Hepimiz hayatımızda insanlarla iletişim kurarken, karşımızdaki kişinin bizi anlamasını isteriz, değil mi? Ancak bazen farkında olmadan, söylediklerimizi anlaşılmaz hale getirebiliriz.
İster iş yerinde, ister ailede ya da arkadaşlar arasında olsun, herkesin bizi anlaması için konuştuğumuz kişinin dilini, seviyesini gözetmek önemlidir.
Bu sadece bir konuşma şekli değil, aynı zamanda karşımızdakine duyduğumuz saygının bir göstergesidir.
Bir düşünün, bir öğretmen sınıftaki öğrencilere fizik dersini anlatırken, öğrencilerin seviyesini dikkate almadan çok teknik terimlerle konuşsa, o öğrenciler dersten ne kadar fayda görebilir? Aynı şekilde, günlük hayatımızda da karşımızdaki kişinin anlayabileceği bir dille konuşmak, hayatı kolaylaştırır ve iletişimi daha sağlıklı hale getirir.
İletişimde Sadelik, Anlamda Derinlik
Hepimizin karşısına çıkan bir durumdur: Bazen birileri kendini daha kültürlü ya da bilgili göstermek için aşırı süslü ve karmaşık kelimeler kullanır. Ancak bu tarz bir üslup, hem anlam karmaşası yaratır hem de yanlış kelimeleri yanlış yerlerde kullanarak iletişimi zorlaştırır. Bu da, yanlış anlamalara ve bazen de tatsız sonuçlara sebebiyet verebilir. Oysa önemli olan, muhatabın ne demek istediğimizi doğru bir şekilde anlayabilmesidir.
Bu durum, özellikle sosyal medyada sıkça karşımıza çıkıyor. Gençler arasında hızla yayılan 'uyduruk kelimeler' ve argo terimler, bazen ne söylendiğini anlamayı zorlaştırıyor. Örneğin, “kanka ne ayaksın?” gibi ifadeler ne yazık ki günlük konuşma diline dahi yerleşmiş durumda. Bu tür ifadeler, bir yandan iletişimi basitleştiriyor gibi görünse de, aslında anlaşılmayı daha zor hale getirebiliyor. İletişimde net ve sade olmak, karmaşadan kaçınmak en doğrusu değil mi?
Doğru Kelimelerle Güçlü İletişim
Bu aslında hayatın her alanında geçerlidir. Örneğin, bir doktor, hastasına tıbbi terimlerle dolu karmaşık bir açıklama yaptığında, hasta ne kadar anlayabilir? Oysa doktor, aynı bilgiyi daha basit bir şekilde ifade ettiğinde, hastanın ne yapması gerektiğini daha iyi anladığını görürüz. İşte, dilin ve üslubun doğru kullanımı, iletişimin temelidir.
Toplumda pek çok farklı insan var. Herkesin eğitim düzeyi, anlama kapasitesi ve hayat tecrübesi farklıdır. Bu yüzden, karşımızdaki kişiyi tanımadan, onun seviyesini bilmeden konuşmak bazen bizi yanlış anlaşılmalara sürükleyebilir. İnsanların anlayacağı bir dille konuşmak, aslında onları ciddiye aldığımızın bir göstergesidir.
Bir aile büyüğüne, bir çocuğa ya da bir iş arkadaşımıza hitap ederken, herkesin farklı anlama seviyeleri olduğunu unutmamalıyız.
Anlaşılır Olmak
Bir başka örnek, dini sohbetlerde karşımıza çıkar. Herkesin dini bilgisi aynı değildir. Bazı insanlar, dini terimlere daha aşinayken, bazıları bu konularda daha az bilgiye sahip olabilir. İşte burada, dini anlatırken ya da bir mesele hakkında konuşurken, karşımızdaki kişinin seviyesini dikkate almak gerekir. İnsanlara faydalı olmak, onların anlayabileceği bir şekilde konuşmakla mümkündür.
Süslü Laflar Yerine Net Anlatım
Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) güzel bir sözü vardır: “İnsanlara akılları nispetinde konuşun.” Bu söz, aslında iletişimin özüdür.
Mevlana’nın “Anlayana anlatmazsan zulmedersin. Anlamayana anlatırsan yine zulmedersin,” sözü de ayrı bir anlam ifade eder. Bir mesajı ne kadar güzel ve doğru anlatırsak anlatalım, karşımızdaki kişi onu anlayamadığında, o mesajın bir değeri kalmaz. Bu yüzden, karşımızdaki kişiyi tanımak, onun ne kadarını anlayabileceğini bilmek ve ona göre konuşmak, sağlıklı bir iletişimin anahtarıdır.
Anlaşılmak İçin Doğru Üslup
Sonuç olarak, hayatımızda başarılı ve etkili bir iletişim kurmanın yolu, karşımızdaki kişiyi anlamaktan geçer. Ne kadar bilgi sahibi olursak olalım, önemli olan karşımızdakine o bilgiyi onun anlayabileceği bir dille aktarabilmektir. İletişimde basitlik ve açıklık, karşımızdaki insanlarla daha güçlü bağlar kurmamıza ve daha etkili bir şekilde anlaşmamıza yardımcı olur. Unutmayalım, dilini anladığımız insanlarla kurduğumuz iletişim, her zaman daha sağlam olur.