düşman ediyor. Birbirimizi suçluyoruz, birbirimizi dövüyoruz, birbirimize küfrediyoruz. Biz kansız değiliz… bizim kanımız bozuk değil.
Ne oluyor bize?
Biri cevap versin
Kimse yok mu orada?