Ülkü Ocakları Türkiye’nin her İl ve İlçesinde belli hiyerarşik bir düzen içerisinde teşkilatlanmıştır. Genel olarak 15 ile 30 yaş arasındaki genç insanların oluşturduğu bir kuruluştur. Üniversitelerde ve hatta liselerde de varlığını gösteren genç ülkücüleri anlatmaya gerek yok sanırım.
Türkiye’de yaşayan insanlar çok iyi bilirler ki, Ülkü Ocakları sadece il, ilçe ve üniversitelerde değil daha düne kadar her mahalleye bir Ülkü Ocakları kurarak o mahalledeki gençlerin kötü alışkanlıklar edinmesinin önüne geçmiş, dinini, dilini, tarih ve kültürünü bilen, ahlaklı olmayı öğrenen gençlerin yetişmesinin müsebbibi olmuştur.
Ülkü Ocakları gençler için bir okul olmuştur. Ülkü ocakları vatan ve millet sevdalılarının yetişmesinde önemli katkılarda bulunmuştur. Ülkü Ocakları Milletimizin gelecekle ilgili kaygı ve endişelerini en aza indirmiştir. Bir nevi ülkemizin sigortası durumuna gelmiştir.
Bu kadar geniş bir alanda hareket eden Ülkü ocakları yılmadan yıkılmadan söz konusu vatan olduğunda hiç kimseye taviz vermeden bu günlere kadar gelmiş kutlu bir bayrağın taşıyıcısı olmuştur.
Türk Milletinin çoğu ferdi gençlik yıllarında ilinde, ilçesinde, mahallesinde, okulunda bir şekilde ülkü ocaklarının kapısını çalmış, seminerlerine katılmış veya ülkücülerle tanışmış ve arkadaşlık yapmıştır.
Genç yaşlarında Ülkü Ocaklarıyla bir şekilde temas içinde olan nice insanları göstermek mümkündür ki, bugün dahi devletimizin en yüksek kademelerinde görev yapmaktadır. Türk devletinin korunmasında, kollanmasında ve idare edilmesinde söz sahibi yetki sahibidir. Gençliğinde Ülkü Ocaklarında bulunan kimileri siyaseti tercih ederek bugün dahi, fikrini, ülküsü, hayallerini, iktidara taşıma azim ve gayreti içinde MHP’nin çeşitli kademelerinde görev alırken, kimileride zaman içerisinde değişen düşünce yapısı ve değerleri neticesinde başka siyasi partilerde veya siyasi organizasyonlarda yer almıştır.
Gençlik yıllarında ülkü Ocaklarında bulunmuş veya köşesinde-kıyısında gezinmiş daha sonraki yıllarda çeşitli çıkar veya bakış açıları değişerek farklı siyasi organizasyonlarda görev almış insanları anlayışla karşılarız. Fakat bu insanların Ülkü ocakları veya MHP çatısı haricinde ülkücü olduklarını ileri sürerek hala ülkücüler üzerinden pirim yapmalarına asla müsaade edilemez. Asla kabul edilemez.
İşlerine geldiği zaman ülkücülük, işlerine geldiği zaman bölücülük, hiç bir ülkücünün kabul edemeyeceği bir anlayıştır. Apoletleri sökülmüş kışlayla ilişiği kesilmiş bir askerin zaman zaman üniformasını giyip bende askerim diye ortalıkta dolanması halinde kendisini gülünç duruma sokacağı gibi layık olduğu tek yer vardır: Tımarhane…
Kaldı ki, ülkücü dahi olamamış ama ülkücülük elbisesi giymeye çalışan siz zavallıları tımarhane dahi kabul etmez. Aynaya dönüp baktığınızda elbisenin kiminize dar kiminize bol geldiğini göreceksiniz. Moda olana rağbet olsa da yakışan esastır.
Türkiye’de ne zaman ki ülkücü Hareket var olduğunu derinden hissettirmiş ne zaman ki milletimizin gönül bahçesine girmişse ve ne zaman ki milletimizin önüne sandık koyulmuşsa Ülkücü hareket bölünmeye çalışılmış, karalanmaya çalışılmış, yıpratılmaya çalışılmıştır.
Bir anda ülkücü olduklarını hatırlayanlar meydanlara çıkmış, nemalanabilmek için şerefini, haysiyetini, gururunu üç-beş kuruşa veya makam ve mevkilere satar olmuştur. Bunun başka bir izah tarzı yoktur.
Ülkücü Hareketin tarihinde hassas zamanlarda gördüğümüz oyunlar bu günlerde yeniden sahneye koyulmuştur. Cumhurbaşkanlığı seçimleri dolayısıyla Ülkücülerin gücünü bölmek için ortaya koyulan bu basit oyunu artık hiç kimse yutmamaktadır.
“Bağımsız Ülkücüler Platformu” adı altında zaman zaman ortaya çıkan güya Ülkücüleri içerden bölmeye, fitne ve fesat tohumları ekmeye yeltenen bazı gruplar bu günlerde özellikle sosyal medyada cirit atmaktadır.
“Bağımsız Ülkücüler Platformu” tarafından Üsküdar Nikah Sarayı Tesisleri'nde düzenlenen iftar programında açıklama yapan bir takım “çapsız gurup” cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceklerini belirterek yandaş medya tarafından ülkücülerin ortak paydası gibi gösterildi. (Sanki MHP yıkıcı ideolojilerle işbirliği yapıyormuş gibi) Yıkıcı ideolojilerle işbirliği ve güç birliği yapmadıklarını ve yapmayacaklarını vurgulayanlar PKK ile işbirliği içinde olanları görmezlikten gelmesi anlaşır gibi değil. Kaldı ki, Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu “Çatı Aday” olarak sunulan hiçbir siyasi yönü bulunmayan milletimizin tamamını kucaklayabilecek bir adaydır. Siyasi Partilerin çoğunluğunun ortak payda’da birleşmesi ve tek bir aday üzerinde anlaşma sağlamasının neresi kötüdür bunu da anlamış değilim. Keşke Siyasi Partilerimizin ortak paydada birleşebilecekleri daha çok konular olabilse…
Toplantıda yine Erdoğan’ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemindeki başarılı hizmetlerinden tanıdıklarını Yerli ve milli olduğunu bildiklerini Yine 12 yıllık iktidarları döneminde ülkemize kazandırdığı sayısız eserlerden dolayı da takdir ettiklerini söylediler.
Yahu Allah aşkına çocuk mu kandırıyorsunuz siz? Sizin adınız nasıl ülkücü oluyor? Siz Erdoğan’ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından bu güne tanıyorsanız ve takdir ediyorsanız siz AKP’li bile değil, Erdoğancısınız. Bu aşk sizin AKP’li bile olmanızın önüne geçmiş.